Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Konya'nın Korona ile imtihanı...

Konya'nın Korona ile imtihanı...

Abdullah Ağralı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta ile birlikte geçtiğimiz haftanın kapanışını Konya’da hastane ziyaretleri ile tamamlamıştı. Bu ziyaretlerden önce gazetemizi ziyaret etti.
 
Hem Türkiye’nin hem de Konya’nın Koronavirüs tablosunu birlikte değerlendirdik.
 
Abdullah Ağralı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın en yakın çalışma arkadaşlarından birisi. O yüzden, Koronavirüs ile alakalı olarak söylediği her şey değerliydi benim için.
 
Sohbetimizde, Konya’daki vaka artışının temel sebebinin düğün ve taziye ziyaretleri olduğunu bir kez daha teyit etti.
 
Hastanelerdeki son durum hakkında söylediği bilgiler de dikkat çekiciydi.
 
Ağralı’nın verdiği bilgilere göre; şuanda hastanelerde doluluk oranları yüksek seviyede olsa da yönetilemez durumda değil. Evet bazı sıkıntılar var ama üstesinden geliniyor.
 
Burada özellikle hastane başhekimlerinin rolü çok önemli.
 
Hastane başhekimleri kendi aralarında oluşturdukları bir iletişim ağıyla boş yatak planlaması yapıyorlarmış. Her başhekim kendi sorumluluğundaki hastanede ne zaman bir yatak boşalsa, diğerine bilgi veriyormuş. Ağralı’nın söylediğine göre; başhekimlerin bu başarılı iletişimleri sürecin yürütülmesinde kritik rol oynuyor.
 
Gerçekten de başhekimler bu süreçte çok büyük sorumluluk aldılar. İşleri hiç kolay değil. Son olarak Numune Hastanesi Başhekimi Süleyman Dönmez hoca Koronavirüs’e yakalanmıştı. Hastaları için kendi canlarını ortaya koyan değerli başhekimlerimize bizler de teşekkür ediyoruz. Hasta olanlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
 
Öte yandan hepimiz Koronavirüsü hayatın merkezine koyduk ama diğer hastaların durumu da sıkıntılı. Trafik kazası, beyin kanaması, kalp krizi, kronik hastalıklar, kanser hastalığı gibi birçok hastalık var. Konya’da son süreçte bu mağduriyetten dolayı da bedel ödeyen insanlar oldu. O sebeple hepimizin kul hakkı konusunu da bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor. Bunun planlamasını da büyük bir özveriyle yürütüyor sağlık çalışanlarımız.
 
Ağralı, tedbirsizlik yüzünden hastaneleri meşgul edenlerin, bu hastaların hakkına girdiğini söylüyor, özellikle mesafe konusunda herkesi sorumlu olmaya davet ediyor.
 
Sohbetimizde, herkesin dört gözle beklediği aşı konusunu da sordum. Buradan güzel haberler vermek isterdim ama Koronavirüs konusunda tüm dünya gibi biz de uzun soluklu bir mücadele vermeye devam edeceğiz. Aşı çalışmaları hakkında gelecek yılın ortalarından önce herhangi bir somut adım atılmayacağını söyleyen Dünya Sağlık Örgütü yetkililerine Abdullah Ağralı da katıldı. Kısa vadede bir netice beklemiyor.
 
Ağralı, kontrollü bir sürecin önemine dikkat çekiyor. Yani bir günde binlerce kişinin hastanelere başvurması değil de uzun soluklu ama kontrol edilebilir bir süreç yaşamamız gerektiğini söylüyor. Ve önümüzdeki 2 ayın çok çetin geçeceğini de vurguluyor.
 
Önümüz kış. Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar yoğunlaşmaya başlayacak. En ufak bir öksürükte ve hapşurukta hemen hastanenin yolunu tutacağız. Sadece onunla da kalmayacak, herkes birbirinden şüphelenecek. Psikolojimiz de alt üst olacak. O sebeple zor günler bizi bekliyor.
 
Abdullah Ağralı’ya okulların yüz yüze eğitimle açılıp açılmayacağı konusundaki görüşünü de sordum.
 
Çok ümitli olmadığını söyledi.
 
Aynı soruyu Selçuk Üniversitesi Rektörü Metin Aksoy’a sorduğum da o da yüz yüze eğitimin bu süreçte çok mümkün görünmediğini söylemişti.
 
Aynı soruyu kendime sorduğumda benim cevabım da bundan farklı değil.
 
Okulların yüz yüze eğitimle açılması çok mümkün görünmüyor.
 
21 Eylül’de başlaması planlanan yüz yüze eğitim faaliyetleri yine ertelenebilir. Aslında Bakan Koca da bunun sinyallerini verdi.
 
"Şu dönemde kısıtlı bir şekilde eğitimin devamı şeklinde bir yaklaşımımız var. Düzenlemeyi gelecek hafta konuşmuş oluruz. Bununla ilgili daha çok, 1. sınıfların alışması açısından 2+5 şeklinde sayıyı azaltarak, yani 2 gün devam, 5 gün okula gitmeme şeklinde bir uygulama gündeme gelebilir. Önümüzdeki hafta bunu daha da netleştirmiş oluruz.”
 
Nihai sonuç önümüzdeki hafta netleşecek olsa da bence okullar açılmayacak. Belki Bakan beyin dediği gibi sadece 1. Sınıflar için okul olabilir ama onun da uzun süreceğini sanmam. Çünkü bu tabloya göre bunun sürdürülebilir olması pek muhtemel görünmüyor.
 
Daha önce Güney Kore, Almanya, ABD’nin bazı eyaletleri okulları açmıştı ama apar topar yeniden kapatmak zorunda kaldılar.
 
Bence ülkemiz de bu tecrübelerden faydalanarak ona göre karar alacaktır. En azından riskli illerde bu konu bir daha düşünülmeli.
 
Şu tabloyla Konya’da 150 bin civarında ilköğretim öğrencisinin sahaya inmesi büyük risk oluşturur. Daha önce de dediğim gibi; olay sadece okula gidip ders dinlemek değil. Yurtlarda, yemekhanelerde, toplu taşımada, kantinlerde ve diğer birçok alanda büyük bir hareketlilik ortaya çıkacak. Üstelik çok fazla şahit olduğumuz gibi birçoğu hiçbir semptom göstermeyecek, virüsü taşıdığından bile haberi olmayacak.
 
Sonra da ailelere, öğretmenlere, komşulara gönüllü virüs taşıyıcıları ortaya çıkacak!
 
İyi düşünmek lazım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR