Tarımda alarm zilleri çalıyor!
Tarım ve Orman Bakanlığı üst üste 2 yıl boyunca işlenmemiş tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla "kiralık tarla" uygulamasına başladı. Bakanlık uydu görüntüleri ve saha çalışmalarıyla Konya'da 10 bin dekar boş arazi tespit etti. Konya Ovasında uygulamadan faydalanacak kişilere uzmanlar, çalışmayla birlikte dolandırıcılık olaylarına karşı, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri haricinde işlem yapılmamasına dikkat çekiyor.
Vatandaşlara yapılan bu uyarıyı ben de duyurmuş olayım.
Sonra da bakanlığın aldığı bu karara büyük bir destek verdiğimi ifade etmeliyim.
Tarımsal üretimde Türkiye aslında sanılanın aksine iyi bir durumda. Ama tarımsal üretimin ihracata yönelik olması iç pazarda sıkıntılara sebep oluyor.
Örneğin incir, kiraz, Antep fıstığı, fındık, çilek gibi ürünlerde üretimde ön planda olan Türkiye, bu ürünleri ihracatta değerlendirirken; iç pazarda bu ürünleri almak oldukça zorlaştı.
Bu sene özellikle incir ve kirazda ortaya çıkan fiyatlar adeta dudak uçuklattı.
Geçtiğimiz haftalarda muhabirimiz Büşra Erkuş’un Büyük Sinan Mahallesi’nde bulunan Pazartesi Pazarında yaptığı bir haberde, bir tane kirazın 10 TL olduğunu gördüğümde gözlerime inanamamıştım.
Ne yalan söyleyeyim, ben de bu sene ne kiraz ne de incir yiyemedim. O kadar para verip almak açıkçası çok zoruma gittiği için yiyemedim. Yiyeceğime yemeyivereyim diye düşündüm. Vatandaşların kahir ekseriyeti de böyle düşünüyor açıkçası.
Hal böyle olduğu için ben de milletimizin kahir ekseriyeti gibi ülkemizde tarımsal üretimde yeterli çalışmaların yapılmadığını düşünüyorum. Halimize üzülüyorum da.
Yukarıda saydığım ürünlerin her birinin üretiminde neredeyse dünya birincisiyiz ama vatandaşların büyük bir çoğunluğu bu ürünleri tadamıyor. Ülkemizin nimetlerinden faydalanamıyoruz.
Sahillerimizde ne olduğu belli olmayan tipler eşşek yüküyle para istiyor, denizlerimizden faydalanamıyoruz.
Ovalarımızda yetişen binbir çeşit ürünü tatmamız için bütçemiz yetmiyor.
Yaz mevsiminin ortasında sebze, meyve dünya para.
Et, süt ürünleri desek pek bir farkı yok.
Daha bunun gibi eleştirecek çok şeyimiz var. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu sıkıntılara acilen bir çeki düzen verilmesi gerekiyor…
Mesela Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yukarıda saydığım meyvelere, sebzelere, et ve süt ürünlerine bir ihracat kısıtlaması getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kendi vatanımızda yetişen ürünleri biz yiyemeyeceksek konuşacak çok fazla şey yok.
Birkaç tüccarın para kazanması için bu ülkede yaşayanlar zor durumda bırakılmamalı diye düşünüyorum.
Altınekin’e gidiyorum pancar çiftçisi memnun değil, Cihanbeyli’ye gidiyorum hububattan şikayet var. Bu sene memnun olanlar sadece ayçiçeği çiftçisi sanırım. Orada da Konya Şeker Fabrikası iyi bir fiyat vermiş görünüşe göre.
Zaten bir de kuraklık var. Çiftçi susuzluktan inim inim inliyor.
Kısacası ne çiftçi memnun ne tüketici.
Büyükbaş hayvancılık konusuna hiç girmiyorum bile…
Neyse ki dün Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şap hastalığı nedeniyle kapatılan hayvan pazarlarının, aşılama oranlarının artmasıyla kademeli olarak açıldığını ve toplamda Konya dahil 38 ildeki pazarların yeniden faaliyete geçtiğini duyurdu.
Şap meselesi bambaşka bir konu, o konuda da ilerleyen dönemde diyeceklerim var…
Ama tüm bunlara karşın bakanlığın adım attığı bu atıl araziler konusu çok yerinde ve doğru adım. Onu da söyleyelim.
