Seçim yaklaştıkça şer odakları daha şedid ve gözü kara hareket etmeye başladı. Bu beklenmeyen bir şey değildi. Seçimi sabote edebilmek, edemedikleri takdirde kendi çıkarları doğrultusunda bir sonuç alabilmek daha da önemlisi Ak Parti'yi tek başına iktidara getirmemek için her yolu deneyecekler.

Zamanında İsrail'in kurulmasına karar verildiğinde buraya vatandaş devşirilmesi gerekiyordu. Bunun için tüm dünyadan yahudiler göçe zorlandılar. Özellikle Almanya'daki yahudiler gitmemek için direndiğinde bunlara Hitler'in eliyle zulüm yaparak, hatta ikinci sınıf yahudiler fırınlanarak diğerleri göçe zorlandı. Hitler'in de yahudi olduğu ve bu planın bir parçası olarak hareket ettiği rivayetleri kuvvetlidir.

Bugün Türkiye üzerinden de benzer oyun oynanıyor. Kürtlere bir devlet kurdurulmak isteniyor. Ortadoğuda nasıl kağıt üzerinde 23 arap devleti birinci dünya savaşı sonrasında Osmanlıyı parçalamak adına kurulmuş ise. Bunlara kendileri bile devlet demiyorlar zaten. Çünkü devlet olmak bir şuur ve irade gerektirir. Bir televizyon kanalında Kuveytli, aynı zamanda bir doktor olan konuk yazar yıllar önce Filistin mevzusu tartışılırken, yine konuklardan bir emekli generalimiz “23 arap devletiniz var, Filistin meselesi niye Türkiye'nin meselesi oluyor, niye kendiniz çözmüyorsunuz?” sorusunu yönelttiğinde, Kuveytli yazarın verdiği cevap ilginç idi. Kuveytli yazar, siz 23 arap devletinden bahsediyorsunuz ama bana göre ortada bir devlet yok, 23 aşirete pay edilmiş topraklar var. Biz devlet olarak halen Osmanlı'nın devamı olan Türkiye'yi biliriz, demişti.

Bu cevap aslında yaşanan her şeyi özetliyor. Tüm ortadoğu halkları halen adaleti ile cihana nam salan Osmanlı'nın devamı olarak gördükleri Türkiye'yi devlet olarak tanıyor. Bunun sadece biz farkında değiliz. Dünyayı yönetme iddiasında olan siyonist güçler de biliyor. Bu yüzden yıllardır Türkiye'nin üzerinden bela ve musibeti eksik etmemek için her yolu deniyorlar. Yıllarca içerden satın aldıkları kişilerle de bunu başardılar. PKK olayı içerden satın aldıkları ile yine Türkiye'nin başına sardıkları bir bela. Abdullah ÖCALAN'ın eski MİT ajanı olduğunu bilenlerin sayısı oldukça azdır. Yine Karayılan kırmızı bülten ile aranırken, bizim onunla mücadele ettiğini zannettiğimiz komutanların bazılarının onlarla kaçakçılık ve ticaret yaptığını bilenlerimiz de azdır. Ama Ak Parti geldikten sonra bunların kolları birer birer kesilmeye başlandı.

Bugün Türkiye'de ve dışarda Ak Parti düşmanlığı yapanların bağlantılarına ve söylemlerine baktığınız zaman zaten tüm gerçeği görüyoruz. Amaç Türkiye'den yani Osmanlı bakiyesinden bir parçayı daha koparıp etkisizleştirmek ve kendi güdümlerinde bir uydu sömürge daha oluşturmak. Çünkü artık Türkiye onların amaçlarına hizmet etmiyor, etmeyecek. Bunu bizden iyi biliyorlar.

Ak Parti düşmanlığı yapanların söylemlerine baktığınızda öyle bir tezatla karşı karşıya kalıyoruz ki. 

-Etki alanı dindar çevre olan gruplar Ak Parti iktidarını küfür ve din düşmanlığı ile suçluyor.

-Etki alanı komunizm ve kapitalizm olanlar şeriatçılıkla suçluyor.

-Etki alanı milliyetçi kesim olanlar ise vatanı satmakla suçluyor.

Bugünün gençleri geçmişi ve nereden nereye geldiğimizi tam bilmiyorlar. Bu yüzden bu propagandaların onlar üzerinde etkisi olduğu görülüyor. Gençlerimizden rica ediyorum babalarına, dedelerine, nenelerine sorsunlar, internetten geçmişin gazetelerine ulaşabilirler, araştırsınlar. Ak Parti iktidarından önceki Türkiye ile bugünkü Türkiyenin farkı o kadar bariz ki.

Artık Türkiye egemen güçlerin elinin eskilerini sadaka diye verdikleri veya eski teknoloji artıklarını 10 katı fiyata sattıkları bir aciz bir uşak değil. Artık Türkiye her şeyini kendi üreten, üretmeye çalışan, dünyaya lider olma yolunda hızla ilerleyen bir ülke.

Ey Milletim gör artık oynanan oyunu, Vatan hainlerinin hepsine vur şu şamarı 1 Kasım seçimlerinde. Hiç kimse için değil; birlik beraberlik için vur, Millet için vur, Ümmet için vur...