Esra Doğan

Esra Doğan

Vatan ve “Pekişkin” Kadın

Vatan ve “Pekişkin” Kadın

Vatan kavramı iç dünyamızda nasıl bir profil oluşturuyordu ya da oluşturuyor?

Birçoğumuz vatanın kıymetli olduğunu, uğrunda ölüme yürünesi bir toprak parçası olduğunu söyler, “Vatan Sağ olsun” sözleriyle de yükselirdik. Bu eylemi halen gerçekleştiriyoruz, fakat farklı bir bilinçle. Neden mi?

15 Temmuz bize vatanın ne demek olduğunu öğretti. Her şerde bir hayır vardır; belki de bu şer odaklarının girişimlerinin bize öğrettiği en önemli şey, vatan olmadan hiçbirimizin varlığının bir anlamı olmayacağı gerçeğidir.

Biz vatanın ne olduğunu 15 Temmuz’dan sonra daha iyi anladık. Birçoğumuzun hayatında, teoride öğrendiğimiz bilgiler pratiğe dökülünce ve hiç yaşamadığımız olay sonrasında bir tecrübe edindiğimizde vatan kavramı daha da anlamlı hale geldi.

Belki içi biraz boşaltılmış kavramlardandı, şimdi ise ülkenin neresine gidersek gidelim, yediden yetmişe herkesin dilinde vatan, bayrak, millet ve devlet kavramlarını duyuyoruz.

Bir milat deniliyor ya; evet 15 Temmuz ülkemiz ve milletimiz için bir milattır. Hayatlarımız 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sonrası olarak şekillenecek. Allah’ın adını anarak, dindar görünerek, vicdanlarla oynayarak algıları şekillendiren projeciler, miladın dibine “hain” sıfatıyla gömülecekler.

*****

Vatan dedik ya, vatan kadar bu vatanın vatandaşları da bir o kadar kıymetlidir. Hudut, dağ, tepe, ova, bayır, hava, kara, deniz demeden Peygamber ocağında vatan aşkıyla görevini icra eden Mehmetçiklerimiz daha da kıymetlidir.

*****

Tüm bu değerlerimiz, kıymetlilerimiz, vatan sevdalıları ve mücadeleleri beyaz perdeye yansıtılsa ne güzel olurdu değil mi?

Bir kişi bunu beyaz perdeye yansıtmış ve adına da “DAĞ 2” demiş. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmler arasına girmiş durumda. Akıcılığı, doğru kurgusu, geçmiş ve şimdiki zamanı aynı anda işlemesi, geçişleri, efektleri, oyuncuları ile bütünleşmiş bir film…

Yedi bordo berelinin Irak’ta Işid tarafından boğazı kesilmek üzere rehin alınan Türk kadın gazeteciyi kurtarma temalı, birçok sahnesinde derin mesajlar içeren, askerlerimizin eğitim süreçlerinin yer aldığı, duyguyu karşı tarafa hissettiren çok gerçekçi bir film…

Karşılarındaki örgütün “Allahu Ekber” nidalarıyla gelip masum insanları katletmeleri…

Anlatılabilecek çok fazla şey var, ama okumak yerine mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

Filmde iki kadın oyuncunun ölümü pahasına mücadelesi, film sonrasında beni düşündüren sahnelerden biriydi. “Light” laştık ya da laçkalaştık mı yoksa sağlam duruşumuz baki mi? Zorda olunca canı pahasına insanlar bir şeyler yapabilir de; asıl her şartta “Var mısın?” denildiğinde “Varım” diyebilecek mert, Osmanlı, Konya tabiri ile de pekişkin kadınlarımız var olsa da sayısı artmalı.

Askeri yetiştiren de biziz, kaleyi bekleyen de. Biz pekişkin olursak, vatan sağ olacak, biz laçkalaşmazsak ülke ayakta kalacak.

Filmdeki bir sahneye de atıfta bulunmak istiyorum: Boğazı kesilecek olsa dahi doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyen kadın olmak…

Bu mesaj da bence en önemli mesajlardandı. Boğazını kesmeye çalışanlar yalan söylemesini istedi, ama o doğru bildiğinden caymadı. O kadar önemli ki dosdoğru olmak!

Dosdoğru olmak da en çok kadına yakışır ki, dosdoğru evlatlar yetiştirsin.

Kendimizi, yaşantımızı, icraatlarımızı, nelerle meşgul olduğumuzu bir gözden geçirelim, yolumuz yol mu, işimiz iş mi, yaşantımız yaşantı mı, nereye doğru yöneldik, varış noktamızdan uzaklaşıyor muyuz, yoksa oraya yaklaşıyor muyuz? Hayatımızın muhasebesini yapalım bir de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Doğan Arşivi
SON YAZILAR