Gülşen Yılmaz

Gülşen Yılmaz

Ah Sevgili Ceren!

Ah Sevgili Ceren!

Şimdi size desem ki bir hukuk öğrencisi hocasını, kopya çektirmediği için önce silahla, sonra bıçaklayarak katletti.
 
Bu cümlenin hangi kısmını bana açıklayabilirsiniz? Hangi kısmının altını çift çizgiyle çizersiniz?
 
Bu devlete hakim, savcı, avukat olacak bir şahsın bu denli canice bir cinayet işlemesinin mi? İşlediği hunharca cinayete sunduğu gerekçenin kopya çektirmeme olmasını mı? Yoksa hem bıçak hem de silahla saldırabilecek kadar gözü dönmüş olmasını mı?
 
İnanın içim soğumuyor. Aklım mantığım duruyor.
 
Hocasını katleden bu şahıs adalet dağıtacaktı eğer okulunu bitirmiş olsaydı. Adalet diyorum bakın!
 
Her önüne gelenin sahiplenemeyeceği türden bir iş…
 
Fakat sanırım seneler geçtikçe üniversiteler çöplüğe dönmeye başladı. Bunun en acil şekilde çözüme kavuşturulması gerekiyor.
 
Herkesin üniversite okuyabildiği bir ülke olma yolunda adım adım ilerliyoruz. Tamam, cani ruhlu bir insan üniversite okumasa da başka bir yerde başka birinin canına kıyacaktı bu bir gerçek… Bunun içinde ayrı bir parantez açıp aile hayatına, toplum düzenine yer vermek lazım. Fakat şu tabloya bakıldığında ciddi manada hatalar görüyorum.
 
Mesela üniversite girişlerindeki güvenlik arkadaşların bu tablonun neresinde olduğunu merak ediyorum. Mesela kendilerini bu olaydan sonra nasıl hissettiler. İşlerinin hakkını verdiklerini düşünüyorlar mı? Ya da genel manada üniversitelerin güvenlikleri işini tam anlamıyla yapıyor mu?
 
Bence şu an ki durum turnikelerin ve güvenliklerin tamamen formalite icabı bulduğunu gösteriyor.
 
Gözlerinin içi parlayan Rahmetli Ceren Hoca ile başka şekilde tanışabilirdik oysaki… Başarıları haber yapılırdı. Genç yaşta yaptığı akademik kariyerle tanınırdı mesela.
 
Ama olmadı işte…
 
Parasıyla hukuk okuyan, geldiği bölümün kıymetini bile idrak edemeyen bir kişi tarafından bir an bile tereddüt edilmeden öldürüldü.
 
İşte bu kısım sizi ilgilendiriyor anneler ve babalar! Çocuklarınızın emek vermeden bir şeyleri elde etmesinin, sorumluluk bilicine erişmeden her şeyin önlerine sunulmasının, sınırsızca fütursuzca şımartılmasının sonucu bu olabilir!
 
Yani sorun tamamen insan yetiştirmekle alakalı… Yoksa yetiştirdiğiniz çocuk ister savcı olsun, ister manav hiç fark etmez.
 
Unvanlardan ve unvanların verdiği kimliklerden çok, kişiliğin şekillendirilmesi önemli oluyor. İşte bu kısım da ailenin sorumluluğunda…
 
Sizin sevgisiz yetiştirdiğiniz çocuklar bir gün gelip, yüreği pırıl pırıl bir kadını hayattan alabilir.
 
Boğazımızda bir düğümsün Sevgili Ceren!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gülşen Yılmaz Arşivi
SON YAZILAR