Ramazan Yaşar

Ramazan Yaşar

VAN’I ALMAYA GİDERKEN…

VAN’I ALMAYA GİDERKEN…

Bugünkü yazımın konusu yine “dershaneler ve MGK belgesi” olacaktı. Ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamadaki tavsiyesine uymaya karar verdim. Arınç’ın bu açıklamasından herkesin kulağına küpe olması gereken bölümü paylaşmak istiyorum; “Ben bir Hadis-i Şerif'e çok önem veririm. ‘Yakında büyük fitneler olacak. O fitnelerde ayakta duranlar yürüyenlerden, oturanlar da ayakta duranlardan daha hayırlıdır.’ Fitneyi büyütmeden ne doğruysa onu yapacaksınız. Bu sözüm kime. Önce kendimize kabul edelim, ama her gün hükümeti hedef tahtasına oturtarak güzel insanların arasını açmaya çalışanlara buradan istirham ediyorum. Fitnenin aleti olmayalım, ne siz, ne de biz. Bu ateşin söndürülmesi için herkes elindeki bir bardak suyu döküversin. Şu andaki yayınları ben okumakta, dinlemekte zorlanıyorum. 10 yıl önceki dosyaları açmanın, ‘daha heybemizi açmadık, deve yükü heybemiz var’ demenin fitneyi büyütmekten başka sonucu yoktur.”

***

Van ve Konya arasında kurulacak kardeşlik köprüsüyle ilgili Hamdi Bağcı güzel bir yazı yazdı. Aydın Nezih Doğan Valimizi ve Vanlı kardeşlerimizi yalnız bırakmayacak Konya. Güzel Türkiye’mizin, güzel insanlarının bir arada, birlik ve beraberlik içinde yaşaması için zor bir çalışma yürütülecek. Bu konuda somut çalışmalar oldukça ben de sizlerle paylaşacağım. Ki kardeşliğimiz daha da pekişsin. Aramıza mayın döşeyenlerin hevesleri kursaklarında kalsın. Aramızdaki yolları tahrip etmek isteyenleri çabaları boşa gitsin.

Van’da güzel çalışmalar yapıp oradaki insanlarımızla aramızda köprüler inşa etmeye çalışırken, birilerinin de Diyarbakır’dan Kulu ve Cihanbeyli ilçelerimiz arasında köprüler kurmaya çalıştığını gözden kaçırmamak lazım. BDP Eş Başkanı Kışanak, “Kulu ve Cihanbeyli’yi istiyorum” derken, Konya’dan kaç kişi gelen tehlikenin ayak seslerini duydu acaba?

Kulu ve Cihanbeyli, BDP çizgisindeki partilerin almak istedikleri iki önemli ilçemiz. Türk ve Kürt nüfusun yüz yıllardır birlikte kardeşçe yaşadığı iki büyük merkez. Türkler ve Kürtler arasında “Kardeşlik hakkında” kim nasıl bir güzellik görmek istiyorsa Kulu ve Cihanbeyli’ye gitsin. İnsanların birbirine karşı olan sevgi ve saygı hikayelerini dinlesin. Doğu ve Güneydoğu’daki kardeşlerimize bulaştırılan etnik milliyetçilik virüsünün ortaya çıkardığı terör hastalığının tedavisinde bu iki ilçemiz model olarak kullanılabilir.

Başkanı olduğum Kulu - Cihanbeyli Derneği, bu modele dikkat çekmek ve çözüm sürecine destek olmak için zaman zaman konferanslar düzenledi. “Konya modelinin” terör sorununa çözüm olmasına tepki gösterenler, Kulu ve Cihanbeyli’de yüz yıllardır süren kardeşlik iklimine de zarar vermeye başladılar. Siyasi bir kimliğim olduğu için, yazacaklarımın birilerinin hoşuna giderken, birilerini de rahatsız edeceğini bildiğim için, bu konuya kamuoyu önünde hiç girmedim. Ama tehlikenin ayak sesleri daha sert ve gür çıkmaya başladı. Ve o ses gittikçe yaklaşıyor. Bu nokta susmayı artık vebal olarak görüyorum.

            Uğur Özteke, Cihanbeyli’de katıldığı bir programda, “Burada konuşulan tek şey yeni dönemde Başkan’ın Türk mü, Kürt mü olacağı idi” tespiti, aslında her şeyi anlatmaya yetiyor. Peki bu havanın oluşmasına kim sebep oldu? Bizim sivil toplum örgütü olarak devam edegelen birlik ve beraberliği koruma çalışmalarımız, halkımızın bu konudaki derin geçmişine rağmen bu virisü Kulu ve Cihanbeyli’ye kim bulaştırmak istiyor?

Bu ayrışmanın oluşması için Türkiye’de çalışanların, Kulu ve Cihanbeyli’yi unutmuş olmaları beklenemez. Yıllardır Diyarbakır Belediye Başkanı ve BDP Milletvekillerinin köylerimizde, beldelerimizde yaptığı çalışmalara şahidiz. BDP’nin bu ayrıştırma çalışmasının önemli bir ayağı olduğunu biliyoruz. Ancak sadece suçu onlara atmakla sorunun tam teşhisi yapılmış olmuyor. Onlar “Kürtlere ayar vermeye” çalışırken, “Türk kardeşlerimizi” kim bu ayrışmanın tarafı yapmaya çalışıyor!?..Asıl sorun da burada.

Kulu ve Cihanbeyli’de “Türk mü olacak, Kürt mü olacak” iklimini oluşturanlara karşı istiyorum ki, seçimi AK Parti’nin adayları kazansın. Kazanırken de halk arasında yayılmak istenen “etnik milliyetçilik virüsüne ölümcül bir darbe indirilsin.” Kulu, Ankara’ya 110 kilometre mesafede. Van, Ankara’ya 1234 kilometre. Van’ı Ankara’ya getirmek için giderken, Kulu’nun, Cihanbeyli’nin Ankara’dan uzaklaştırılmamasına da dikkat edelim. Hem Van’ı, hem Kulu’yu, hem de Cihanbeyli’yi Ankara’ya birlikte götürelim ki, birlik ve beraberliğimiz ilelebet olsun. Yoksa “Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da oluruz.” Aman dikkat diyorum…

Konya, Kulu, Cihanbeyli ve Van’ın ortak bestesi olacak, “Kardeşlik Türküsünü” seçimden sonra hep birlikte söyleyelim inşallah… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Yaşar Arşivi
SON YAZILAR