Fatma Yılmaz
Fatma Yılmaz Nereden tutsak elimizde kalıyor!

Nereden tutsak elimizde kalıyor!

Dün tüm Türkiye’nin gündemine oturan bir haber vardı.

Edinilen bilgiye göre, Meram Mehmet Beğen Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Hasan Berat Güldağı, kendisi gibi 8’inci sınıfa giden 13 yaşındaki T.F. ile birlikte futbol antrenmanına gitti.

İddiaya göre, antrenman çıkışışında T.F., Hasan Berat’ın bacağına taş attı. Hasan Berat’ın tepki göstermesi üzerine T.F. yerden aldığı taşla kafasına vurup olay yerinden kaçtı. Kafasında derin yarık oluşan Hasan Berat, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Hasan Berat Güldağı’nın parçalanan kafatası titanyum parçalarla yeniden oluşturuldu. Konya Şehir Hastanesi’nde 5 gün yoğun bakımda 5 gün ise normal odada gözetim altında tutulan Hasan Berat’ın kalıcı hasar riski olduğu öğrenildi.

Haberdeki en can alıcı nokta ise şu satırlardan oluşuyor; Olay sonrası 6 gün tutuklu kalıp tahliye olan çocuk sosyal medya hesabından "Baba tahliye" paylaşımı yaptı.

Şimdi bu olaya ne denir ki?

Nereden tutsak elimizde kalıyor.

Bir çocuğun bu kadar vicdansız ve merhametsiz oluşuna mı yanalım yoksa suç işleyip tutuklandıktan sonra serbest bırakılmasından matah bir şey gibi bahsedip “baba tahliye” demesine mi?

Durum gerçekten çok vahim. Ama vahim olan asıl şey bu çocukların durumu değil, bu çocukları yetiştiren ailelerin durumu!

Belli ki aile terbiyesinden bir haber olan bu çocuğun yetiştirilmesinde çok büyük hatalar yapılmış. Mesela merhamet ve vicdan kavramları hiç öğretilememiş. Pişmanlık duygusundan da yoksunluk görülüyor.

Şimdi bu çocuğun topluma ne gibi bir faydası olacak ki bundan sonraki hayatında?

Belki de bırakın faydayı, topluma çok büyük zararları dokunacak. Hatta en çok zararı da kendi ailesine dokunacak belki…

Ne üzücü hepimiz adına.

Toplumsal olarak her geçen gün kötüye gidiyoruz. Sokak olaylarından tutun da medyada gördüğümüz diğer adi olaylara kadar pek çok sorunla boğuşuyoruz. Hal böyle olunca çocuklarımızı korumamız da hayli güçleşiyor.

Adına akran zorbalığı deniliyor ama bu bir hastalık değil, toplumsal bir erozyonun sonucudur.

Ne yalan söyleyeyim, bizler de çocuk olduk, hatta bizler de kavga ettik ama hiç böyle merhametsiz değildik.

Ailelerin, benim çocuğum yapmaz, benim çocuğum etmez diyerek şımarık çocuklar yetiştirmek yerine, aile terbiyesine özen göstermesi şart.

Ayrıca okullarda öğretmenlerin yetkisi ve ağırlığı artırılmadan, disiplinde verilen tavizler ortadan kalkmadan bu işlerin düzelmesi zor görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Yılmaz Arşivi

Şeb-i Arus bereketli geçti

17 Aralık 2025 Çarşamba 00:01

Altın Dokunuşlar’a mutlaka gidin

10 Aralık 2025 Çarşamba 00:02

Misafirperverliği bırakmayalım

06 Aralık 2025 Cumartesi 00:03

Yeter artık!

02 Aralık 2025 Salı 00:01

Akrabalık bitiyor

22 Kasım 2025 Cumartesi 17:59

Suyun kıymetini bilelim!

18 Kasım 2025 Salı 00:01