Su pazarına bir de bu pencereden bakın!
Uygun fiyatı ve kalite standartlarıyla öne çıkan, başta restoranlar olmak üzere zincir marketlerde de yoğun ilgi gören Konya Büyükşehir Belediyesi’nin doğal kaynak suyu markası Beysu, Türkiye’deki piyasa hakimiyetini artıracak yeni bir hamle daha yaptı.
18 bin metrekare kapalı alanı ile güncel bedelle 1 milyar 130 milyon liralık bir yeni fabrika binasını Beyşehir’in Doğanbey Mahallesi’ne kazandırdı.
36 bin 396 metrekare kurulu, 18 bin metrekare de kapalı alana sahip tesis, saatte 128 bin 760 litre dolum yapılabilirken günlük 35 ile 60 tır arasında ürün sevkiyatı yapılabiliyor. Sıfır Atık belgesine sahip tesis ayrıca; BRC, FSSC 22000 ve HELAL sertifikalarının üçünün birden olduğu Türkiye’deki ilk su fabrikalarından biri olma özelliği taşıyor. En önemlisi de bu yatırımla Beysu’nun üretim kapasitesi tam 5 buçuk katına çıkmış oldu.
Tıpkı savunma sanayii hamleleri gibi bu içme suyu hamlesi de bence stratejik yatırım alanlarından biri. Beysu’nun bu adımı, ülkemizdeki su markalarının pek çoğunun yabancı menşeili olması nedeniyle de stratejik öneme sahip bulunuyor.
Bu bence çok önemli bir konu.
Son zamanlarda küresel ölçekte tartışılan en önemli konulardan biri nadir elementler konusu. ABD ve Çin bu konuda büyük savaş halinde. Türkiye de bu konuda önemli adımlar attı ve atmaya da devam ediyor.
Nadir elementlerle birlikte dünyada savaş sebebi sayılabilecek diğer iki konu ise su ve enerji.
Özellikle son yıllarda iklim değişimiyle birlikte giderek büyüyen su sıkıntısı, zengin yoksul bütün ülkelerin politikasını belirler konuma geldi.
Su paylaşımı konusu Türkiye’nin de bugüne kadar en önemli konularından biri haline gelmiş durumdaydı. 80’li ve 90’lı yıllarda Fırat ve Dicle’nin kullanımı ciddi gerginliklere neden olmuştu.
Bunun neticesinde GAP ve KOP gibi projeler hayata geçirilmişti. Her ne kadar ben hala KOP’un atıl kaldığını ve asıl vazifesine hizmet etmediğini düşünsem de GAP bu konuda önemli bir adım olmuştu.
Ülkemizin yarı kurak iklim kuşağında bulunduğunu hatırlatarak, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının yaklaşık 1.300 metreküp olduğu söylememiz lazım. Uzmanlar bu konuda Türkiye’yi riskli ülkeler arasına almış durumdalar. Su stresi çeken ülkeler listesinde olan Türkiye’nin yakın gelecekte su fakiri ülkeler arasına girmesini de muhtemel görüyorlar.
Bu nedenle hem sulama suyunda hem de içme suyunda Türkiye’nin atacağı adımlar stratejik öneme sahip. Özellikle de içme suyu konusunda çok dikkatli adımlar atmalıyız. Sulama suyunu kurtaramadık ama en azından yaşamak için içme suyunu kurtarmalı, bunu milli bir devlet politikası olarak ele almalıyız.
Hem şu meseleyi de gözden kaçırmamalıyız; içme suyu konusunda özellikle uluslararası şirketlerin son yıllarda yaptıkları hamleler, üzerinde durulması gereken bir konudur. Şuanda Türkiye’de su pazarında yabancı ortaklı şirketlerin önemli bir ağırlığı bulunuyor.
Damla (Coca Cola), Erikli (Nestle), Evian, Fiji Water, Hayat (Danone), Sırma (Danone), Saka Su (DyDo Drinco), Nestle Pure Life (Nestle), Aquafina (Pepsi), Alaçam (Nestle), Turkuaz (Coca Cola)
Bunu da göz önünde tutarsak, Konya Büyükşehir Belediyesi çatısı altında her geçen gün büyüyen ‘Beysu’ markasının neye tekabül ettiğini daha iyi anlarız…
