Mitoman ve Kleptoman
*İyi şeyleri biz yaptık. Kötü şeyler dünyada şartlar aynı. Riskli şeyler için ise kamu yapıyor. Kulu ilçesinde adliyeden zimmetine 6,5 milyon lira geçiren kâtip Ayşe Selvi tutuklandı. Selvi bu paraları sanal bahis oynayarak ve kripto para sitelerinde harcayarak değerlendirdi. Suçunu itiraf eden kâtip tutuklandı. Büyükçekmece Adliyesi’nin emanet odasındaki hırsızlık yaklaşık 150 milyon lira değerinde 25 kilogram altın ile 50 kilogram gümüşten oluşan toplam 75 kilogram kıymetli eşyanın çalınması. Olayın ardından emanet odasından sorumlu savcı, savcının görevinden sorumlu olan başsavcı vekili, adliyenin bütününden sorumlu başsavcı ile emanet odasından sorumlu şef ve adliye personeli sürecin tam merkezindeler. Erdoğan hırsızlık üst yöneticilerden alttaki yöneticilere yansır demişti. Dolmabahçe Sarayındaki 92 kg 2 altın vazo, Zeugma müzesinde 9 milyon $'lık 10 eser, MSÜ Müzesi’nde 404 eser, Resim ve Heykel Müzesi'nde 250 milyon $'lık 302 tablo, Batman Müzesi'nde 10 milyon ₺ değerinde 20 altın kayıp sikkenin araştırılması reddedildi.
*Suç örgütünün emanete alınan kıymetli eşyaları usulsüz Türk vatandaşlığı hakkı kazanılması işlemlerinde, geçmişte benzerleri ortaya çıkarılan düşük bedeldeki gayrimenkulleri, ekspertiz raporlarıyla vatandaşlık hakkı için gereken 400 bin dolara yükseltilmesi işlemlerinin kullanıldığı anlaşıldı. İstekli yabancıları 50 bin dolar karşılığında, yasa dışı işlemlerle vatandaşlık verdiği belirlendi. Adli soruşturmada geçici olarak el konularak adliyenin adli emanetine teslim edilen altın ve gümüşü çalarak kayıplara karışan adliye personeli Erdal Timurtaş aslında adliyede çalışan temizlik işçisi. Timurtaş, adliyede işe başladıktan bir yıl sonra adliyelerdeki eksik personel sayısının tamamlanması uygulaması çerçevesinde Bakırköy Adliye Komisyonu tarafından açılan sınava girip devlet memuru konumuna geçti. Komisyon kararı sonrasında Büyükçekmece Adliyesi’ne tayin edildi. Ve başsavcılık tarafından yapılan iş bölümüyle birlikte aynı binada bu kez “kâtip” kadrosunda çalışmaya devam etti. 6 Yıl bekçi olarak çalışana polislik hakkı verelim diyen vekilleri garipsememek lazımmış. Liyakat nedir ve neden nasıl bakılması gerekir öğrenenler öğretmeli.
* Mitoman, hiçbir neden yokken yalan söyler. Derdi, genellikle, kendini olduğundan farklı göstermeye çalışmak, olamadığı insanı olmuşmuş gibi yapmakmış. Üniversite okuyamamış ama bu içinde ukde kalmış. Yeni tanıştığı insanlara üniversite mezunu olduğunu söyler. Eğitimsiz ise, kendisini tanımayanlara profesör olduğunu söyler. Avcı ise, aslan sürüsünün içine dalıp aslanların hepsini avladığını söyler. Bir gün genel müdür, bir gün ekonomist, bir gün psikolog, bir gün bankacı olduğunu iddia eder. Söylemekle, iddia etmekle kalsa iyi, söylediği yalana kendisi de inanır. Eğer yalanı yakalanır ve yüzüne vurulursa çok sinirlenir, bağırır çağırır, kırar dökermiş ve yalanını yakalayan bu kişiyle hemen ilişiğini keser.
