"Düşünebiliyor musunuz, 21.yy'da, bir Avrupa şehrindeyiz ve sanki Irak veya Afganistan'daymışız gibi füzelerle vuruluyoruz."

"Benim için çok duygusal, çünkü görüyorum ki; sarı saçlı ve mavi gözlü avrupalı insanlar ve çocuklar her gün Putin'in füzeleriyle öldürülüyorlar.Helikopter ve roketleriyle."

"Tüm saygımla söylüyorum, burası Irak veya Afganistan gibi,onlarca yıldır şiddetli çatışma gören bir yer değil, burası nispeten medeni, nispeten avrupalı bir şehir."

"Şimdi, Ukraynalılara karşı imkansız bir şey gerçekleşti. Ve o, bir gelişmekte olan, üçüncü dünya ülkesi değil. Bir Avrupa ülkesi."

"Bunlar Suriye'den gelen mülteciler değil, Ukrayna'dan gelen mülteciler. Hristiyanlar, beyazlar, bize kültür olarak çok yakınlar."

 Bildiğimiz üzere uzun zamandır devam eden Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim, geçen hafta Putin'in Ukrayna'yı işgali ile sonuçlandı. Son bir haftadır tüm dünyanın gündeminde hâliyle bu savaş var. Yukarıda geçen cümleler ise Avrupalı gazeteci, siyasetçi ve devlet adamlarının bu savaş için sarf ettikleri yorumlardan sadece birkaçı.

Savaşı ve zulümü Ortadoğu'ya, Müslümanlara ve siyahilere mübah gören batılı zihniyetin işte gerçek yüzü!

 Şaşırdık mı? Aslında şaşırmadık. Çünkü Batı medyasının -zihniyetinin demek daha doğru olur-  bu ırkçı söylevlerine defalarca şahit olduk. Bu söylevleriyle aslında zaten bildiğimiz haçlı zihniyetlerini tekrar yüzümüze vurmuş oldular.

  Polonya,Almanya,Romanya, Slovakya gibi birçok Avrupa ülkesi Ukraynalı mülteciler için insani yardım ve konaklama merkezleri hazırlıkları yapıyorlar. Aynı adamlar yıllardır can havliyle sınırlarına yığılanlan Suriyeli, Iraklı ve Afgan mültecileri topraklarına almamakla kalmayıp aç ve susuz ölüme terk ettiler, denizlerde taşıtlarını batırdılar, soğuklarda donarak ölmelerini seyrettiler. İşte bu sahneleri asla unutmamamız gerekir.

Bize gelince;

 Dini, rengi ve ırkı ne olursa olsun bizler mazlumun başına gelenlere sevinemeyiz.  Onların bu iki yüzlü siyasetlerini ve nefretlerini referans göstererek nefret kusmak inancımıza aykırıdır.

  Bizim peygamberimiz (sav) gayri müslim cenazesi kalkarken ayağa kalkan; sebebi sorulunca ise "insandır; mezhebi kimliği sorgulayanlara yazıklar olsun" diyen kişidir. 

 Bize düşen her şart ve koşulda duruşumuzu bozmadan adil olmak ve adaletin sağlanması için mücadele etmektir. Bizim inancımız bize mazlumun karşısında değil, yanında olmayı emreder.

  Müslümanca duruşumuzu şartlara göre değiştiremeyiz vesselam..