2016 Avrupa Şampiyonası elemeleri Türkiye–Kazakistan arasında oynanan maçı değerlendirmeye geçmeden birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Futbolun bir oyun olduğunu artık taraftarların hatırlaması gerekiyor. Bir milli maç oynanacak ve ya tamam ya devam özelliği taşıyan bir maç. Bir taraftar düşünün ki kendi milli takım kalecisine henüz ısınma aşamasında küfürler yağdırıyor. Küfretmelerinin sebebi nedir? TT Arena stadyumunda oynanan maçta Fenerbahçeli bir kalecinin olması. Bu bir milli maç ve o kalecinin hangi takımda oynadığının bir önemi yokken ortaya konan davranış içler acısı. Fanatizmin hiç değilse milli maçlarda olmaması gerekir.

Bir eleştirim de TFF’ye. Mademki fanatizm bu derece başını aldı gitti. Hala İstanbul’da maç oynatmanın mantığı nedir? Büyük statlar olması mı? Anadolu’ büyük stat yok mu? Pekâlâ, büyük ve güzel statlar var. Konya stadı daha yeni yapılmış muazzam güzellikte ve koltuk sayısı bakımından gayet yeterli bir kapasitede olan bu stadyuma milli maç verilemez miydi? Anadolu’ya verilecek bir maçta böyle bir olayın yaşanacağını düşünmezken maç izlemeye gelen seyircinin milli takım taraftarı olacağı kanaatindeyim

Maça geçecek olursak futbolcular maçın hemen öncesinde böylesine üzücü bir olay yaşamasına rağmen maça müthiş bir konsantre olarak başladılar. İlk dakikadan itibaren rakip takımı bunaltan kendi sahasından çıkarmayan tempolu bir baskı ortaya koydular ki olması gerekende buydu. Kazanılan penaltıdan önce de bir penaltı pozisyonu vardı ki hakem bu pozisyonu atladı. Penaltıyla birlikte öne geçen milli takım ikinci golü bulmak için ataklarına devam etti. Artık bu maçı kazanmak değil morallerin yerine gelmesi için gollü kazanılması gerekiyordu. Nihayetinde ikinci golü de bularak rahatladık.

İlk yarıda oyuncu performanslarına bakacak olursak takım geneli üst düzey performans sergiledi. Arda Fatih Terim’in verdiği görevi harika bir şekilde yerine getirerek bu takımın lideri benim dedi. Ozan Tufan ortaya koyduğu mücadele ile izleyenlere büyük umut verdi. Asıl mevkisi orta saha olan Ozan sağ kanatta da neredeyse kusursuz oynadı.

İkinci yarıya başlarken hayal ettiğim şey ilk yarıdaki baskılı oyunun devam etmesi ve farkın açılmasıydı fakat ikinci yarıda gereksiz yere Kazakistan takımının topla fazla oynamasına izin verdik. O bölümde golü düşünen futboldan biraz uzaklaştık. Son bölümlerde pozisyonlar da verdik. Neyse ki Serdar’ın üçüncü golü geldi ve bir tehlike yaşamadık.

 İkinci yarının en iyisi bana göre gene Arda’ydı. Burak çok istekli bir futbol ortaya koydu fakat kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonları gol yapabilseydi skor çok daha farklı olurdu. Burak bu konuda kendini geliştirirse hiç şüphesiz bu milli takımın aradığı santrafor olur.

Sonuç olarak bu maçı kazanmaya çok ihtiyacımız vardı ve istediğimiz sonucu bularak nefes aldık. Umarım bu galibiyet bir milat olur ve bundan sonra daha güzel günler bizleri bekler.