Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Zararlı Alışkanlıkları Önlemede Orucun Rolü

Zararlı Alışkanlıkları Önlemede Orucun Rolü

İslam, iyi insan yetiştirmek için gelmiştir.  İslam’da emredilen ve yasaklanan bütün hususlar insanın iyiliğinedir.  Kaldı ki ibadetlerin nihai amacı da  ahlaki iyiye ulaştırmaktır.

Arapça’da oruç anlamına gelen savm,  tan yerinin ağarmasından güneş batıncaya kadar bir Müslümanın yemek, içmek ve cinsel ilişkiden kendisini tutması manasına gelir. Onun için oruç bizi tutar.  Oruç insanı nelerden tutar?  Bunların başında zararlı alışkanlıklar gelmektedir.  Sigara, alkol, eroin, madde kullanma vs.  Sigara tiryakisi olan bir Müslümanı düşünelim. Ramazan ayı geldiği zaman  oruç tutması hasebiyle 14-15 saat sigara içmiyor. Demek ki iradesine hâkim olduğu zaman içmeyebiliyor.  Bir de sigara içmenin; hem kendi hayatına ve hem de çevresindeki insanların hayatına zarar verdiğini idrak etse, ayrıca  dini açıdan da mekruh bir eylem olduğunu kavrasa  bu alışkanlığına son verebilir.  Mesela, alkol alan bir Müslümanı düşünelim. Ramazan ayı geldiği zaman oruç tutuyor ve alkol almıyor. 14-15 saat buna sabreden bir kimse, içmemeye niyet edip karar verse,  içmeyebilir. Nasıl ki İslam’ın Medine döneminde içki haram kılınınca evlerinde içki küpleri olan Müslümanlar bu küpleri sokaklara devirmiş ve bir daha ağızlarına almamışlarsa  günümüzün Müslümanları da bu alışkanlıklarına Ramazan ayında eyvallah diyebilirler.  Hakeza madde bağımlıları da öyle.  Çünkü bütün bu kötü alışkanlıklar, insanın dinine, malına, aklına, nesline ve canına ciddi anlamda zarar vermektedir.

Zararlı alışkanlıklarla birlikte, bir de zararlı davranışlar vardır.  Ramazan ayında bunun da eğitimi yaptırılır.  Oruç,  insanı kötü, sevimsiz işler yapmaktan alıkoyan,  insanın hayatını düzenleyen, derleyen, dağınıklıkları yok eden bir özelliğe sahiptir. Bundan dolayı Hz. Peygamber, (a.s): “Oruç, ateşten koruyan bir kalkandır” buyurmuşlardır. Nasıl ki bir savaş âleti olan okun, bir kimseye isabet etmesine kalkan engel oluyorsa, her birisi Allah’a bir isyan olan günah işlemeğe de oruç engel olur. Oruç,  insanın iradesini terbiye etmede güçlü bir mürebbidir. Oruç,  kalbin Allah’a bağlanmasını sağlamakla birlikte, insana melekî bir tabiat kazandırır. Gönül dünyasının arınmasına sebep olur. İnsanın, günahlarla itaat arasına bir sınır çizmesini sağlar. Çoğu zaman insanın başına ne gelirse, iradesine hâkim olamamaktan gelir. Oruç, insanın iradesini ve öfkesini yönetmesini sağlar. Ona olaylar karşısında fevri hareket etmeden sabretme ahlakını da kazandırır. Sabır da, kötülüğü emreden nefsi, günah işlemekten hapsedip alıkoymak, tutmak ve men etmek gibi anlamları ihtiva eder. Bu sebeple oruç, sabır olarak da isimlendirilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (a.s): “Sabır ayında ve her ayda oruç tutmak göğüsteki kini, düşmanlığı ve vesveseleri giderir” buyurmuşlardır.  Gerçekten sabır eğitimi oruçla daha iyi kazanılır, insanın manevi anlamda arınmasını kolaylaştırır.  Sabır eğitimi sayesinde insanın başına gelebilecek birçok mahrumiyetler kolayca atlatılabilir ve başkalarının yaşadığı olumsuz şartların ağırlığı duygudaşlık yapmak suretiyle idrak edilir. Bizler,  oruç tutmakla, açlık ve susuzluğun ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak kavrarız.  Hele hele başımıza gelebilecek savaş hali, yoksulluk, deprem gibi nice mahrumiyetler karşısında nasıl sabır gösterileceği yaşanılarak öğrenilir.  Bu açıdan oruç, maddi ve manevi anlamda en güzel bir eğiticidir.

O halde gelin bizim için bu ay, her türlü zararlı alışkanlıklardan ve davranışlardan uzaklaşma ve bunların yerine iyiyi eylem haline getirme ve kötü olan şeylerden de kaçınma eğitiminin yapıldığı bir ay olsun. Alışkanlıkları değiştirmek kolay değil ama zor da değildir. Bu iş niyet ve iradeyi ortaya koyma meselesidir. Eğer insan, midesini, nefsanî isteklerini korumakla birlikte,  gönlünü ve zihnini Allah’ı anmaktan alıkoyacak şeylerden arındırabilirse,   işte o zaman irade ve öfkesinin dizginlerini ele geçirebilir.  Bu saatten sonra, yönetilen bir varlık değil, beden ülkesini yöneten bir varlık haline gelir.   İyi insanların yaşadığı şehirler iyi şehirler, iyi şehirlerin var olduğu ülkeler de güvenli şehirler haline dönüşecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR