Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş AK Parti ikinci çeyrekte ne yapmalı?

AK Parti ikinci çeyrekte ne yapmalı?

AK Parti geçtiğimiz Cuma günü 24. yılını kutladı. 24 yılın yaklaşık 23’ünde iktidar olmuş bir partiden bahsediyoruz. Aslında tam anlamıyla bir çeyrek yüzyıl değerlendirmesi gelecek yıl yapılmalı. Fakat 24. yıl kutlamalarına çok fazla anlam yüklenince bugünden bir değerlendirme yapalım dedik. Gelecek yıla kadar nasıl olsa değerlendirilecek çok fazla yeni gelişme olacaktır…

AK Parti 2023 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden beri kendi içerisinde bir değişim yapmaya çalışıyor. Gerek genel, gerekse de yerel seçimde düşen oyu artırmak için çeşitli alternatifler deneniyor ama istenilen ivme bir türlü yakalanamıyor. Çünkü ekonomik sıkıntılar, yeniden hortlayan bürokrasi, ceza kanununun yetersiz kalması vb. temel sorunlara kalıcı çözümler nedense bir türlü bulunamıyor. Yapılan küçük makyajlarla, ameliyat olması gereken yerlerin sargıya alınmasıyla nihai bir sonuca ulaşmak imkânsız. Durum böyle olunca da benzer sorunların etrafında aynı şekilde dolaşılmaya devam ediliyor. Kronik sorunlar birkaç ayda bir tekrarlayınca her seferinde sanki ilk defa karşılaşılıyormuş gibi tepki verilmesi ise bizi sinir ediyor(!)

24. yıl kutlamasında Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı ve çeşitli ilçe başkanlarının AK Parti’ye katılmasına büyük anlamlar yüklenilmesini ise çapsızlık olarak görüyorum. Yaklaşık çeyrek asırdır ülkeyi yöneten bir partinin diğer partilerden katılacak 8, 10 milletvekiline, belediye başkanına ihtiyacı yoktur nokta. Sayısal çoğunluğu elde etmek AK Parti için oldukça geride kalmış bir durumdur. Partiye yeni katılan isimlerin ne AK Parti ile ne de onun davası ile uzaktan yakından alâkaları yok. Bu isimler gerçekten işe yarar, partiye bir şeyler katabilecek birileri olsaydı en başta AK Parti’de siyaset yaparlardı. Çok şükür siyasetçi ya da iktidardan beklentisi olan bir gazeteci değiliz. O yüzden lafımızı dümdüz söyleyebiliriz. AK Parti’yi ikinci çeyreğe sağdan soldan devşirilmiş, partinin davasından bihaber isimler taşıyacaksa vay halimize.

Birkaç belediye başkanı, milletvekili deyip geçmeyin. Bir anda paraşütle inmiş gibi parti içerisinde önemli görevlere geliveriyorlar. Millî görüş felsefesiyle birlikte 40 yıldan fazladır davaya hizmet eden kişiler dururken daha dün partiye katılan isimleri MKYK gibi partinin tepe noktalarında görüveriyoruz. Liyakat kelimesini çok telaffuz edince bir şey olmuyor. Önemli olan uygulayabilmekte. Konyamız başta olmak üzere parti üst yönetiminde, şehirleri temsil edenlerin dava geçmişlerine bir bakın ne demek istediğimiz anlaşılır. Lafın tamamını söyleyince sonra biz kötü oluyoruz.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı daha düne kadar iktidara yakın basında eleştiriliyordu. Kocasının şirketlerinden dolayı yolsuzlukla ima ediliyordu falan. Şimdi bütün bunlar bir anda unutulacak mı? Veyahut şöyle soralım; iki gün sonra İzmir, Ankara büyükşehir belediye başkanları da AK Parti’ye katılma kararı alırsa ne olacak? İzmir’in nahoş kokusu, akmayan suyu, toplanmayan çöpleri unutulup başkan çok mu başarılı olacak? Ankara’nın trafiği, kaosa dönen toplu taşıma sistemi, yardım adı altında dağıtılan milyarlarca lira, fahiş konserler vb. unutulacak mı? Siyaset bu kadar basite indirgenmemeli. Hele AK Parti gibi davası olan bir partinin bu kadar ucuz adımlara ihtiyacı yok. Bu kafayla gidilirse AK Parti dava partisi olma özelliğini kaybeder. ANAP, DYP gibi birer lider partisine dönüşür. Liderden sonrası ise tufandır…

