Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Ramazanı yedirtmeyeceğiz

Ramazanı yedirtmeyeceğiz

Mübarek üç aylara yeniden kavuşuyoruz, Allah’a ne kadar şükredersek az olur. Daha üç aylara girmeden Ramazan nereden çıktı diye sorabilirsiniz, tedbir diyelim. Koronanın yeni varyantıyla ölüm sayıları azalsa da sözde vaka sayıları artış gösteriyor. Ne hikmetse kapanalım lobisi yeniden sesini yükseltmeye başladı. İki yıldır ne Ramazan ayını, ne de bayramı hakkıyla idrak edemedik. Lakin artık son, kimse kusura bakmasın bu sene Ramazan ayına, teravih namazlarına ve akabinde bayramımıza dokundurtmayacağız. Biz şimdiden yüksek sesle haykıralım da sonra vay ben duymadım, görmedim olmasın(!)

Bazıları iyi niyetli bir şekilde bu saatten sonra yasak olmaz falan diyor ama iki yıldır yaşadıklarımız ortada. Bilim kurulu vaka sayılarını bahane ederek yeni bir yasak yumurtlayabilir. Bazılarının Ramazana olan alerjisi malum. Yılbaşı kutlarken, yarı tatilinde kayak merkezleri ağzına kadar doluyken, AVM’lerde adım atılacak yer yokken bulaşmayan virüs bir anda Ramazanda bulaşabilir… Teravih namazı da bu alerjiklerin taktıkları bir başka şey. Namazla niyazla işi olmayan, bırakın teravih namazını, cumadan cumaya bile camiye uğramayan tipler yine benzer bir yaygara koparabilir.

Sosyal medyada sesleri fazla çıkıyor diye maalesef sağlık bakanımızda bunlara şirin gözükme gayretinde. Bu sene muhafazakâr camianın da gerek hocalarıyla gerekse de basınıyla dik durması gerekiyor. Öyle teravih namazı cemaatle kılınmayıp evde de kılınsa olur deyip top çevirmenin bir âlemi yok. Camide cemaatin bir araya gelmesinin fazileti, bereketi, huzuru tartışmaya açık değildir.  İki yıldır geleneklerimizin üzerinden silindir gibi geçildi. Ramazan ayında akrabalarla, komşularla iftar yapmak unutuldu. Bayramda kimse kimseye gidemesin diye sokağa çıkmak bile yasaklandı.

Şehirler arası yasak ise bana göre en acımasızıydı. İki yıldır memleketimden uzakta Ramazanı geçirmeye çalıştık. Yaklaşık 10 yıldır şehir dışında olsam da her yıl Ramazanın son 10 günü izin alıp, Konya’da ailemle, akrabalarımla iftar edip, Kadir Gecesini memleketimizde idrak ederdik. Elbette peşine gerçek anlamıyla bir bayram… İnşallah bu sene yine eski alışkanlıklarımıza yeniden kavuşabiliriz. Bu noktada basınımıza ciddi görev düşüyor. Sürekli olumsuz konuşan, yasaklardan bahseden sözde doktorları artık baş tacı etmeyi bırakmalıyız. Onlara kalsa açık alanda nefes almak bile sakıncalı. İzolasyon, hayat eve sığar gibi saçmalıklara artık karnımız tok.

Bu yıl Konyamızın bir geleneği olan şivliliğe de tekrar kavuşuyoruz. Yazımı kaleme aldığım saate kadar şivliliğin yapılmayacağına dair bir açıklama yoktu. Bu yıl belediyelerimiz de çeşitli etkinliklerle çocukların bu coşkularına ortak olacaklar. Ailelerden ricamız hem kendi çocuklarının sokaklarda dolaşmalarına izin versinler hem de evlerine gelen çocukları boş çevirmesinler. Bu tarz geleneklerimiz bizi ayakta tutan temel direklerimizdir. Artık sönmeye yüz tutmuş bir virüs bahane edilerek çocukların boyunlarının bükülmesine izin vermeyelim.

İstedikleri herkesin kendi kabuğuna çekildiği, bırakın sülaleleri, yakın akrabaların bile birbiriyle görüşmeye çekindiği bir ortam oluşturmaktı. İki yıldır bunu kısmen başardılar. Balık hafızalıyız, bazı şeylerin üzerinden vakit geçince çabuk unutuyoruz. Hatırlayın geçen yıl bizzat devlet tarafından apartman yöneticilerine akraba ziyaretine gidip gelenleri, kalabalık evde toplananları polise ihbar etme yetkisi verilmişti. İnsanlar annesinin evine gitmeye çekinir olmuştu. Yasak saatinden önce evine ulaşmak için özellikle büyükşehirlerde mücadele ediliyordu. Geçmişi göz önünde tutup dik durmalıyız. Olası bir yasak kararına karşın tepkimizi göstermeliyiz. Virüsmüş, aşıymış derken iki yıldır kobay gibi kullandılar, geleneklerimizin üzerinden geçtiler. Telefonla görüntülü konuşmayı falan marifetmiş gibi gösterdiler. Bu sene de metaverse denen sanal dünyada avatarlarımız bayramlaşır onlara kalırsa. Acı olan ise içimizde çok matah bir şeymiş gibi bu tarz saçmalıklara teşne insanların bulunması.

Biz önlem amaçlı şimdiden sesimizi duyuralım sonrasında sıkıntı yaşamayalım. Tek istediğimiz üç ayları feyizli, bereketli bir şekilde idrak edebilmek. Memleketimizde ailemizle, sevdiklerimizle klasik bir bayram geçirmek. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Geleneğimizin saçma sapan lobilerin elinde oyuncak edilmesine artık izin vermeyeceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR