Fazlı Kartal

Fazlı Kartal

Dost Acı Söyleyen Değil Acıyı Tatlı Söyleyebilendir

Dost Acı Söyleyen Değil Acıyı Tatlı Söyleyebilendir

Bugün Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 748. Vuslat Yıl Dönümü.  Anadolu tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Mevlana Celaleddin-i Rumi, 13. Yüzyılın başlarında Afganistan'ın Belh şehrinde güneş gibi doğarak Türk-İslam medeniyetini aydınlatan önemli değerlerinden biri oldu. Barışın ve hoşgörünün sembolü olarak insanlığa yol gösteren kimliği ile günümüzü bile aydınlatmaya devam etmektedir.

Anadolu'da tasavvufun önde gelen temsilcilerinden biri olan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hayatını ve öğretilerini anlatmaya satırlarımız yetmez, kelimeler kifayetsiz kalır. O, çağını aşan bazı sözleri ile günümüzde yaşadığımız olaylara ışık tutup olayların çözümünü de bundan yedi asır öncesinde söylemişti. Mevlana Celaleddin-i Rumi karşılaştığı her olayın ve sorunun çözümünde sevgi ve saygıyı temele almıştır. Özellikle günümüzdeki muhalefetin nefret söylemini kullanması en büyük sorunumuzu oluşturmaktadır. Ayrıca da Mevlana Celaleddin-i Rumi “Hamdım, Piştim, Yandım” diyerek üç kelimeyle hayatını özetlerken, bugünün çoğu muhalefet üyeleri Mevlana’nın yolunu hiç dikkate almadan yani pişmeden daha çıraklıktan kalfalığa yükselememişken bile usta olmuş edasıyla hamlık yapmaktalar. Belki de muhalefetin en büyük hatası bu.

Mesnevi'de insanların farklı özelliklerine göre ayrıma tabi olmasının anlamsız olduğuna dikkat çeken Mevlana, çekişmelerin ve kavgaların bitmesiyle insanların birleşeceğini ve ilerleyebileceğini ifade etmiştir. Günümüz muhalefeti ise insanları Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN düşmanlığında birleştirmeye çalışıyor. Kısacası muhalefetin tek hedefi Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN gitsin de ülkemiz kimin olursa olsun umurlarında değil. Mevlana, ''Gel ne olursan ol gel. İster tanrı tanımaz, ister ateşe tapar ister bin kez tövbeni bozmuş ol, yine de gel. Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değil, gel ne olursan ol gel'' diyerek insanlığa yüzyıllar ışık saçan bu sözleriyle her türlü ayrımı ortadan kaldırılmasının önemini dile getirmişti. Cumhurbaşkanımız, davasında işte tam bu düstur ile herkesi ayrımsız kucaklamakta. Kimseyi kimliğinden, dininden, mezhebinden dolayı muhalefet gibi dışlamamaktadır.

Ölümünün üzerinden 748 sene geçmesine rağmen Mevlana’nın fikirleri yalnız Anadolu’da değil, dünyanın birçok bölgesinde insanlara ışık oldu ve olmaya da devam etmektedir. Şimdi muhalefet Konya’ya giderek Mevlana Türbesi’ni ziyaret edip o ulvi mekândan gerekli feyzleri almalı. Dost acı söyleyen değil. Acıyı tatlı söyleyebilendir. Devletimin, milletimin dostu biri olarak muhalefete yaptıklarının yanlış olduğunu, toplumda karşılık bulmadığını ve devletimize karşı yürütülen planlarda büyük zarar verdiğini söylemeyi bir borç biliyorum. Eğer nefret ile ötekileştirme söylemini bırakarak muhalefet olmanın gerçek görevlerini yerine getirirler ise işte o zaman çok partili hayat ile ulaşılmak istenen asıl hedeflere birlikte ulaşacağız.

Evet, bugün milletçe çok zor bir dönemden geçmekteyiz. Mevlana’nın dediği gibi, Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.”

Kin, nefret ve ötekileştirme söylemleri yerine Mevlana’nın fikirlerine biraz göz atıp gerekli dersleri almalıyız daha fazla geç olmadan. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlara karşı Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.’ Birlikte kurduğumuz bu ülkeyi inşallah hep birlikte güzel yarınlara taşıyacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fazlı Kartal Arşivi
SON YAZILAR