Birkaç gün içerisinde Ramazan fazileti ile igili birçok köşe yazısı yazıldı. Televizyon programlarında hangi hocaların olacağı da belirtildi. Hatimle teravih kılınacak camiler tayin edildi. Ramazan için özel hazırlıklar da yapıldı vs. Fakat son üç dört günde Google’da en çok araştırılan konular ve Sosyal Medyada en çok dolaşan mesajları görünce bu konu üzerine bir yazı yazma gereği duydum.

 Sosyal Medyada gördüğüm bir mesaj şöyle idi. 

Teravih namazı kaç rekat? Teravih nasıl kılınır? Hatimli teravih şart mı? Duş alınca oruç bozulur mu? Hindistan’da Müslüman var mı varsa nasılmışlar? Oruç tutarlar mı? Hindistan’da et yenir mi? Gibi gibi...

Tabi ki bu sorular, bazen ciddi bazen uydurma olabiliyor. Ve böyle soruları cevaplamak için de il ve ilçe müftüleri var. Sosyal Medyada olan her haber her zaman doğru olmayabilir. Dikkat edelim!

Yukarıda söylediğim gibi Sosyal Meydadan edindiğimiz bilgiler bir şeyin doğru olup olmadığını ispatlamak için delil olamaz. Özellikle, Müslüman kimliğini temsil eden bir mesaj ya da haber internet sayfasına baktığımızda araştırmaksızın o mesajı diğerlere asla iletmemeliyiz.

Hindistan, 176 milyondan fazla Müslüman nüfusu barındıran bir ülke. Ancak birine, ben Hintliyim desem karşımdaki kişi mutlaka benden bir açıklama bekler yani, Hindu muyum ya da Müslüman mıyım ve bunu ilk defa değil pek çok kez yaşadım.

Tabi ki Hint Müslümanları da oruç tutarlar...

Hindistan’daki Müslümanlar, oruca hilali gördükten sonra ya da fetva heyetinin hilali görmesiyle ve ilan etmesiyle başlar. Genelde köy insanları şehirden hilal haberi bekler. Biri doğru bir haber alınca hemen konu komşu ve dostlarına da duyuru yapar.

Hindistan’da ilk ve son oruç çocuklara ayrı bir mutluluk veriyor. Hilali görür görmez çocuklar, sahura kalkmak için ebeveynlerine, “Bizi uyandırmayı unutmayın” diye sürekli hatırlatma yaparlar. Uyandırmazlarsa da sahur yapmadan ilk ve son orucu mutlaka tutarlar. Ve o günleri hiç unutmadık, biz ergenlik çağına ulaşmamıştık ama akranlarla yarışmak için oruç tutardık bazen dayanamadığımızda öğlen yiyerek günde iki tane rouç tutardık.

Oruç tutmak çocuklar için bizzat bir hevestir ve çocukken oruç tutan biri büyünce de rahatça orucu tutabiliyor.

Değişik inanç sistemlerinin arasında yaşayan Hint Müslümanları, Ramazana özel hazırlıkları ile kendilerini diğer toplumdan çok kolay ayırt edebiliyorlar.

Mesela, Ramazan boyunca Müslüman erkekleri yaygın olarak “kurta pajam” adlı bir kıyafet giynir ve kafasına şapka takarlar. Sokakları ve camiye giden yolları ışıklarla aydınlatır. Cadde ve sokak kenarlarında iftar ve sahur için meyve ve tatlı tezgahları kurulur.  

Kadınlar evde iftar hazırlayıp ilk önce konu komşulara gönderir ve daha sonra Müslüman ailelerinin her biri, birer tabak “pakora, samoa, nohut, chaat, parata” gibi yemekleri köy camisine gönderir. Cami avlusuna uzun bir sofra kurulur. Bu sofra özellikle yoldan geçen ve ihtiyaç olanlar için hazırlanır.

Hindistan şehirlerinde Ramazan büyük bir coşkuyla karışlanır ancak köy gibi değil. Köylerde insanlar iftar paylaşarak Ramazanın her gününü bir bayrama dönüştürürler.

Hindistan’da en çok beğenilecek ve dikkat çekilecek şey oruca ve oruçluya saygı gösteren satıcıların Ramazan boyunca yiyecek içecek yerlerine perde asmaları. Gerek Hindi gerekse Müslüman herkes Ramazana büyük saygı gösterir. Hindu patronları, da Ramazan ayında Müslüman işçileri erken bırakır, namaz için mola da verir. Gördüğüm kadarıyla pis, güç isteyen işler Ramazan’da bir Müslüman işçiye yaptırırmaz.

Bu ayıda camiler musallilerle dolu olur. Camilerde genelde hatimli teravih namazı kılınır. Sabah ve ikindi namazlarından sonra vaaz verilir. Sabah ve ikindi namazlarından sonra hayat-ı sahabe ve Zekeriyya Kandehlevi’nin Fezail-i Amal kitabı okunur.

İşte Hindistan’daki Müslümanlar da diğer ülkelerin Müslümanlarından farklı değiller. Oruç da tutar namaz da kılarlar elhamdülilllah. Zaten Müslümanları aynı gaye ve inanç etrafında birleştiren tek unsur tevhid ve İslam'dır ve İslam her yerde aynı değil mi?

Hepinize hayırlı Ramazanlar