"Büyük şeytanlar"
1750’li yıllardan itibaren Kağıt para sistemine geçiş, finansal piyasaların gelişmesi ve türev piyasalarının ortaya çıkışı gibi süreçlerle birlikte, dünya ekonomisinde köklü bir dönüşüm yaşandı. Bu dönüşüm dünya ticaretini ve siyasi yapıları kontrol eden bir güç yapısını da beraberinde doğurdu ve geliştirdi.
Kağıt para sistemine geçişle birlikte, para basma yetkisinin merkez bankalarına ve bu bankaların arkasındaki finans kuruluşlarına devredilmesi, bu yeni güç yapısının ilk adımı olarak kabul edilir. Bu yapı, elindeki sınırsız para basma gücünü kullanarak finans piyasalarını kendi lehine şekillendirdi ve böylece sadece ticareti değil, aynı zamanda devletlerin ekonomilerini de kontrol etme olanağına kavuştu.
Bu yapının kullandığı kontrol mekanizmaları çok yönlü ve karmaşıktır. Bu mekanizmaların başında finans kuruluşları gelir. Dünya genelindeki büyük finans kuruluşları, uluslararası ticareti ve sermaye akışını yönlendirerek, bu yapının hedefleri doğrultusunda hareket ederler. Bu sayede, finansal krizler ve ekonomik dalgalanmalar gibi olaylar, aslında birer kontrol aracı haline gelir.
Bu yapı, sadece finansal araçlarla değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal araçlarla da gücünü pekiştirir. Hükümetler, medya kuruluşları ve hatta devlet yöneticileri, çeşitli yollarla bu yapının etkisine girer. Medya, kamuoyunu şekillendirmek ve belirli gündemleri öne çıkarmak için kullanılırken, siyasetçiler ve yöneticiler, alınan kararlarla bu yapının çıkarlarına hizmet ederler. Bu durum, demokrasilerin aslında bu gizli yapının birer aracı olduğu yönündeki iddiaları da ispatlamış olur.
Bu yapının kullandığı en etkili araçlardan biri de siyasi partiler, dini semboller ve kanaat önderleridir. Toplumların hassas olduğu konular üzerinden kutuplar oluşturmak ve bu kutuplaşmayı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak, bu yapının sıkça başvurduğu bir yöntemdir. Dini ve siyasi simgeler, halkı yönlendirmek ve bölmek bu sisteme karşı oluşan toplumsal muhalefeti zayıflatmak için kullanılır.
Bu yapının tam olarak kimlerden oluştuğu sorusu ise, tartışmaların merkezindedir. Kimileri, bu gücün uluslararası bankacılık ailelerinin ve büyük holdinglerin elinde olduğunu iddia ederken, kimileri ise bu yapının daha çok bir fikir birliği ve ortak çıkar ağı olduğunu savunur. Ancak ortak nokta, bu yapının kamuoyunun gözünden uzak, perde arkasında faaliyet gösterdiğidir.
Sonuç olarak, kağıt para sisteminin getirdiği bu yeni ekonomik düzende, küresel ticaretin ve siyasetin gizli bir güç tarafından kontrol edildiği artık saklanamaz hale gelmiştir. Bu güç yapısı, finansal, siyasi ve sosyal araçları ustalıkla kullanarak, kendi gündemini ve hedeflerini gerçekleştirmeye çalışıyor. En çok ta İnsanlar tarafından kutsal kabul edilen değerleri kullanıyorlar.
Şimdi İsraili kullanıyorlar ama çok kısa süre sonra İsraili’de bir paçavra gibi atacaklar.
Bunların Dini, İmanı, Allahı, Kitabı yok….. Kutsalları YOK.
Ya insanlık birleşecek İNSAN OLACAK Dünyada her kese ve her inanca saygı içerisinde yaşayacak,
Ya da kısa Dünya hayatını zehir edip paranoyakça bir hayatın sonunda İnancına göre bir SONA kavuşacak.
