İki seyyah derviş bir şehirden diğerine memleket memleket gezerlerken, bir gün taşkın bir dere kıyısına gelmişler. Tam suyu geçeceklermiş ki, az ötede korkudan tir tir titreyen, yapayalnız ve genç bir kadını fark etmişler.

Dervişlerden biri hemen kadının yardımına koşmuş. Onu sırtına almış ve suyu öylece aşmış. Sonra da kadını derenin öte yakasında yere bırakıp helalliğini de almış. Böylece diğer derviş ile beraber yola revan olmuşlar.
 

Ancak yolun kalan kısmında öteki dervişin ağzını bıçak açmamış. Suratından düşen bin parça. somurttukça somurtuyor. Birkaç saat böyle surat astıktan sonra suskunluğunu bozup şöyle demiş: "Ne demeye o kadına yardım ettin? Bir de üstelik ona dokundun. Seni ayartabilirdi, baştan çıkartabilirdi! Erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi! Ayıp ya hu. Olmaz, bize yakışmaz!"

Kadını sırtında taşıyan bizim derviş ise sükunetle gülümsemiş: "İyi de erenler, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım. Sen ne demeye hâlâ taşırsın?"

Muhalefetin izlediği politika da bu minvalde. Takıldıkça takılır, sürekli dile getirir. Çözümden ziyade, eleştiri tufanına tutmaktır bugün yaptıkları.

“Tencere kaynamıyor, mutfak yangın yeri” diye yine algı operasyonu, yine korku senaryoları. Hükümet, yeni programlar ekledikçe, yeni programları açıkladıkça hop oturup hop kalkmaları bu yüzden.

Erdoğan Faizi indirmekte kararlı. Çünkü faiz artınca biliyoruz ki çarklar duracak, üretim sekteye uğrayacak. Hazmedilemeyen nokta burada. Üretim destekleri arttıkça muhalefet enflasyondan vurmaya çalışıyor.

Yine onlara göre atılan bu adımlar seçim yatırımı. Bu kadar basite indirgeyecek kadar basiretsizler. Sezon finaline yaklaştılar, farkında değiller.

Terane aynı, ses aynı; gözleri, kulakları, ağızları kapalı.

Zaman aşımından saman aşımına uğruyorlar.

Cumhurbaşkanımız 3600 Ek Gösterge meselesini hallediyor, çiftçilerimize destek vermek için gerekli adımları atıyor; peki muhalefetimiz ne yapıyor?

Biz beklerdik ki muhalefet, ülke çıkarlarını, milletimizin ali menfaatlerini ele alan kararlarda destek versin, bunun için de gerekli işbirliğine açık olsun.

Türkiye’mizde muhalefet, maalesef hükümeti devirme sistemine göre kurulu. Ülkenin atacağı her olumlu adımlarda dahi eleştiri, millete ihanettir.

Yıllardır bu politikadan vaz geçmedi. Fakir, fukara edebiyatı ile siyasetine devam ediyor.

Her zaman diyorum, demeye de devam edeceğim. Yerli ve milli bir muhalefete ihtiyacımız var.

Batı tarafından fonlanan, desteklenen değil; aksine ülke çıkarlarını baz alacak, birlik ve bütünlük ilkesiyle siyaset yapacak bir muhalefet.

Tüm ideolojiyi bir kenara iten, Yerli ve milli bir muhalefet aranıyor.

Bizler aynı gemideyiz. Zengini, fakiri ile. Birlik ve bütünlük içerisinde olmalıyız. Biz bir olduğumuzda birçok sıkıntının üstesinden geleceğimizden ziyadesiyle eminim.