İsmail Poçan

İsmail Poçan

Bu yangınları kim söndürecek?

Bu yangınları kim söndürecek?

Bir Ramazan ayını ve bayramını da geride bıraktık. Ramazan ayında bu güzel günlerin kıymetini bilmeyenler bunu bayramda da devam ettirdiler. 9 günlük tatili fırsat bilen vatandaşlar daha bayram başlamadan tatil merkezlerinden boy boy fotoğraflarını gözlerimizin içine soktular.

Her ne kadar bayramlara anne-baba, eş-dost ziyaretleri bir kenara bırakıp artık bir senenin yorgunluğunun atılacağı günler olarak bakılsa da sıla-i rahime önem verenler çoğunlukta olduğunu biliyorum.

Her ne kadar eski bayramların tadı olmasa da ve günümüzde Ramazan ayı ve Bayram algısı değişse de benim gibi çoğu kişi için bayram yine büyüklerinin yanında geçti.

İşimiz dolayısıyla Konya merkezde olduğumuz için fırsat bulup ta ziyaret etme imkanımız olmuyor. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi eş-dost, akraba, komşularla özlem giderdiğim günler oldu. Bu benim için tatilden daha önemli ve beni şehir dışına çıkmaktan daha çok dinlendiriyor.

Tabi yine bayramda da dikkatimi çeken olaylar oldu. Özellikle başta torpil olmak üzere patlatıcıların sıklıkla kullanılması çok rahatsızlık verdi. Maşallah 7’den 77’ye herkes kullanıyordu.

Boşuna çocuklara kızmayın.  Onlar kızılacak en son kişiler. Çünkü o patlatıcılar o çocuğun eline geçiyorsa bunda ailesi, satın aldığı bakkal vb. ve bunun satılmasına göz yuman ve denetlemeyen yetkililerden sıra onlara zor gelir.

Niye denetlenmeyen diyorum. Çünkü adam kocaman yazmış dükkanının camına; ‘torpil bulunur’diye. Bunu herkes görüyor ama bir o satışı engelleyecek kişiler göremiyor. Belki gözleri görmüyordur. Söyleyelim de az daha büyük yazsınlar.   

O patlayıcı gelir bir gün birinin gözünü çıkarırsa o zaman anlarsınız ama iş işten geçmiş olur.

DUA EDİN YANGIN ÇIKMASIN HİÇ.

Bayramda Altınekin’de kullanılmayan bir ev alev alev yandı. Bu ev ilçenin merkezinde etrafı da boş değil. Tabi kullanılmayınca yaramaz çocuklar! Rahat bırakmıyor. Daha öncede bahçesi yanmış ama fazla büyümeden söndürülmüş.

Ama bu seferki böyle olmadı.

İki katlı ev halkın gözü önünde cayır cayır yandı. Korkulması gereken de yangın değil, yangına müdahale edenlerin olabildiğince üst seviyedeki acemiliğiydi. Sanki hiç biri daha önce bir yangına müdahale etmemiş gibilerdi. Çevre evlerin ve vatandaşların can güvenliği alınmadan yapılan bu müdahalede en çok dikkat edilen şey, itfaiye erlerinin kendi canlarını da hiçe saymalarıydı. Evin yıkılma tehlikesine karşılık alınan bir önlem de yoktu.  

Yangının tek sevindirici tarafı evde kimsenin olmamasıydı. Ama bitişiğinde yangının sıçrayabileceği evler var. Belki bunu düşünen insanlar var ama müdahale edecek ekipte ne düşünecek kafa var ne de ellerindeki malzemeler yeterli.

İyi ki bu zamana kadar bir yangın çıkmamış. Çıksa Allah korusun gözlerinin önünde bütün ilçe yanar giderdi.

Tamam, fazla yangın olmayabilir ama sen oturmak için orada değilsin. Bu malzemelerin bakımı yapılmıyor mu? En azından bir tatbikat da mı yapılmıyor. İşleri kolay değil eyvallah herkeste yapamaz ama kimse de böyle yangına seyirci kalamaz. Her iş kolay değildir kendine göre zorlukları vardır hak ediyorlar. Hiç yangın çıkmaması mazeret sayılır mı bilmiyorum ama yangına müdahale etmedikleri her anı eğitimle geçirmelerinde fayda var. Hem kendi sağlıkları hem ilçe halkının sağlığı açısından. Hepimizin önceliği görevidir aldığımız maaşı son kuruşuna kadar hak etmek…  

Sonuç olarak yangın özel şirketlerin çalışan su tankerleri sayesinde diğer evlere sıçramadan kontrol altına alındı. Buda büyük başarı…

Her şey yerli yerine oturacağı güne kadar Altınekinlilere tavsiyem; Her namazdan sonra ilçede yangın çıkmaması için dua etmeleri… 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Poçan Arşivi
SON YAZILAR