Büşra Gülşah İyikan

Büşra Gülşah İyikan

Cahil insan davul gibidir: Sesi çoktur fakat içi boştur

Cahil insan davul gibidir: Sesi çoktur fakat içi boştur

Her insanın eğitim seviyesi yani aldığı eğitim düzeyi farklıdır bu eğitim düzeyine bağlı olarak insanların hal ve hareketleri de farklı olmaktadır ancak insanların hal ve hareketleri sadece eğitim ile şekillenmez çünkü çok yüksek bir eğitim seviyesine sahip olan insanlar dahi bazen hatta çoğu zaman toplum içinde onaylanmayan hal ve hareketler sergileyebilirler ve düşünmeden konuşabilirler. Bu kişiler de toplum içinde “cahil” olarak nitelendirilirler.

Cahil olan insanların ne zaman nerede ne yapacağı ve ne söyleyeceği önceden kesinlikle belli olmaz çünkü bu kişilerin eğitim düzeyi ne olursa olsun ki cahil insanların genellikle eğitim düzeyleri de düşüktür bu insanların ne yapacağı hiç bir zaman öngörülmez.

Cahil insanlar zaman geçtikçe düşünme ve olayları muhakeme etme özelliklerini yitirirler bunun sonucunda da bu insanlar doğrunun ve yanlışın ne olduğunu ayırt edemezler bu nedenle de bir çok hatalı davranışlar ve konuşmalar sarfederler.

Cahil bir insan ile kültürlü ve eğitimli, kendisini geliştirmiş olan kişilerin dünyaya bakış açıları da farklı olmaktadır. Örneğin; cahil bir insan kız çocuklarının okumasını yanlış olarak yorumlarken kendisini geliştirmiş kültürlü insanlar kızların okumasına önem verir.

Toplum içine baktığımızda cahil insanların hoş karşılanmadığına çoğu zaman şahit oluruz ya da bizzat bu olaylar ile karşı karşıya geliriz. Cahil insanların hoş karşılanmamasının temelinde de aslında o insanların yanlış hal ve hareketleri ile sözleri yatar. Bu nedenle de insanların eğitim seviyesi ne olursa olsun çağın gereklerine göre kendilerini geliştirmeleri ve düşünce yapılarını modernleştirmeleri kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Öncelikle söylemek gerekir ki, bilgisiz veya cahil tanımları sadece birer aşağılamadır. Herhangi bir gerçek temele sahip değildir. Belki gerçeği çarpıtan insanlar için usulünce kullanılır ancak bu da insanın hoşgörü özelliğine aykırı bir durumdur. İnsanları cahil diye nitelendirmek hiç hoş değildir. Olgulara dayanması zor, kanıtlanamaz bir yakıştırmadır. İnsanın bilgi eksikliğini belli etmek açısından kullanıldığında ise kötü bir anlama delalet eder. Bilgi olarak eksik kimselere cahil yerine bilmeyen, habersiz sözcüklerini kullanırız. Yüzyıllar önce halkın çoğunluğu yöneticiler tarafından cahil olarak nitelendirilmekteydi. İnsanlar yaşamın zor koşullarında bilgiyi talep edememekteydi. Bugün geldiğimiz iletişim çağında durum tam aksine dönmüş, her taraftan bilgi bombardımanı başlamıştır. Çağımızda cehaletin mazereti yoktur. Yiyecek peşinde koşan, her an ölüm tehlikesi olan, mevsim koşulları ile mücadele eden insanın yerini boş zamanların insanı almıştır. Bugünkü cahillik ancak bencillikle ortaya çıkar. Kişi bencil ise araştırmaz. Mevcut bilgisini muhafaza etmeye çalışır. Kendi bilgisini değerli sanır. Sadece kendini düşünen, kendi fikirlerine sahip çıkmaya çalışan insanlara cahil denir. Cahil diye adlandırılan insanların genel bir özelliği geçmişte yaşamalarıdır. Eskiden olanları, anlatılmış masalları, duyduğu ve kendince uydurduğu söylemleri dünyaya diretmeye çalışırlar. Yeniliğe kapalı olmak, uyum sağlamaya karşı olmak, farklılıklara tahammül edememek genel özellikleridir. Cahil sözcüğü “bilmeyen” anlamından “bilmeye karşı olan” anlamına dönüşmüştür. Artık çağımızda bilmeme imkanı yoktur. Kimse kimsenin kölesi değildir. Bu ortamda köle ahlakına sahip olan kimselere cahil denebilir.

Cahiller başkalarını aşağılar. Farklılıklara karşı olan, hoşgörüsüz, bencil insanlar bu ahlaka sahiptir. Aşağıladıkları için aşağılanırlar. Cahilliğin bir anlamı da başkasını cahil görmektir diyebiliriz. Evrensel bir cahil tanımı olmasa da genel bir çerçeve çizebiliriz. Başkasının fikrine saygı duymayan, sadece kendisi için yaşayan insan cahildir.

Ülkemi seviyorum ve insanların cahil olmayan insanların yaşamasını, gözleri gören, kulakları duyan ve bilinçli insanların yaşamasını istiyorum. Umarım bir gün gerçekleşebilir bu hayal.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Gülşah İyikan Arşivi
SON YAZILAR