Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Aşının siyaseti

Aşının siyaseti

Koronavirüs aşısı bulundu bulunacak, geldi gelecek, vuruldu, vurulacak derken nihayet aşılama başladı. Aşıyı destekleyenler, karşı çıkanların yanında bir Türkiye gerçeği olarak siyasette işin içine karıştırıldı. Bu sefer karıştırılması da hayırlı oldu(!) Eğer bakanlık bu yoldan devam ederse memlekette aşılanmadık insan kalmaz.

Aşı doğal olarak ilk Sağlık Bakanı Koca’ya yapıldı. Ardından sağlıkçılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli, Akşener vb. devam etti. Kemal Kılıçdaroğlu her zamanki çıkıntılığını yapıp teklif gelmesine rağmen ayrıcalığı kabul etmediğini vatandaş Kemal olarak sırası gelince yaptıracağını söyledi. Vatandaş Kemal’in yaşı 72, yani öncelikli grupta istediği zaman aşısını yaptırabilir. Lakin tribünlere oynamak her zaman daha cazip geliyor. Hemen dedikodular başladı. AK Partili milletvekillerine, ailelerine yaşları genç olmasına rağmen öncelik tanınıyor diye. Aşı ile ilgili Çin menşeli olduğundan dolayı vatandaşta bir tereddüt var. Özellikle de okumuş yazmış, sözde aydın, potansiyel CHP seçmeninde. Onlar aşıyla çip takılamasa da genetiğimizle oynanacağına inanıyorlar. Haklılar, haksızlar o ayrı bir bahis ama karşılar.

Sağlık Bakanlığı bu noktada dedikodularla ilgili net açıklama yapmayıp, dedikoduların artmasını sağlarsa kısa sürede aşılananların sayısı artar. Mantık basit, çocukları teşvik etmek için diğer çocuklarla kıyaslayıp yemek yemesinden okuldaki başarısına kadar yarış içinde tutarsan çocuk gaza gelir ya. Aşılanların sayısını artırmak içinde böyle bir gaz, dedikodu gerekiyor. Örneğin “Aşı Cumhurbaşkanının ailesinin ardından öncelikle bütün bakanların aileleri, akrabaları, AK Partili ve MHP’li milletvekilleri ve akrabaları, ondan sonrada ülke genelinde AK Parti ve MHP’ye üye olanlara yapılacakmış. Ondan sonra diğer vatandaşlara sıra gelecekmiş” diye bir dedikodu çıkarılırsa “ne münasebet kardeşim biz de bu ülkenin bir insanı değil miyiz” diye gaza gelip normalde aşıya karşı olanlar bile aşı yaptırmak sıraya girer.

Bu söylediklerimiz elbette ironi fakat bunu ciddiye alacak, aslında içten içe bu söylediklerimize inanan, inanmak isteyen milyonlarca insan var. Aşının herkese yetecek kadar temin edileceği belli. Aşılanmayan hemen ölecek, ölüyor tarzı ortada bir kaosta yok. Bizde her şey bir siyaset malzemesidir. Doğal olarak aşı da işin içine katıldı.  Bilimsel yanı falan diyeceğim ama bilim adamlarının da kafası karışık, onlarda bilimsel değil duygusal yaklaşıyorlar. Aşıya karşı çıkanlar da var, aşı yaptırmayana kız vermeyeceğiz diyen de. Ben yaşımdan dolayı riskli grupta olmadığımdan ilk planda yırttım, zaman kazandım. Hele millet bir yaptırsın, birkaç ay sonra sonuçları görelim ona göre karar vereceğim.

 Aşı bu virüsten kurtulmak için gerekli ama tek çare de değil. Çerez niyetine kullandığımız ağrı kesicilerin bile küçükte olsa yan etkileri varken aşıya tamamen masum gözüyle bakmamak için bilim adamı olmaya gerek yok. Diğer yandan futbol maçlarını seyircili oynatmaya başlayacağız, aşı yaptıranlar stada girebilecek derlerse hemen sıraya girerim o ayrı tabi ki. Neticede bir ileri iki geri gitse de Konyasporumuza canımız feda… İşte böyle karmaşık bir ruh halindeyim, virüs bir an önce bitsin de nasıl bitecekse bitsin diye düşünüyorum, milyonlarca insan gibi.

Yoksa işin çivisi çıktı. Virüsü bahane eden kafasına göre takılıyor. Her hafta bir şeylerin fiyatı uçuyor. Ayçiçek yağını bile hazmettik derken bunda da sütün fiyatını uçurmuşlar. Tam ince bir hesap yapamadığım ama en ucuz süte bile yüzde 30’un üzerinde zam yapılmış. Çoluk çocuk artık sütte içmesin, suyla idare etsin. Şehir içi toplu ulaşımda herkes kucak kucağa ama şehirlerarasında yüzde elli kuralı halen devam ediyor. TCDD ise virüsün başından beri iyice şirazeden çıktı. Önce sefer sayılarını azalttı, sonrasında bütün indirimleri kaldırdı. Şimdi ise hafta sonu yasakları var diye seferleri durdurdu. Hafta sonu otobüsle seyahat edebiliyorsunuz ama tren yok, elbette mantıkta…

 Tünelin sonunda ışık göründü diye gaza geliyoruz inşallah bu son olur, aşıyla feraha çıkarız. Diğer türlüsünü düşünmeye bile artık takatimiz kalmadı. Allah virüsten ve ondan daha beter olan fırsatçılardan korusun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR