Filistin’de yarım asırdır kan akıtanlar,

Afganistan’da Taliban’ı kurduranlar,

Irak’ı parçalayanlar,

Libya’yı dağıtanlar,

Yemen’i yakanlar,

Mısır’da halkın oyları ile seçilmiş Cumhurbaşkanını darbe ile indirenler,

Son olarak Suriye’yi talan edenler, velhasıl Dünyada dökülen her damla kanın müsebbibi Büyük Şeytan ve aracı kurumları; artık inandırıcılıkları kalmayan kukla yapılar,

Çocukların ve kadınların alçakça katledilmesine, halkın oyları ile gelmiş iktidarların silah ve tanklarla devrilmesine gizli yâda açık destek olanlar, bu insanlık suçunu işleyenler;

Kanlı sisteminiz son bulacak, yok olacak inşallah.

Biz bugün Afrika’dan, Uzakdoğu’ya 500 yıl önce Avrupa’dan kovulan Musevilere sahip çıkan ecdadımız gibi dinlerine, mezheplerine, ırklarına bakmadan herkese kucak açıyor, imkânlarımız nispetinde yardım eli uzatıyoruz.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtımızı da yine misafirimiz olan 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimizin güven içinde evine dönebileceği, 250 bin civarındaki Iraklı kardeşlerimizin kendilerini Irak’ın parçası hissettikleri kalıcı bir barış ve istikrar ortamına geri dönmelerini sağlama adına yapıyoruz.

Bizim amacımız ve yaptığımız icraatlar alenen ortada iken, Ülkemizi ve İslam’ı terör ile birlikte göstermek isteyenler; art niyetli ve terörün asli azmettiricisi ve sahipleridir. Ama, unutmasınlar ki, kendi ürettikleri bu terör er yâda geç kendilerine dönecektir.

Bizim ülkemizi ve barışın, sevginin dini olan İslam’ı terörle iç içe gösterme çabası, Dünya’da asla kabul görmeyecektir. Zira, tüm Dünya bilmektedir ki, biz terörden en çok çekmiş ülkelerden biri olmamıza rağmen terörle en gerçekçi ve seviyeli mücadeleyi de yine biz veriyoruz.

İslami ve insani sınırlar içerisinde verdiğimiz bu haklı mücadele, Afrinde de kendisini gösterdi ve yerel halkın gönlünün kazanılması ile Afrin de kazanılmış oldu.

Birleşmiş Milletler ve sözde uluslararası insani yardım kuruluşları ise tüm bu olaylara kayıtsız ve seyirci kalarak, hem milletimiz'de hem de insani değerlerini yitirmemiş diğer insanların gözünde, bir sefer daha deşifre olarak, aslında kime ve neye hizmet ettiğini göstermiş oldu.

Şimdi, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarımızın ardından yeni bir harekât ile önce Menbiç sonra da tüm güney sınırımızı kapsayacak bir planlama yapılmalıdır. Bu şekilde, Suriye ve Irak’ın kuzeyinin tamamında, İran sınırına kadar güvenli bir alan oluşturup, yılardır misafir ettiğimiz komuşlarımızı bu bölgelere yerleştirmeliyiz. Sonrasında da, bu bölgelerde ülkemiz öncülüğünde kurulan güven, huzur ve barış ortamı, önce Suriye ve Irak’ın iç bölgelerine doğru, sonrada oradan tüm Ortadoğu’ya yayılacak ve yılardır bu bölgelerde akıtılan kardeş kanı Allahlımın izni ile son bulacaktır. Bu da, Şeytani Sisteme verilecek en büyük cevap olacaktır.

Yola çıktık, durmayalım. ABD-AB-NATO-RUSYA-ÇİN, bunlara kanmayalım.