Biraz da biz bağımlılık yapsak
15 Temmuz 2016...
Hepimizin hayatında farklı izler bıraktı. Çoğumuzun aklını başına getirdi ve ülkemiz için ortak paydada birleştik.
Bir kısım insanımız da hala başkanlık sistemi için tüm bunların yapıldığını iddia ediyor. Onlara da sağlık dilemekten başka bir şey diyemiyorum.
Birlikteliğimiz önemli elbet. Peki bu birlik ruhunu ülkemizin geleceği için de değerlendirsek ve hep dile getirdiğimiz dışa bağımlılık halimizden kurtulup biraz da biz bağımlılık yapsak ne de güzel olur.
“Ne yapsak boş, ithal ettiğimiz ürünler olmadan üretemeyiz, biz bir hiçiz.” cümlelerini kuranlar olmaktan kurtulup ithal ettiğimiz tüm ürünleri kendimiz üretme gayretine girsek..
Devletimizin ürettiği yerli silahımızı, tankımızı her yerde gururla dile getirdiğimiz gibi ne iş yapıyorsak kendi işimizde de bu gayret içinde olsak.. Mesela sanayici isek kullandığımız malzemeyi de kendimiz üretsek..
En verimli topraklara sahibiz. Daha fazla kazanma amacıyla hormonu yüklemesek ve sağlıklı bir topluma dönüşsek..
Öğretmensek öğrencilerimizi vatan, millet sevgisiyle, ahlakî değerleri öğreterek ve en önemlisi bunları kendimizde gösterip örnek olarak yetiştirsek..
Yöneticiysek çalışanlarımıza karşı adil davransak, kendimiz onlardan beklediğimizin üstünde performans göstersek de beklentimizi ona göre yüksek tutsak..
Anne-babaysak evlatlarımızı kalite standartlarının üstünde saygılı, dürüst, insan ilişkileri kuvvetli ve sadık yetiştirsek..
Akademisyensek öğrencilerimizi donanımlı hale getirebilmek için çaba sarfetsek ve yurtdışı eğitimlerinin önüne geçerek orada alacakları eğitimin çok daha kalitelisini kendi ülkemizde sunsak..
Etimizi dışarıdan almayıp hayvancılığı yaygınlaştırsak, helal kesim gibi utanç verici söylemleri bırakıp yüzde doksan sekizi müslüman olan bir ülkede müslümanca kesip-yiyip, müslümanca yaşasak..
Sıradan bir insan yoktur. Hepimiz özeliz ve her birimize görevler düşüyor. Kimi başrolü üstlenir, çok daha fazla sorumluluk alır, kimi azla yetinir. Yalnız herkese bir görev biçilmiştir. Bu ülkeyi ayakta tutmak istiyorsak hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.
Dışa bağımlı olmaktan şikayetlenip yerimizde saymaktan vazgeçelim. Önce kendimize yetmek için gayret edelim. Bir yerden başlayalım, cesaret edelim ki, arkası gelsin.
Alan değil veren el biz olalım. Verdikçe çoğalalım.
Tüm müslüman ülkelerin bizden beklentisi yüksek. Bu misyon her ülkeye yüklenmez. O halde biz de bu misyonu üstlenip tüm müslümanlara önder ve lider olalım.
Bedenen minik ama kocaman yürekli Ümran, bu yaşta ona yüklenen imtihan... Ümranlar çoğalmasın, bizim evlatlarımız Ümranlar gibi olmasın diye çabalayalım. Emek olmadan olmaz.
Birkaç gün önce Suriye sınırından teröristler tarafınca ülkemize havan topları atıldı. Meşru müdafaa amaçlı karşılık verilmek üzere askerlerimiz Cerablus’a doğru ilerledi. Askerlerimizi gören Türkmenler sevinçlerinden ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteydiler. Bize ancak biz yeter ve yetişiriz.
Düşman her zaman, hepimize düşman... Bizi bir araya getiren bire bir tanımasak bile görünce sevinçli kılan ümmet olma bilincidir. Biz kardeş kılındık birbirimize. Bir kardeşimizin başka topraklarda da olsa zulüm görmesi, bizi, kendimiz zulüm görüyormuşçasına rahatsız eder, sessiz kalamayız, haykırırız.
Netice olarak haydi hepimiz elimizi taşın altına koyalım. Varsa bir yanlış düzelt gayretinde olalım. Dünya sistemine uymayıp sistemi kendi dünya görüşümüze uygun şekilde kuralım. Zor mu? İnsan olmak ve insan kalmak en zoru olduğuna pek de zor değil, imkansız hiç değil.
Sistemi yeniden kuralım, bırakalım, Batıda şöyle, orada böyle demeyi, en iyisini biz yapalım.