COVİD-19 bu ülkenin, özellikle gençlerinin kültürel çöküşünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Büyüğe, toplumsal değerlere, inançlara zerre kadar tahammül ve saygı kalmadı.

Maalesef bunun sonucunda yaşadığımız toplumsal çöküşümüzün en net hali sosyal medya hesaplarımızdaki videolarda, ‘storyler’de…

Bir zamanlar Kurtuluş Savaşının bile akıbetini değiştirebilecek güce sahip olan gençlik varken şimdi ise gençlik başka ülkelerin yaşam tarzına, kültürüne, diline esir olmuş durumda.

Daha acısı esir alınmamış, esir olmuş olmaları. Çünkü bu gönüllü bir teslimiyet, gönüllü bir vazgeçiş ve terk ediştir…

Her geçen gün bunları daha fazla görmeye başladıkça yerle bir olsun, yok olsun böyle bir gençlik demekten başka bir şey yapamıyoruz.

Umut ediyoruz ki; belki o zaman yeni filizler doğar.

*

Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden, sosyal medyanın kölesi haline gelip onun için yapmayacağı şey kalmayan bu Z kuşağı keşke birazda empatiden nasibini alabilseydi.

Yolda gördüğü yaşlıyı videoya alıp azar çeken, dalga geçen, başından aşağıya kolonya döken, bankta oturanların üstüne su atan, gülüp dalga geçenler…

Tüm gün evde oturmak, internetten film dizi izlemek, konsolda oyun oynamak, whatsapp'ta milletle lak lak yapmak bu terbiyesizliği yapanların zaten doğal vakit geçirme yöntemi olduğu için tuzları kuru. Şımarıklıkları hep ondan.

İnterneti kesip 2 gün evde dursalar belki o zaman bir nebze anlayışlı olabilirler.

*

Bu Z kuşağının gelecekte başımıza bela olmasını istemiyorsak ıslah edelim.

Çünkü konu yaşlılar değil. Gençliğin savrukluğu…

Bugün yaşlılar yarın şişmanlar, göçmenler, fakirler aklınıza ne gelirse…

Yeter ki arkasında çoğunluğun alkışını, gücünü hissetsin. O konforlu bölgede sürü ahlakıyla rüzgâra kapılıp her zırva modanın militanı oluyorlar.

*

Tüm bunların nedeni hiçbir şeyde sınır bilmememizden kaynaklanıyor.

Hayattaki en önemli kavram “denge” iken maalesef hiçbir zaman bu dengeyi koruyamıyoruz.

Sonra da başımız beladan çıkmıyor.

*

Yaşlıların sokağa çıkma yasağı meselesine gelecek olursak….

Toplumumuz her zaman olduğu gibi bu meseleyi de yanlış anladı.

Virüste en büyük risk grubu +65 yaş iken sanki virüsün kaynağı onlarmış gibi bir psikolojiye girdik. 

Halbuki en büyük risk grubu kronik rahatsızlığı olanlar, yaşlıların bu tarz rahatsızlığı daha fazla olduğu için ölüm oranları daha yüksek.

Yani gençliğinize güvenmeyin. Sigara içiyorsanız bile büyük risk grubundasınız demektir.

Yurtdışında ölenlerin yaklaşık yüzde 80’i sigara içenlerden oluşurken, iyileşenlerin yüzde 90’ı sigara içmeyenlerden oluşuyor.

Bu yüzden hem kendi sağlığınız hem de evdeki yaşlıların sağlığı için mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayın.