Musab Seyithan
Musab Seyithan Kaçık Trump, İyice Zıvanadan Çıktı

Kaçık Trump, İyice Zıvanadan Çıktı

Büyük şeytan ABD’nin uçuk ve kaçık başkanı Trump, zincirlerini koparmış deli danalar gibi sağa sola saldırarak göreve başladı. Koltuğa oturacağı ilk günlerde “Kanada, Grönland ve Panama bize katılmalı” diyerek emperyalist emellerini dile getirdi. Hızını alamadı koltuğa oturur oturmaz da Filistin’de etnik temizlemeye yönelik açıklamalar yaparak Ürdün ve Suud Krallıklarına, Mısır Devlet Başkanına salmalar salıp Filistinlilere ülkelerinde yer açmalarını, bolca Filistinli sığınmacı kabul etmelerini ferman buyurdu. Tehcir bir savaş suçu olmasına rağmen açıkça Filistinlileri tehcire mahkûm edeceğini dünyanın gözüne baka baka söyledi.

Katil Amerikan’ın yeni başkanı ve Gazze kasabı eli kanlı Netanyahu’nun piyonu Trump bunları yapabilir mi? Asla. Bu, stratejik bir manipülasyondur. Muna Hawwa isimli yazarın da ifade ettiği gibi: “Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi gibi uygulanamaz bir konunun sürekli gündeme getirilmesi, insanların bunu reddetmek yerine tartışmaya başlamasına neden oluyor. Fikirler, sürekli tekrar edilerek alışılmış hâle getirilir ve dolayısıyla ilk başta şok edici gelen şeyler zamanla kabullenilmektedir. Temel soru ‘İsrail saldırıları durdurulmalı mı?’ olmaktan çıkıp ‘Filistinliler için alternatif çözümler neler?’ haline geliyor. İsrail’in askeri başarısızlığının tartışılacağı yerde konu ‘Filistinliler nereye gidecek?’ sorusuna kaydırılıyor. Trump ve Netanyahu’nun amacı, imkânsızı tartışılabilir hale getirmektir. Zorla göç ettirme, tamamen reddedilen bir fikir olmaktan çıkıp, ‘gündemde olan bir seçenek’ haline geliyor. Tartışmanın ekseni ‘Bu mümkün mü?’ noktasından ‘Bunu en iyi nasıl yapabiliriz?’ noktasına kaydırılıyor. Bu çok tehlikeli bir strateji ama panik değil, kararlı bir duruş gerektiriyor. Asıl tehlike Trump ve Netanyahu’nun planları değil, insanların bu planları mümkün görebilmeleri. Yapılması gereken şey sadece planı reddetmek değil, onu tartışmaya bile açmamaktır.

Siyonist İsrail, 7 Ekim 2023’ten beri, Hiroşima’ya atılan bombaların yaklaşık beş katı olan 70 bin ton bomba atarak geride 40 binden fazla masum Filistinliyi katletme barbarlığından başka bir şey yapamamıştır. Başta büyük şeytan ABD olmak üzere emperyalist bütün Avrupa ülkeleri en modern silahlarıyla ve savaş gemileriyle yanlarında olmalarına rağmen Filistin’i tarihten silememiştir. Silah desteği olmayan, el koyduğu İsrail’in elindeki silahları kullanan bir avuç Hamas mücahidi karşısında aciz kalan İsrail ve onun gayri meşru babası ABD şimdi işi “Biz ABD olarak uzun süre Gazze’ye el koyacağız. Orayı dümdüz edip sıfırdan imar edeceğiz. Yaşanabilir modern bir hâle getireceğiz. Onun için ilerde geri dönebilecekleri Gazze’den Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve diğer ülkelere bir gitsinler. Orada onlara güzel yerleşim yerleri yaparız. İsterlerse orada kalırlar, isterlerse yeni imar edilmiş Gazze’ye dönebilirler” tuzak yalanıyla Filistinlileri tehcire tâbi tutarak siyonist İsrail’in arzı mevûd hayalinin gerçekleşmesine büyük katkı vermek istemekteler. Bu zamana kadar tarihte Amerika’nın almadan verdiği hiç olmuş mu? Bu deli saçmasına hangi aklıselim sahibi inanır? Hele bir Müslüman, Yüce Allah’ın onlar hakkında: “Asla hiçbir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma/hiçbir hukuk gözetmezler. Çünkü onlar saldırganların ta kendileridir.(9/Tevbe:10) buyurduğu bu kâfirler sürüsüne asla inanmaz ve güvenmez.

Trump’ın kaçıklığına kendi içlerinden şahitlik edenler de var. Senatör Chris Murphy: “Trump aklını tamamen kaçırmış. ABD’nin Gazze’yi işgali binlerce Amerikan askerinin öldürülmesine ve Orta Doğu’da onlarca yıl sürecek bir savaşa yol açacak” demek suretiyle dünya siyasetinin bir kaçık tarafından maniple edildiğine tanıklık etmiştir.

Amerika yıllarca işgal ettiği Afganistan’dan silahlarını bırakarak kaçtığını ne çabuk unuttu. En modern silahlarıyla sonuç alamadan yenik düştüğünü kabul ederek ülkeyi terk etti. Şimdi de Trump, kaçarken geride bıraktığı 7 milyar dolarlık silahların iadesini istemekte. Afgan hükümeti de; “Silahları kimseye vermeyeceğiz. Bunlar ganimet silahlardır. Israrla isteyenlere aynı silahlarla karşılık veririz” cevabını yapıştırdı. Haydi, yiyorsa Afganistan’a yeniden girin.

Son takasta Hamas’ın serbest bıraktığı İsrailli bir bayan esir şunları itiraf etmiştir: “Orada gördüklerim şok ediciydi. Bu adamların geri adım atmayacaklarını ve asla bırakmayacaklarını anladım. Diyorlardı ki, ‘Hepimiz ölsek, sadece bir çocuk bile kalsak teslim olmayacağız. Eğer biz bitersek aynı inançla belki de daha güçlü bir inançla başka bir nesil gelecek.’ Bunu duyduğumda ve onların bakışlarını ve garip özgüvenlerini gördüğümde, korkutucu olduğunu fark ettim. Gerçek şu ki, bu insanlar ölümden korkmuyorlar. Bu, onların inançlarının ve tarihlerinin bir parçası gibi görünüyor. Ve burada savaşı durdurup teslim olmamız gerektiğini düşünmeye başladım. Çünkü biz daha güçlü taraf değiliz diye düşündüm. Evet, yenilmeyecek insanlarla karşı karşıyayız. Artık onların asla yenilmeyeceğini anlıyorum.

ABD ve gayri meşru çocuğu İsrail bu gerçeği bilmeli. Ölümü öldüren bu insanlarla başa çıkamayacaklarını, onları tarihten silemeyeceklerini artık anlamalı ve maceraya girişmemeli. Onlar bir ölür bin dirilir. Kırk binden fazla Filistinliyi öldürdüler ama kırk binden fazla da Filistinli çocuk dünyaya geldi. Onlar köpek beslerken, Filistinliler nesil üretti. Bunu anlamıyorlar. Ama deli dana hastalığına tutulmuş Trump, tedavi görürse bunu anlayacak. Afganistan işgalinde olduğu gibi ya anlayacak ya anlayacak. Başka seçeneği yoktur. “Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürükleneceksiniz.(3/Âl-i İmran:12). Başka yolunuz yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musab Seyithan Arşivi