Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

F.A.L’a İnanma

F.A.L’a İnanma

*Fala inanma, falsız da kalma gibi bir söz için değildir bu yazı. Fakat Ama Lakin içindir. Fal nasıl mutlulukla ilgili güzel şeyler söyler ise fakat ama lakin erteleme öteleme devamında inkâr sözüdür. Güven zamanımızın hatta bizden sonraki dönemler için bile tek gerçek olacak. Güven yoksa hiçbir şey yoktur kıstası gerçek olacak.

**Fakat için aklıma ilk gelen geri dönüş fahri müfettişlerle ilgili olandır, bundan 3 yıl önce yazmıştım. 6 Kez park cezası, mahallemde, orada olmadığım tarihte bile yazmışlardı. İtiraz ettim. Farklı 2 kurumdan biri Emniyetten biri adliyeden gelen cevaplar aynıydı. Fahri müfettişler melek gibiymiş, 4 yıllık üniversite okumuşlar ve hiç ceza puanları yokmuş. Geri kalan bizlerin puanlarla dolu ehliyetleri varmış. Masa başı yorum yapan torpilli cevapları. Dönem değişince ne torpili ne diploması. Kalacaksınız tek başınıza. Diplomanın her yerde iş yapabileceğini düşünmeyin çünkü profesörler bile gerçek değil. Üniversite sahibi olan şahıslar var. Paralı profesörler çalıştırıyorlar. 208 Üniversite var. Makedonya, Bosna, Kosova, Azerbaycan….

***Ama çok genç nüfusumuz var. Eskiden vardı. Yaşlı bir nüfus olduk. Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK verilerinden yapılan derlemeye göre, Türkiye'nin nüfusu hızla yaşlanıyor. 65 yaş ve üzeri nüfus, 2023'te 8.722.806 kişi. Geçen yıl yaşlı nüfusunun 3.880.356'sının erkek, 4.842.450'sinin kadın. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 1935'te %3,9, 1950 yılında %3,3, 1970 yılında %4,4, 2000 yılında %5,7 olarak hesaplandı. Söz konusu oran, 2010 yılında %7,2'ye çıkarken bu tarihten itibaren de yükselişini sürdürdü. 2020'de %9,5 seviyesine yükselen bu oran, geçen yıl %10,2'ye çıktı ve böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Türkiye kişi başına düşen üniversite öğrenci sayısında açık ara Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor. Mezun sayısının artmasıyla üniversiteli işsizler kitlesi de genişliyor. Üniversiteyi bırakan öğrencilerin sayısı da hızla artıyor. 2018-2022 yılları arasındaki beş yılda 1.957.000 üniversite öğrencisi okulu bıraktı. 2015 yılında 98.000 öğrenci üniversiteyi bırakırken bu sayı 2022 yılında 390.000 yükseldi. Türkiye’de geleceğin teminatı olarak görülen gençlerin çalışma yaşamında yaşadığı sorunlar dün olduğu gibi bugün de büyük bir tehlike oluşturuyor. Üstelik bugün Türkiye’de yaşanan ağır ekonomik kriz bu durumu daha önemli hale getiriyor. Hem TÜİK hem İŞKUR’un kısa süre önce yayımladığı raporların ayrıntıları ise bu açıdan önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Türkiye’de 15-24 yaş grubunda 11.796.000 kişilik nüfus var. Bu gençlerin 5.399.000’i ise işgücü kabul ediliyor; 4.538.000’i istihdam ediliyor. İstihdamın 3.052.000’i erkek, 1.486.000’i kadın. İstihdam oranı toplamda %38.5, erkeklerde %50.2, kadınlarda %26.

****Lakin ekonomik olarak bazı engellemeler olmasa idi neler olurdu tahmin bile edemeyiz. Bazen belirtiyorum herkes ekonomist oldu. Küçücük çocuk bile çikolata için burada pahalı şuradan alalım mı der, diyor. Gençler gidiyor. Gençler evde oturuyor. Genç değillermiş gibi. Bazı kararlar zırt bırt değişiyor ya bu zekâdan ileri gelir. Kendinden daha aşağıda birinin peşinden gitmeyeceksin. Zekâ sadece akılla ilgili olan değil duyguyla ifade edilen eq sahibi de olmalı. Yapay zekâdan sonra saman gibi kup kuru kalacaklar. Bomboşlar. Kimler diye ilk kez okuyacaklara tekrar açıklıyayım, takım elbise kravat makam mevki gibi kıstaslara ve yaptıklarına baktığınızda çok sırıtan tipler.

****Sonuç olarak, Kalkınma için çabalamalıyız. Büyümenin mutlulukla bir ilgisi yok.

Eğitim ilk yapmamız gereken. Anaokulunun temellerinden üniversitedeki ileri kuantum fiziği derslerine kadar tüm eğitim seviyeleri gelişim için önemli basamaklardır. Her sınıfa, yaşam kalitesi ve ekonomik iyileşme gibi genel hedefler göz önünde bulundurularak eğitim verilmelidir. Eğitim, kötü grupların güçlenmesini engeller ve doktorları ve bilim adamlarını hastalıkları araştırıp tedavi edecek şekilde eğitir. Yoksul ulusların kendilerine yardım etmelerine yardımcı olan başlıca etkenlerden biridir. Araştırmalar, çocukların ortalama ne kadar uzun süre okula devam ettiğini, ülke ekonomisinin o kadar sağlıklı olduğunu göstermiştir. Kadınlar güçlenmeli. Eğitim, gelişmekte olan bir ülkenin en savunmasız grupları için çok değerlidir. Tüm bu nüfuslar çiftçiler, küçük ölçekli üreticiler, hastalar ve kötü gruplar arasında en yaygın demografik grup kadınlardır. Her iki cinsiyetten çocuklar da savunmasızdır, ancak erken ölmeyen veya yoksul erkek çocukların eğitim almak ve ayrılmak için yeterli sosyal hareketliliğe sahip olma olasılıkları kızlara göre daha yüksektir. En az eğitimli Afrika ülkelerinde Somali, Nijer, Liberya, Mali ve Burkina Faso 7 ile 16 yaş arasındaki kızların %70'inden fazlası hiç okula gitmedi. Sürekli bahane üretenlerin kullandığı fal a ben inanmıyorum. Falla uğraşanlar fala muhtaç olanlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi
SON YAZILAR