Üniversite tercih işlemlerinin başlamasıyla birlikte okullar iletişim çalışmalarına hız verdi. Stantlar kuruluyor, televizyon, gazete, açık hava reklamlarına son hızla devam ediliyor, sosyal medya boş bırakılmıyor. Vakıf ve özel üniversitelerinin son yıllardaki ciddi artışının yansıması en çok bu sene görüldü diyebiliriz. Öğrenci kapanın elinde kalıyor desek yeri. Agresif satış stratejileri hızla sürüyor. Üniversitelerin rekabeti tam bir akşam pazarına döndü. Kim daha çok ve daha uzun süre burs verecek rekabeti hat safhada. Perakendecilerin indirim rekabetinden farksız anlayacağınız. Bakalım bunun sonu nereye gidecek herhalde bir iki seneye öğrenciye üstüne para vermeye başlayacaklar. Reklamlar resmen "gel abla akşam pazarı" diye bağırıyor.

Eskiden insanlar iyi para kazandırdığı için gıda sektörüne yönelirdi şimdinin trend sektörü ise üniversite kurmak oldu. Önüne gelen bu işte para var diyerek bir üniversite açmaya başladı. Haliyle bunun sonucunda da bu rekabet ortamı ortaya çıktı. Nitelikli insan gücünün yetişememesi de ayrıca bir tartışma konusu. Her sektör okuldan gelen insanlarla uğraşmaktan bıkmış durumda. Yakında alaylı anlayışına geçeriz. Okullar iletişim çalışmalarında öğrencilere çalışmayı ve üretmeyi vaat etmiyor. Tam tersi tembeli ödüllendiren bir sistem üzerine yönlendiriyor. Sen çalışmasan da bursun kesilmeyecek, üniversite hayatını yaşamaya bak vaadi üzerine bir iletişim kuruyorlar. YÖK bu işe kısa zamanda bir el uzatmazsa yakın zamanda ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız demektir. Zaten artan üniversite mezunu sayısı doyuma ulaşmışken ortada dolaşan diplomalı işsiz yığınları göreceğiz. Evet üniversiteler genç kitlelerin yaşamlarının en güzel dönemlerini geçirdikleri yer fakat eğlence parkı olmadığı da kesin. Okuyan, araştıran, soran, irdeleyen bireyler yetiştirmek üniversitelerin en temel görevi.

Bu semt pazarı iletişim rekabetinde devlet üniversitelerinin sessiz kalması da pek tabi rakiplerin işini kolaylaştırıyor. Bu dönemde en çok konuşması gereken susarsa yanlış iletişim kuranın sesi daha çok çıkar. Devlet üniversitelerin hantal yapısını atarak bir an önce pazara girmesi ve iletişim kurması şart. Artık oturduğunuz yerden öğrenci bize gelsin dönemi bitti. Günümüz daha kaliteli beyinleri okullara almak için ve tercihlerde üst sıralarda yer almak için rekabet etme dönemi. Tabi bunun için önemli unsurlardan bir tanesi de okul ile sektör ilişkisini kurabilmek. Sadece kitaplar üzerinden verilen, sektörden uzak, uygulamadan uzak okullar kısa zamanda yaşamını tamamlayacak. İnsanlar artık tercih yaparken daha bilinçli davranıyor. Pek tabi özel kuruluşların kesintisiz burs vaatleri de beyinleri zorlamaya gerek yok mesajı gönderince beyin kolay yolu tercih ediyor.

Umarım yakın zamanda hem devlet üniversiteleri iletişime ağırlık verir hem deYÖK bu burs verme savaşına bir dur de üniversite tercih dönemleri akşam pazarı davranışından çıkar. Bu haftayı da kapatırken Ramazan Bayram'ınızı en içten dileklerimle kutlarım. Herkese sağlıklı, mutlu ve huzur dolu bir bayram dileklerimle.