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en büyük hedeflerinden birisi bürokrasiyi azaltmaktı. Fakat bürokrasideki saçmalık AK Parti öncesiyle yarışır hâle geldi. Külliye kelimesini kullanan kafasına göre hareket edebiliyor. Bakanları bir kenara bırakalım. Cumhurbaşkanı başdanışmanları ayrı bir telden çalıyor, bakan yardımcıları ayrı. Bir de çeşitli kurulların onlarca başkanı, üyesi var. Başdanışmanların danışmanları, bakan yardımcıların danışmanları, kurul üyelerinin bilmem kimleri derken iş uzuyor da uzuyor. Bütün bu kalabalık kadro güçleri yettiğince kamu kurumları üzerinde kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ondan sonra işler içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Saçma sapan bir talimat duyuyorsunuz ne alâka dediğinizde külliyeden emir geldi deniliyor. Külliyeden ama kimden belli değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle ufak tefek saçmalıklarla uğraşmaya vakti yok.

Bu bürokrasi işi azalmadığı sürece hükümet kendi ayağına sıkmaya devam eder. Sokakla AK Parti’nin arası günden güne açılıyor bilmem farkındalar mı? Kamuda bir politika olarak memuriyet bitirilmeye çalışılıyor. Memur denilince bazılarının canı sıkılıyor. Fakat memurların yerine atanan isimlerin işi ne kadar bildiği tartışılır. Bir kamu kurumunda 20 yıldır çalışan birisi üst konuma gelemezken daha 30’lu yaşlarında, kurumla alâkası olmayan insanlar dışarıdan üst yönetici olarak kamuda balıklama göreve başlayabiliyorlar. Her kamu kurumunda onlarca farklı hikâye dinleyebilirsiniz. Liyakat kelimesini çok fazla telaffuz etmenin uygulamaya geçilmediği sürece bir anlam ifade etmediğini daha önce söylemiştik.

AK Parti ikinci çeyrekte de iktidarda yer almak istiyorsa ekonomi başta olmak üzere kronik sorunlara gerçek, kalıcı çözümler bulmalı. Bürokrasideki saçmalığa son verilip yeniden vatandaş ile sıcak diyalog kurulmalı. Günübirlik çıkarları için, rüzgârın estiği yöne göre pozisyon alan uyanıklarla değil, davaya gönül vermiş, bedel ödemiş isimlerle yola devam edilmeli. Aynı hatalarda ısrar edilmeye devam edilirse bırakın ikinci çeyreği, 2028 seçimi bile tehlikeye girer. Yine davulcu yellenmesi gibi duyulmayacağını bilsek de bir dost tavsiyesi diyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi

Papa’nın gerçek niyeti ne?

02 Aralık 2025 Salı 00:04

Ailenin fabrika ayarları

25 Kasım 2025 Salı 00:05

Ateşin düştüğü yerden yazıyorum

18 Kasım 2025 Salı 00:03

Zikzaklar sürece zarar verir

11 Kasım 2025 Salı 00:05

Kumara karşıyız! Yasal olmayanına?

04 Kasım 2025 Salı 00:05

Yolun henüz başındayız

21 Ekim 2025 Salı 00:05

Gazze’nin sonu Grozni olmasın

14 Ekim 2025 Salı 00:01

Yaz bitti soykırım devam ediyor

30 Eylül 2025 Salı 00:03