Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Heniyye’den sonraki hedef kim?

Heniyye’den sonraki hedef kim?

Hamas lideri İsmail Heniyye, İran’da düzenlenen alçak bir saldırı ile şehit edildi. İsrail kendinden bekleneni yapmaya devam ediyor. Önemli olan bu alçaklığın karşısında bizim ne yapacağımız. İran ile ilgili çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Çünkü bir şey diyecek olsanız mezhepçi diye etiketlendiğinizle kalıyorsunuz. Bu saldırı ile İran’ın kâğıttan kaplan, masal devleti olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Güçleri ancak mezhep farkı olan kendi din kardeşlerine yetiyor. Amerika ve İsrail İran sınırları içerisinde kafasına göre operasyon yaparken İran konum ve saat vererek dostlar alışverişte görsün mantığı ile karşılık vermeye devam ediyor. Ülkelerine gelmiş bir misafiri bile koruyamayandan ne beklenebilir ki?

Bazı şeyler kolay unutuluyor, yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor. 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı hareketi sonrasında Gazze’de başlayan soykırımla birlikte içimizdeki bir takım İsrail beslemesi gazeteciler, sosyal medya bilmem neleri, Filistinliler katledilirken Hamas lideri İsmail Heniyye ve ailesinin Katar’da rahat bir şekilde hayatlarına devam ettikleri yalanını ortaya atmışlardı. Bol takipçili bir hesaptan atılan yalana inanan sazan nasıl olsa çoktu. Bu yalanlardan kısa süre sonra İsmail Heniyye aynı anda çocuk ve torunlarının şehit olduğu haberini aldı. Aynı vakurlukla mücadelesine devam etti. İçimizdeki beslemeler ise her zamanki gibi sessizliğe gömülmüşlerdi. Şimdi ise Heniyye’nin kendisi de şehit oldu. Elbette utanma yok, arsızlığa devam(!)

Bu suikast İslam âleminin daha da kenetlenmesine vesile olacaktır. Çünkü İsrail durdurulup, yok edilmediği müddetçe yarın kime saldıracağı belli değildir. Aslında belli de biz görmezden gelmeye çalışıyoruz. İran ile sözde karşılıklı çatışmaya dayanan bir işbirliği içerisindeler. Hedef biziz. MİT, aylar önce ülkemizde Hamas üyelerine yönelik suikast ihbarı aldığını böyle bir şeye kesinlikle izin verilmeyeceğini söylemişti. Ardından yapılan operasyonlarla İsrail istihbaratına çalışan çok sayıda hain yakalanmıştı. Dönen dolapların elbette İran’da farkında ama mezhepçilik gözlerini kör ettiğinden İsrail ile işbirliğine devam edebiliyorlar.

İsrail sıkıştı, neredeyse bir yıl olacak binlerce insanı katletmesine rağmen başarıya ulaşamadı. Diğer yandan dünya genelindeki itibarı da yerle bir oldu. Bu tarz suikastlarla yenilmez, güçlü İsrail imajını yeniden çizmeye çalışıyorlar ama o iş bitti… Sabırlı olup mücadeleye devam edeceğiz. Bir İsmail şehit olur, yerine bir başkası geçer. Önemli olan davanın devamlılığı, bizim desteğimizdir. İçimizdeki beslemelere, onları destekleyen hainlere, gerçeklerin farkında olmadan salakça yorum yapanlara bakmadan mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü biz Gazze’nin düştüğü anda sıranın bize geleceğini çok iyi biliyoruz. Zaten İsrail’de bunu saklamıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Saddam ile kıyaslamak, açıkça muhalefete selam çakmak falan ucuz siyonist taktiklerdir.

Bu oyunlara gelmeden ilk günkü kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz. Hepimize düşen görevler var. Örneğin boykot meselesinin sulandırılmasına izin vermemeliyiz. Ettikleri zarar yaptıkları indirimden belli oluyor. İsrail’i destekleyen küresel şirketlerin üç aylık dönemdeki kârlılık rakamları düşmeye devam ediyor. Ülkemiz, Ortadoğu ve Balkanlar başta olmak üzere küçülen azar paylarını Uzakdoğu ile telafi etmeye çalışıyorlar ama yetmiyor. Bu söylediklerimiz şehir efsanesi değil, bizzat şirketlerin kendi açıklamaları. Biraz araştırın göreceksiniz.

Sinsi bir oyunun içerisindeyiz. Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak deniliyor ama büyük devletler kendi ellerini kana bulamadan bir nevi strateji oyunu gibi güçlerini deniyor. Rusya, Ukrayna savaşının ardından Gazze geldi. İsrail, İran, Lübnan başrol gibi görünüyor. Suriye, ülkemize de her an için ateş sıçrayabilir. Olaya düz mantıkla bakarsak İsrail’in arkasında Amerika ve İngiltere var ya da İsrail bu iki ülkeyi yönlendiriyor. İkisi de aynı kapıya çıkar. Durum böyleyken Çin ve Rusya’nın Amerika karşıtlığından dolayı açıkça Filistin’in yanında durması beklenir. Fakat öyle olmuyor. Çin ve Rusya kuru kınamalardan, kaygılıyız açıklamalarından öteye gidemiyor. Ortadoğu başta olmak üzere İslam alemindeki kaos onların da işine geliyor. Çünkü sorunlarını çözmüş bir İslam âleminin kendi başlarına bela olacağının farkındalar. Kendilerine gebe kalan ülkeleri ise tıpkı Amerika gibi parmaklarında oynatıyorlar.

Durumlar böyleyken aklımızı başımıza alıp, kararlı duruşumuzdan taviz vermemeliyiz. Çünkü sıradaki hedefin kim olduğu açıkça ortadadır. Biz günü birlik meselelerle kendimizi kandırmaya devam ederken onlar plânları doğrultusunda hareket etmeye çalışıyorlar. Kendimize, gücümüze, imanımıza güveniyoruz. Karşımızda yıkılmayacak bir güç değil, korkaklar ordusu var. Dirayetli, sabırlı olursak başaracağız. Doğacaktır bize vadettiği günler Hakk’ın, Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi