Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Sıradan insanın gözünden İsrail, İran

Sıradan insanın gözünden İsrail, İran

İsrail, Gazze’deki soykırımı Filistin’in tamamına yaymak için sivil Yahudileri de kullanarak her gün yeni bir aksiyon sergiliyor. Diğer yandan ise Filistin’e özgürlük gemisine daha kendi sınırına ulaşmadan uluslararası sularda müdahale etmekten de çekinmedi. Karadan Filistin’e özgürlük konvoyu ise Mısır tarafından durduruldu. İsrail, içte ve dışta ne zaman köşeye sıkışsa kendisine alan açmak için İran’a saldırıyor. Bir kez daha aynı şeyi yaşıyoruz. Son dört, beş gündür Gazze’yi, Filistin’i konuşmayı bırakıp dön dolaş yeniden İsrail, İran’ı konuşmaya başladık. Gündem durulunca Gazze’de ne ile karşılaşacağımız ise meçhul…

İsrail, İran gerilimi bir savaşa dönüşür mü yoksa daha öncekiler gibi ABD devreye girip yeniden bir sulh sağlanır mı bekleyip göreceğiz. İkinci seçenek daha ağır basıyor. İran’ın kâğıttan kaplan olduğu ortaya çıktı tabiri bile artık klişe oldu. İsrail, canı sıkıldığı zaman İran’da kafasına göre operasyon yapabiliyor. Nokta atışı ile genelkurmay başkanının öldürüldüğü bir ülkede istihbarat ve güvenlik zafiyeti konusunda daha ne söylenebilir ki(!)

İran’ın nükleer programı ABD ve İsrail için hep kullanışlı bir bahane olmuştur. Kendi güvenliğini riskte gören İsrail, ne zaman gündem değiştirmek istese İran’a saldırıyor. İran ise bayrak, yüzük vb. sembollerle aklı sıra mesaj verdiğini sanıyor. İran’ın İsrail’e attığı onlarca füzeden biz bu yazıyı kaleme aldığımız sırada bir İsrail askeri bile ölmemişti. 20 İsrailli sivilin öldüğü, yaralıların olduğu haberi veriliyordu. Suriye’de, Yemen’de yıllarca Müslümanlara kan kusturan İran, konu İsrail olunca nedense naif bir politika izliyor.

İnanın şu yaz gününde insanın içinden şöyle olursa böyle olur, işin sonu şuraya varır vb. yazmak gelmiyor. Özellikle TV ekranlarında sözde uzmanlar bunu saatlerce yapıyor. Küresel güçler dünyadaki gerilimin devam etmesini istiyor. Rusya, Ukrayna savaşı tam bitti derken yeni bir saldırı organize edilip, iş başa sarılıyor. Dünyanın gözü önünde Gazze’deki soykırım Filistin’in tamamına yayılıyor. Sözle tepkinin dışında her hangi bir şey yapılmıyor. İsrail, İran gerilimi de yine küresel güçlerin isteği doğrultusunda bilmem kaçıncı kez sergileniyor. Adamlar her türlü kazanıyor. Döviz ve altın fiyatları uçtu, petrol fiyatları aynı şekilde. Borsalar çakıldı. Sıradan insanı aldı bir telaş. İnsanların derdi İran, İsrail falan değil, kendi küçük hayatlarında günü kurtarmak. Bu kaos devam ettiği sürece kimse önünü göremiyor. Parası olan kazanmaya devam ederken sıradan insan enflasyon karşısında çaresizce eriyor.

İsrail, İran gerilimine bu kadar dar bir pencereden bakmamız belli bazılarının hoşuna gitmez, bizi çapsız falan bulabilirler. Fakat inanın yorulduk. Öte yandan ülke yönetimimize güveniyoruz. Türkiye’nin son yıllardaki savunma sanayindeki yerli hamleleri sayesinde kendimizi güvende hissediyoruz. Olası bir İsrail saldırısı karşısında İran gibi çaresiz kalmayacağımız kesindir. Durum böyle olunca kendi küçük dünyamıza bakıp, kafamızı toparlamaya çalışmak bir çıkış olabilir. Son beş senede sıradan insan çok yıprandı. Önce pandemi saçmalığı, Ardından Rusya, Ukrayna savaşı, Gazze’deki soykırım, bilmem kaçıncı kez İsrail, İran gerilimi, ülkemizdeki genel, yerel seçimler vb. kendimizi bir türlü bitmeyen olayların içinde buluyoruz. Tam her şey yoluna girecek derken yeni bir şey çıkıyor.

Durumlar böyle olunca da doğru ya da yanlışlığı elbette tartışılır ama umursamazlık devreye giriyor. Bu tarz konularda elbette sıradan insanın görüşünü alan olmuyor. Sıradan insan sadece önüne konulanla maddi, manevi yüzleşmek zorunda kalıyor. Artık bu umursamazlığa kızamıyorum. Çünkü gerek ulusal gerekse de uluslararası her sorun bir şekilde sıradan insanı etkilerken kimse senin derdin ne diye sormuyor. İşin sonunda hayat devam ediyor. Hafta sonu LGS sınavı vardı. Sonrasında üniversite sınavı yapılacak, sıra KPSS’ye gelecek. Liseyi bitiren üniversite telâşına düşecek, üniversiteyi bitiren iş… Bütün bunların ortasında İsrail, İran gerilimine odaklanmak tuzu kurulara, işi gereği takip etmek zorunda kalanlara ve sabahtan akşama kadar TV başında pinekleyen emekli amcalara düşüyor. Kabul etsek de etmesek de gerçek bu.

İsrail, İran gerilimi konusunda istesek uluslararası ilişkiler jargonunda sıkıcı ama afili cümlelerle bir yazı yazabiliriz ama içimizden gelmiyor. Çünkü bizim asıl derdimiz Gazze, Filistin. İran bu süreçte Filistin’in hiç yanında olmadı. İsrail’e alan açmak için elinden geleni yaptı. Yanlış anlaşılmasın ucuz mezhepçi oyunlar içinde değiliz. İsrail’in karşısında elbette İran’ı destekliyoruz. İran’ın ardından sıranın Türkiye’ye geleceğini bilecek kadar bu ülkede yaşamışlığımız var. Fakat İran’da o potansiyeli göremiyoruz. İsrail’e danışıklı dövüşle yine alan açıp meşruiyet kazandırma ihtimali hep daha yüksek. Durum böyle olunca da sıradan insanın dertleri daha önemli oluyor. İşin sonunun nereye varacağını nasıl olsa bekleyip göreceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi

Papa’nın gerçek niyeti ne?

02 Aralık 2025 Salı 00:04

Ailenin fabrika ayarları

25 Kasım 2025 Salı 00:05

Ateşin düştüğü yerden yazıyorum

18 Kasım 2025 Salı 00:03

Zikzaklar sürece zarar verir

11 Kasım 2025 Salı 00:05

Kumara karşıyız! Yasal olmayanına?

04 Kasım 2025 Salı 00:05

Yolun henüz başındayız

21 Ekim 2025 Salı 00:05

Gazze’nin sonu Grozni olmasın

14 Ekim 2025 Salı 00:01

Yaz bitti soykırım devam ediyor

30 Eylül 2025 Salı 00:03