Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

İsrail’den yine terör sopası

İsrail’den yine terör sopası

Türkiye’nin yine kendi gündemini belirlemesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Gerek ülke içerisinde gerekse de uluslararası arenada sesimizin gür ve net olmasına engel olunuyor. Bu noktadaki kararlılığımız ve dik duruşumuz gelecek için belirleyici olacak. Geçtiğimiz hafta peş peşe önemli gelişmeler yaşandı. Devlet Bahçeli’nin terörist başı Apo ile ilgili açıklamasının ardından TUSAŞ’a hain bir saldırı yapıldı. TUSAŞ’ın tesisleri Ankara’nın Kazan ilçesinde. Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da BRICS toplantısı için Rusya’nın Kazan şehrinde bulunuyordu. Ne tesadüf ne de komplo teorisi. ABD ve İsrail net bir mesaj vermek istedi...

Lafı eveleyip gevelemeden dümdüz söyleyelim. TUSAŞ saldırısı bir İsrail operasyonudur. Nasıl canı sıkıldığı zaman İran’da, Suriye’de askeri tesisleri vuruyor ya, bir benzerini bizde de gerçekleştirdi. Elbette açıktan yapmadı, her zamanki maşasını kullandı. Çünkü aynı anda çok sayıda mesaj vermek istedi ve verdi. Terör belasıyla uğraşmayan bir Türkiye’nin gözü her zaman yükseklerdedir. İçeride refahı sağlarken, bölgesine de hâkim olur, mazlumların da yanında durur. Özellikle Filistin meselesinde İsrail’i en çok uğraştıran ülkelerin başında geliyoruz. Durum böyle olunca İsrail bize açıkça sen Filistin’in bir kenara bırak ilk önce kendi içine bak dedi.

Şu aşamada eksenimizin kaymasına izin vermemeliyiz. Gündemin ilk sırasına terörü yerleştirdiğimiz zaman tekrar bazı şeyleri toparlamak zor olur. Filistin meselesinde yaşayacağımız bir anlık dalgınlığın bedeli çok ağır olur. Bir yandan terörle mücadele kararlılıkla devam ederken diğer yandan Filistin konusundaki duyarlılığımız, kararlılığımız aynı şekilde devam etmeli. İsrail abluka altında aldığı Gazze’de insanlara iki seçenek sunuyor; ya açlıktan ölün ya da Gazze’yi terk edin. Duruma müdahale edilmezse birkaç hafta içerisinde çok farklı bir Gazze manzarası ile karşılaşabiliriz. İsrail için bizim birkaç hafta iç siyasetle, terörle uğraşmamız yeterli olacaktır. Basınımız bu konuda her zamanki gibi teşne. Siyasetçilerimizde kafa karışıklığı var. Devletin yönetim kademesinin kararlılığı belirleyici olacak.

Gelelim Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına. Bahçeli’nin, Öcalan’ın meclise gelip PKK’ya silah bırakma çağrısı yapma fikrinin uygulama aşamasına geçmesine gerek yok. Bunun düşünce aşamasında kalması bile PKK ve DEM’in dengesini bozmaya yetti. Bana göre Bahçeli ironi yaptı. DEM milletvekillerinin neredeyse tamamı terör destekçisi. Bunu gizleme gereği bile duymuyorlar. Mecliste sürekli bunlarla muhatap olacağımıza işi ağababalarını getirip çözeriz diye düşünmüş olabilir(!) DEM partiler Öcalan üzerinden siyaset yapmayı seviyor. Öcalan’a özgürlük en sevdikleri slogan. Eğer Öcalan’ı lider olarak görüyorlarsa onun sözünden çıkmamaları gerekiyor. Lakin daha şimdiden DEM partililer de PKK’da yan çizmeye başladı. Öcalan’ın çağrısının silah bırakmaya yetmeyeceğini söylüyorlar. Devletten daha fazla taviz bekliyorlar. Lakin bu sefer avuçlarını yalarlar.

Hem Devlet Bahçeli hem de hükümet kanadı yeni bir çözüm süreci olmayacağını açıkça belirti. Çünkü ilkinde gereğinden fazla taviz verilmiş, bedeli çok ağır olmuştu. Bir daha böyle bir şeyin yaşanmasına kimse izin vermez. Bu doğrultuda hareket etmeye çalışana da vatandaş hesabı keser. Bahçeli’nin bu çıkışı teröristlerin hem siyasi hem de silahlı kanadının elinden Apo kozunu almak üzerine kurgulanmış. Öcalan’ın örgüt üzerinde bir ağırlığı kalmadı. Onu bir lider kültü olarak pazarlıyorlar. Öcalan bugün ölsün bizden çok PKK’lılar sevinir. Kendini davası uğruna feda etmiş sözde liderin pazarlaması hem daha etkili olur hem de zararsız. PKK’nın YPG ve PYD kısmı uluslararası kullanışlılık yönünden daha ön plâna çıktı. ABD ve İsrail ne derse yapıyorlar. Öcalan’ın ne dediği veya diyeceği de umurlarında değil.

Önümüzdeki günlerde özellikle istihbarat ve emniyet birimlerinin daha dikkatli olması gerekiyor. Yeni bir terör saldırısı veya provokasyon olabilir. Siyasetçilerimiz de söylemlerine dikkat etmeli. Terörü bitirmek başka şey taviz vermek başka. Bölgemiz bu kadar karışıkken terörle mücadele aynı kararlılıkla devam etmeli. Kışın terör örgütüne kendini toparlama fırsatı verilmemeli. Bölücülük üzerinden devlet kurma hayali kuranlar bölge halklarının halinden ibret alsın. Almak istemeyene yapacak bir şey yok. Bizim bir karış toprağımızı kaybetmeye tahammülümüz yok. Buna cesaret eden ister siyasetçi olsun ister terörist veya ona sempati duyan sıradan vatandaş, gereken bedeli öder. Herkes aklını başına almalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi