Güleser Keleş

Güleser Keleş

Anne olmak…

Anne olmak…

Annelerimizin kızlarına söylediği bir söz vardır.

"Anne olunca anlarsın."

Bir söz benim için hiç bu kadar anlam kazanmamıştı.

Zamanı geriye alma şansım olsaydı bilerek ya da bilmeyerek annemi üzdüğüm her bir ânı ona söylediğim her bir kırıcı sözü silip atardım geçmişimden. O zamanlar onu anlayamasam da anne olunca anladım beni ne emeklerle ne zorluklarla büyüttüğünü, hasta olduğumda gecesinin ve gündüzünün olmadığını, bir yerim acıdığında acımı yüreğinin en derininde yaşadığını.

Bir gün kendisine çocukların yanında olmadığında nasıl hissediyorsun diye bir soru sormuştum.

Kendimi tamamlanmamış hissediyorum, sizler akşam eve gelene kadar ben hep huzursuz hep düşünceli oluyorum o yüzden sizler evde toplanıp bir çatı altına girdiğiniz an rahat bir nefes alıyor huzur buluyorum demişti. Annemin bu sözleri beni çok etkiledi, çocuklarına bu kadar düşkün olan bir anne onların yokluğunun da hissettiği duyguları ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.

Annemin bu cevabından sonra okuduğum bir sözü hatırladım." Anne olmak yüreğinin her an bedeninin dışında olmasını kabul etmesidir." Gerçekten öyle canından bir parça bedeninden ayrı bir yerde ve yüreğin de her an onunla birlikte.

Annemi dünyalar tatlısı bir oğlum olduğu zaman anlamaya başladım, oğlumu 9 ay karnımda taşıdığım süreçte annemin benim için katlandığı ağrıları yaşadım, oğlum dünyaya geldi onu ilk kucağıma aldığım an annemin beni kucağına ilk aldığında hissettiği duyguyu tüm benliğimle hissettim, oğlum hastalandı sabahlara kadar başında bekleyip uykusuz kaldım, annemin benim yüzümden uykusuz geçirdiği geceleri daha iyi anladım, oğlum büyüdü yürümeye başladı her an başına bir tehlike açar korkusu ile arkasında sabah akşam koşturdum ve benim de annemi yerinde bir saniye durdurmadığımı onu ne kadar çok yorduğumu anladım. Huysuzlukları oldu saatlerce ağladı, her seferinde annemi andım bende yerli yersiz ağlamalarımla onun kafasını bu kadar ağrıtmış mıydım? Aslında bu yaşadıklarım anlamanın da ötesinde bir şey oldu ben anneme yaşattıklarımı yaşadım ve bu süreçte sabretmek nedir öğrendim.

Bunlar tabi ki anne olmanın getirdiği zorlukların bir kaçı peki ya anne olmanın verdiği huzur ve mutluluk işte o paha biçilemez bir duygu.

Onun o masum sesi o içten gülüşü, henüz doğru düzgün kelime bile kuramazken, söylemeye çalıştığı anne kelimesi işte bu güzellikler anneliğin getirdiği zorlukların hepsine bedel ve senin mutlu olmanı, huzurlu olmanı sağlayabilen en güzel sebepler.

Anneliğin zahmetini ve mutluluğunu yaşamanın dışında evladımı en iyi ve en doğru şekilde yetiştirebilme sorumluluğunun da bilincine vardım.

Çocuklarımıza karşı en önemli sorumluluğumuz maddi ve manevi her türlü durumda yanlarında olabilmek ve onları en güzel şekilde yetiştirip hayatlarına dokunabilmek. O yüzden biz anneler kendimizi dini ve ahlaki yönden ne kadar iyi geliştirirsek bizi ayna olarak gören bizim yetiştirdiğimiz nesillerde bu dünyayı daha yaşanılabilir yapacaktır.

Günümüzde var olan bir yanılgı var evinin hanımı annelerimizin statü olarak önemsiz görülmesi, ev hanımı çalışmıyor denilmesi. Ben bu hayatta annelikten daha önemli bir meslek olduğunu düşünmüyorum bence günümüzdeki başarılı ve ahlaklı meslek sahibi kişileri yetiştiren  ANNELERİMİZ en büyük saygı ve sevgiyi fazlasıyla hak ediyor ve hak etmeli.

Annelerimize itaat etmek, onlara saygı göstermek, sevgiyle yaklaşmak bizler için cennetin en önemli anahtarlarından birisi bunun ne kadar doğru olduğunu da Peygamber Efendimizin "Cennet Anaların Ayakları Altındadır." Hadis-i Şerif'i neden anlayabiliriz.

Peygamber Efendimizin hadisine layık olup ayaklarının altında cennet olan annelerden olabilme duasıyla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Güleser Keleş Arşivi
SON YAZILAR