* Kamuda aylak sınıfı, en büyük problemdir. Liyakatsiz olmaları bile geri kalabilir bu konuda. Aylaklık, üşengeçlik ya da hareketsizlik anlamında değil, zamanın üretici olmayan tüketimi. Aylak sınıfın ortaya çıkması için topluluğun yağmacı bir topluluk olması ve rutin bir iş programına geçişte geçinmenin kolay olması gerekmekte. İlkel toplumlarda erkek yiyecek ve diğer gerekli ihtiyaçları sağlayarak grup yaşamında katkıda bulunur. Endüstri geliştikçe, erkeğin üstlendiği işler, din, siyaset eğitim gibi alanlara kayar. Erkek kendini işçi olarak görmez ve kadından ayrı tutulmak ister. Erkeğin yaptığı iş grubun sürekliliğini sağlar. Parasal evreye geçildiğinde ise topluluk, yaşamını devam ettirmek için av veya başka bir etkinliğe bağımlı değildir. Bu süreçten itibaren aylak sınıf her türlü işe yarar çalışmadan belirgin biçimde uzaklaşır. Devlet, savaş, spor ve dini inançlar aylak sınıfın meşguliyetlerini oluşturur. Emekten kaçış hem şerefli bir hareket sayılmakta hem de terbiyenin gereği ve servetin kanıtı haline gelir. Her endüstriyel toplum maddi güce ve bu gücü göstermeye dayanır. Bu yüzden iyi bir isim yapmak ve bunu sürdürmek gösterişli tüketime ve aylaklığa bağlıdır. Artan endüstriyel verimlilik ve yaşam için gerekli araçların daha az emekle elde edildiği durumda, toplumun çalışan üyeleri enerjilerini daha rahat bir tempoya doğru gevşetmek yerine gösterişli harcamalara arttırmaya yönlendirir.
* Mal mülk artık sahibine toplumlardaki en önemli güç unsurları olan kahramanca veya kayda değer bir başarıdan daha fazla ün getiriyor ve daha kolay bir tanınma yolu haline geldi. Maddi varlığı ne kadar eşit, adil dağıtılmış olursa olsun veya genel varlıkta bir artış da olsa amaç mal birikiminde bir diğerinin önüne geçmektir. Mal sahibi olmak giderek genel itibarın temeline dönüştükçe, özsaygı dediğimiz kendi halinden memnun olma durumunun da elzem oldu. Malı olan biri, eşyaların ferdi mülkiyet olduğu her toplulukta, en az adının birlikte anıldığı kişiler kadar fazla mala sahip olmalıydı ve diğerlerinden daha fazlasına sahip olmak çok tatmin edici bir gelişme halini aldı. Ekonomik gelişmenin erken aşamalarında sınırsız tüketim, özellikle kaliteli yiyecek tüketimi yani asgari geçinmenin üstündeki her tüketim doğal olarak aylak sınıfla ilgilidir. Yiyecek, içecek, barınak, hizmetler, süsler, elbise ve eğlencenin en iyisini serbestçe tüketir. Kıymetli şeylerin tüketimi aylak sınıfın şöhretinin bir aracıdır. Zenginlik elinde toplandıkça bu yöntemle servetini kanıt olarak ortaya koymaya kendi çabaları yeterli gelmeyecektir. Değerli hediyelere, ziyafete ve eğlencelerle dost ve rakiplerin yardımı sağlanır.
*Sonuç olarak, ahlak sadece ne yaptığımızla ilgili değildir, onu neden yaptığımızla ilgilidir. Mitoman veya kleptoman günümüzde yaygın da olsa üst noktalarda da gözükse gerçekte alçaktırlar. Ülkede her 3 gençten 1’i hiçbir şey yapmıyorsa hepimiz sorumluyuz. Girişimcilik yapanlara destek olmayı geçtik anlayamadıkları zaman tamamen kapatmak ancak aklı az olanların yapacağı iştir. Cevdet Yılmaz'ın 2025 yılında tarımda %12,7 negatif büyüme gerçekleşti açıklaması yaptı. Teknolojide tarımda ne yapılmak isteniyor.
