Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

Bazen durmak gerek

Bazen durmak gerek

Teknoloji ve ekonomi.
İkisi de durmuyor. Son 10 yılda 1 asırdan fazla yol alındı.
 
Bazı ülkeler hızına yetişemiyor. Yetişenler gelişmiş ülkeler. Gelişmekte olanların hızını kesmek için her türlü problem mevcut.
 
Çin’den yayılan virüs ile dünya durdu. Ocak ayında 1 yıl olacak. Dalga dalga yavaşlama ile birlikte 2021 yılı sonunda tamamen bitmesi bekleniyor.
 
Bu yıl, konut satışları hız azaltmakla birlikte 1.5 milyonun üzerinde, hatta 1.6 milyon adet civarında rekorla kapatabilir. Stok bitti. İnşaat sektörü yeniden hızlanacak. Durmayacak.
 
Son bir yılda Türkiye çapında konut fiyatlarındaki artış %26.2 ile ölçülmeye başlandığı 2010’dan bu yana en yüksek düzeyine çıktı.
 
Amerika’daki seçim dünya için önemli, bizim için daha önemli. Anketler Biden’ı 8 puan önde gösterse de, başkanlığı belirleyecek delege sayısında fark o kadar değil. Son günlerde Trump’ın yükselişi de söz konusu. Sonuçlar birbirine yakın çıkarsa sandıklara itiraz edilebilir ve sonucun kesinleşmesi da uzayabilir. Kimine göre bir kaos ortamı oluşur. Bundan dolayı önümüzdeki hafta oynaklık dönemi.
 
Havanın soğuması, grip ile koronayı aynı anda hissedeceğiz. İlk kez baştan sona bir kış mevsimini salgının etkisi altında geçireceğiz. Hem hastalık hem ekonomi açısından gerçekten zor olacak. Bu hiç iyi haber değil.
 
***Markaların değeri, bazı ülkelerin toplam GSMH’sini geçiyor.
 
Global markalar 500 listesinde 205 Amerikalı, 70 Çinli, 36 Japon, 32 Fransız, 21 Alman, 20 İngiliz markası var.
 
Netflix, %79‘luk değer artışı ile geçtiğimiz yıldan bu yana değerini en fazla artıran şirket oldu. Netflix’i %42 ile Chanel, %40 ile Amazon, %30 ile Microsoft, %24 ile Paypal izledi.
 
Türkiye’nin en değerli 100 markasının toplam değeri bu yıl geçen yıla göre göre %24 artarak 24,6 milyar $ ulaştı.
 
Toplam 100 markamızı tek marka yapsak ilk30’a giremiyoruz. Fark iyice açılıyor.
 
 
***Ülkeden sadece yabancı yatırımcılar gitmedi.
 
TÜİK, Uluslararası Göç İstastikleri’ni yayımladı. Buna göre, 2019’da Türkiye’den yurt dışına göç eden 330 bin 289 kişinin 84 bin 863’ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
 
Özellikle varlıklı kesim, Yunan Adaları'nda, Karadağ'da, Makedonya'da, Portekiz'de gayrimenkul satın alıp, yatırım yaparak o ülkenin vatandaşı oluyor ve ülkesini terk ediyor.
 
 
***Sonuç olarak;
 
Geçen haftanın benzeri olmasından dolayı özür dilerim. Bu hafta ülkemiz adına önemli bir haftaydı. Fransa ile boykot kararı. Döviz kurları.
 
Japonya, İngiltere, Kore gibi ülkeler her konuda sessiz gibi gözükse bile kalkınma konusunda, marka başarıları konusunda istikrarlı bir şekilde devam ediyorlar.
 
***Türk gibi başla, Alman gibi devam ettir, İngiliz gibi bitir.
 
Türk gibi başlamak deyince aklımıza neler geliyor? Heyecan, girişimcilik, tez canlılık, enine boyuna düşünmeden dalma, donanım, özgüven, itaat, hırs, samimiyet, dost vb…
Hiçbiri de bize yabancı değil. Çünkü ilk olmayı severiz...
Dünyanın ikinci metrosunu, İstanbul/Karaköy/Tünel’de biz yapmışız ama devam için neredeyse 100 yıl beklemişiz...
 
Alman deyince çalışkanlık, disiplin, soğukluk, kuralcılık, kalite, azim, yenilik, istikrar, özen, hayal, mesafe, işine odaklanma, rekabet, baş ağrısı ve özellikle de güç ve liderlik geliyor.
Çünkü her daim, her konuda öne çıkmayı seviyorlar.
Aldıkları işi, yaptıkları görevi, sonucu ne olur demeden büyük bir disiplin içerisinde kararlılıkla devam ettiriyorlar. Finali İngilizlere kaptırmalarının nedeni ise tarihsel.
 
Dünya tarihinde İngilizler kadar diplomatik bir başka ulus yoktur herhalde.
Hemen her taşın altından onlar çıkar ama hiçbir zaman tu kaka değil kurtarıcı olurlar!
Diplomasi, sömürgecilik, süslü final, çözüm, çözümsüzlük, kibir, gurur, zarafet, her koşulda haklılık, çıkar, sinsilik, müzakere, siyahı beyaz gösterme, netice...
 
Örneğin, bize barbar derler ama barbarlığın kitabını yazan da en kanlı örneklerini sergileyenler de hep onlar.
 
***İşte bu yüzden, algı yönetimi çok önemli.
Bizim, genelde içimiz dışımız bir.
Düşünerek, hesaplayarak, sonu nereye varır diye kılı kırk yararak değil, hissettiğimiz gibi konuşuruz.
Ve bu yüzden başımız da beladan kurtulmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi
SON YAZILAR