Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

BOYNU HAÇLI...

BOYNU HAÇLI...

"Boynunca haç taşıyanlar boynunda Kur'an-ı kerim taşıyanlara önder olamazlar" demiş bir dost Face’de....

Haç taşıyanlar derken HDP'nin "bayan" eş başkanını kast etmiş.

Boynunda Kur'an-ı kerim taşıyan derken Sur'dan kaçan bir amcayı kast etmiş.

Çok güzel demiş dostumuz Face’de; boynunda haç taşıyanlar boynunda Kur'an-ı Kerim taşıyanlara önder olamaz diye...

Bu söz sadece Diyarbakır'da teröristlere matuf değildir.

YAKIN TARIHIMIZIN TAMAMINA DA GÜZEL BİR İMÂDIR.

Yüzyıllar önce İslam alemine karşı yapılan haçlı seferleri Müslüman Türk milletinin göğsüne çarparak yüz geri edilmişti.

Son yüz yıldır haç seferleri "dolanarak" yapılıyor.

Sapı bizden baltalar vasıtasıyla yapılıyor.

"Bizden" olanlarla ve 21. yüzyıl müstemleke metoduyla yapılıyor.

Adı Ahmed, Mustafa, Kemal, İsmet vs. ama ihaneti içten ve kökten.....

Kimse hatırından çıkarmasın; milletimiz güçlüdür ve dimdik ayaktadır.

MİLLETİMİZ MÜSLÜMANDIR VE MÜSLÜMAN KALACAKTIR.

Boynunda haçı olanların haçı kendi boynuna...

HARAM LOKMA

Haram lokma çocuğun ahlaken toplumu bozan bir fert olmasına sebep olduğu gibi o kazançtan bir ferahlık, rahatlama elde edemediği de bir vakıadır.

Kişinin kazancına haramın bulaşması, âhireti berbat ettiği gibi dünyayı da mahvetmektedir.

Fertler ve toplum; haram ve şüpheli lokmaların getirdiği gafletle insâni değerlerinden uzaklaşmakta, kendi dünyevi arzularının esiri olmaktadırlar. Toplumda devam ederek artan şaşkınlık, vurdum duymazlık, gaflet, duyarsızlık, kabalık; çocuklara yedirilen lokmalara dikkat edilmemesinin sonucudur.

Cinayetler, kavgalar, diğerlerini önemsememeler, iffetsizlik, acımasızlık, şiddet, cimrilik, katılık vb. hastalıklar, mikroplar gibi vücutlara giren ve insanî erdemleri yok eden haram ve şüpheli gıdâlardır.

ESNAF

Esnafın mânevî istinadgâhı olan ahîler, her mesleğin erbâbını medresedeki talebeler misâli takip eder, her işe besmele ve salevat ile başlatırlardı. Böylece esnafın tezgâhı bile birer dergâh halini alırdı. Gaflete düşebilecek bir kişi, usûlünce îkâz veya terbiye edilir; kötülük kendine meydan bulamazdı.

GÖZ HAKKI

İnancımızda helal rızık hassasiyetinin yanında ona göz hakkına dikkat edilirdi. Mesela pideciden eve götürülen börek, çörek vs mutlaka beze sarılır “Kokusunu aldı, hak geçti” mülahazıyla komşuya ikram edilirdi.

Lokantalarda yemekler teşhir edilmez; bir bezle örtülerek, camın önünden geçen, mahrum, imkânı müsait olmayan insanların o yemeklerin lezzetini hissetmemeleri için gereken tedbirler alınırdı.

Kamusal yalakalıkların olmadığı kamu kuruluşlarına ne kadar muhtacız, anlatamam.

Şairin dediği gibi hissederim söyleyemem.

"Bir adamın servetinin nereden geldiğini öğrenmek istiyorsanız, nereye harcadığına bakınız". Hasan-ı Basrî

“Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar; aşk da, merhamet de helâl lokmadan meydana gelir". Hz. Mevlana.

Helâlden elde edilmeyen kazanç duanın kabulüne de manidir.

“Ya Ali! Komşuna kâfir de olsa ihsan et. Yine kâfir de olsa misafirine ikrâm et. Anne babana, kâfir olsalar da ikrâm et. Kâfir de olsa dilenciyi reddetme". HŞ

"Helâl kazanmak için çalışmak farz üzerine farzdır”. HŞ

"Kurt gübre içinde doğduğundan amber kokusundan huy edinemez". Mevlana

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR