Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Enflasyon Bilmecesi

Enflasyon Bilmecesi

TÜİK tarafından 3 Şubat’ta açıklanan enflasyon verilere göre bile, her ne kadar yetkililer tarafından geleceğe yönelik olumlu görüşler öne sürülse de, ekonomimizde sorunların devam ettiğini göstermektedir. Bir ülke ekonomisinde hammadde, mal, ara mal ve hizmetlerin fiyatlarının oluşumunun piyasa koşullarına göre belirlenip belirlendiğini anlamanın ilk ve en önemli iki göstergeden birincisi enflasyon, diğeri de işsizliktir. İktisat bilimi kriterlerine göre hem enflasyon hem de işsizlik için kabul edilen sınırlar işsizlik ve enflasyon rakamları gelişmiş ülkeler için %3, gelişmekte olan ülkeler için %6 civarındadır. Ülkemiz verilerine bu pencereden bakıldığında 2025 yılı Ocak ayı enflasyon oranı bir önceki aya göre aylık %5.03, yıllık %42.12 iken, Yi-ÜFE verileri aylık %3.06, yıllık %27.20 olarak[1] açıklandı. TÜFE’nin habercisinin ayak seslerinin Yi-ÜFE’deki değişikliklerden kaynaklandığı, iktisat derslerinde anlatılan temel konulardan birisidir. Yani Yi-ÜFE verileri yüksek ise, TÜFE’nin yükseleceğini piyasaların tüm ajanları algılayıp en fazla kar sağlayacak şekilde fiyat ayarlamaları yaparlar. Bundan dolayı her ne kadar 2024 yılı Temmuz ayından bu zamana kadar devam eden düşüş trendi sona erse de, teknik olarak olumlu olarak değerlendirilebilecek belki de tek nokta, Yi-ÜFE’nin TÜFE’nin altında seyretmesidir. Yi-ÜFE’nin TÜFE’nin üzerinde seyrettiği dönemleri yaşayan bir ülkenin ferdi olarak, ağlanacak halimize güldüğümüz durumları yaşamaktayız.

Enflasyon ülkemiz ekonomisi üzerine, adeta kene gibi yapışmış bir canavardan başka bir şey değildir. Özellikle 1950’li yıllarla enflasyonla tanışan ülkemiz, geçen yaklaşık 75 yıllık süre içinde 2006-2012 dönemi olarak ayırdığımız zaman dilimi dışında, enflasyonla hep iç içe yaşamıştır. Yürütme organı olan seçimle işbaşına gelen onlarca farklı hükümet ve uygulamaya konulan ekonomi politikalarına (maliye, para) rağmen, enflasyonun istikrarlı bir şekilde kontrol altına alınamadığı anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan tarafından piyasaları rahatlatan yöndeki açıklamalarına rağmen, beklenen güven ve heyecan ortamını sağlayamadığı görülmektedir. TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın yılın ilk Enflasyon Raporunu açıkladığı toplantıda “Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken enflasyon görünümünde kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık. Bu çerçevede 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 24 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2026 yıl sonu için yüzde 12 olan enflasyon tahminimizi ise koruduk. Enflasyonun 2027 yılında yüzde 8'e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları 2025 yılı için yüzde 19 ve 29, 2026 yılı için ise yüzde 6 ve 18'e karşılık gelmektedir. 2025 yılındaki tahmin güncellemesinde, para politikasının görece etki alanı dışında kalan unsurlar belirleyici oldu. Güncellemenin detaylarına baktığımızda, öne çıkan unsurlardan biri TÜFE sepeti hizmet grubunun ağırlığındaki artış oldu. Bu değişiklik, bir önceki tahminimizi mekanik olarak 0,8 puan yukarı çekti. 2,2 puan tahmin güncellemesinin 0,5’i, gıda enflasyonu varsayımımızdaki işlenmemiş gıda kaynaklı güncellemeden geliyor” şeklindeki enflasyonun düşürüleceği ve kontrol altına alınacağını vurgulama odaklı konuşmasının, TCMB’nin öngördüğü enflasyon tahmin, öngörü ve hedefleriyle, gerçekleşen enflasyon arasında çok önemli sapmalar olduğundan piyasaları tatmin ettiği söylenemez. Böyle bir durumla karşılaşmanın en önemli nedeni, parasal konularda TCMB’nin, genel anlamda resmi istatistikleri açıklama organı konumundaki TÜİK’in paylaştığı verilerle, piyasaların gerçekliğinin uyuşmamasıdır.

Piyasalara hakim olan güvensizlik ortamının sorumlusu kim? ve söz konusu kurumlara güven nasıl tesis edilecek? soruları acilen cevaplandırılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi