Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

25 Haziran sabahı?

25 Haziran sabahı?

İki taraflı bir seçim bu.

Neden böyle olduğuna geçmeden önce şunu söylemek istiyorum.

Hani Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeden önce ‘Tayyip Erdoğan bu sistemi kendi çıkarları için istiyor’ diyenler vardı ya! Onların bu iddiasının da ne kadar boş olduğunu anlamış olduk bu seçim sürecinde…

Eğer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçime kendisi değil de ceketi girseydi yüzde 40 oy alır, şayet tek başına iktidar olamasaydı iktidarın büyük ortağı olurdu. Bu durum, Erdoğan ölene kadar böyle sürerdi.

Ama o, Türkiye için, Büyük Türkiye için riske girmiş, kendi düşüncelerinin iktidardan uzaklaşma ihtimalini göze alabilmiştir…

Bütün ‘Boş konuşanlara’ duyurulur!!!

Evet iki taraflı bir seçim bu. Hak ile batılın, doğru ile yalanın, gerçek ile sahtenin seçimi…

Bu kadar iddialıyım.

Yaklaşık 2 aydır mitinglerde, tv programlarında dinliyorsunuz adayları ve onların partilerini…

Bir tarafın söylemleri arasında yıkımdan başka bir şey yok!

PKK terörünü nasıl bitireceklerine dair tek bir söz duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü eğer olurda ikinci tura kalırsa seçim, HDP oylarına ihtiyaçları olacak çünkü…

200-300 bin FETÖ taraftarının oyları da çok önemli onlar için, FETÖ’ye de kötü bir şey söyleyemezler. Sanıyorlar ki laf etmezlerse FETÖ onları destekler.

Terörle mücadelede söylemleri hep kısırdı ama sürekli ekonomik vaatler verdiler. Millet tabi ki yutmadı bunu. Onların zamanındaki ekonominin durumunu unutmamış olan on milyonlar henüz ölmedi çünkü.

16 yılda 2 trilyon doları nereye harcadınız diye sorup durdular da, bu kadar büyük parayı nasıl kazandınız diye sormak işlerine gelmedi…

“Bu ülke nasıl kazandı bu parayı?” diyemiyorlar çünkü onlar da biliyorlar Türkiye’nin nasıl çağ atladığını…

2 trilyon dolar nereye gitti diye soranlar, üçe katlayan GSMH’nın gerçeği yansıtmadığını iddia edip durdular. Sırtını patates ve soğan çuvalına dayayanları gördük bir de. Bir zamanlar ‘Sizi limon gibi sıkacaklar’ muhabbeti olurdu meydanlarda. Onu hatırladık.

En çok üzüldüklerim ise saadetsiz, Saadetliler.

Gözlerine bakın, büyük bir çoğunluğunun gözlerinde hüzün var. İslam’ı hayatlarının merkezlerine almış insanlar, İslam’la bırakın uzaktan ilişki kurmayı, İslam düşmanlığıyla nam salmış bir partinin adayları için sandığa gidecekler, ne yazık...

Onlar da mutlu değiller aslında bu durumdan. Bunun için de bu sürecin vicdani sorumluluğunu taşıdıklarını gözlerindeki hüzünden anlıyorum…

En önemli ve en zor kararı onlar verecek bu seçimde. Hak gelip batılı zayi mi edecek, yoksa batılın gelmesine yardımcı mı olacaklar?     

Aslında ‘Bütün yatırımları durduracağız hatta yıkacağız’ söylemlerini hiçbir zaman sadece ekonomik olarak algılamadım ben. Bu slogan bence 16 yıllık bütün kazanımları kapsıyor. Demokrasi adına, özgürlükler adına, çağdaşlık adına, maneviyat adına atılmış ne kadar adım varsa hepsini durduracaklar hatta yıkacaklar. Türkiye belki de bir gecede 16 yıl öncesine dönecek…

Aslında artan dolar kuru, artan patates ve soğan fiyatları bize şunu hatırlattı bu süreçte; eğer birazcık boyun eğersek tepemize çökecekler…

Ne kadar büyük ve hızlı adımlar atarsak atalım, hala kırılgan bir ekonomimiz, endişeli yarınlarımız ve karşımızda hala büyük emperyalist güçler var.

Güçlü bir iktidar ve güçlü bir başkan olmazsa ekonomiyi bir gecede çökertmeleri içten bile değil. Güçlü bir Cumhurbaşkanı ve ekibi olmazsa; esnafların, sanayicilerin protesto yaptıkları günler öyle çokta uzak değilmiş olası bir kötü senaryoda.

Türkiye, ‘Ben başkan olursam bütün partilerden Cumhurbaşkanı yardımcısı alacağım’ diyerek ne ekonomide, ne savunmada, ne terörle mücadelede bir adım yol atamaz.

Bunu çok iyi bilmek lazım!

Maceraya lüzum yok.

Muharrem İnce ya da Meral Akşener Başkan olduğunda parlamenter sisteme geri dönüp, ‘Biz beceremedik Kemal, hadi sen becer mi? ‘ diyecekler yani…

Ya da onlar parlamenter sisteme geri dönmeyince, Kemal Kılıçdaroğlu ‘Hadi neredesiniz, parlamenter sisteme dönecektik hani…’ demeyecek mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında hangi isim gelirse gelsin, bu durum yeni krizlerin kapısını aralar. Bunu sende biliyorsun Türkiye…

Bakın hiç Temel Karamollaoğlu’nun başkanlığı ihtimalinden söz etmiyorum bile. Çünkü öyle bir ihtimal yok! Temel ve ekibi, partisini ve partililerini İnce ya da Akşener için rampa yapma uğraşına girdi. Ama onlar bu oyuna gelmeyecekler inşallah…

Sana sesleniyorum Milli İrade!

25 Haziran sabahı daha güzel bir Türkiye’ye uyanmak ümidi ile…

Kazanımların 1 gecede kaybolsun istemiyorsan ne yapacağını çok iyi biliyorsun…

Muhtaç olduğun kudreti basiretin ve ferasetinde ara…    

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR