Hamas İle İsrail Arasında Esir Takası
Esir takası, savaş sırasında bir tarafın yakaladığı düşman askerlerini ya da sivilleri, kendi ellerindeki esirlerle değiştirme işlemidir. Bu takas, genellikle savaş esirlerinin karşılıklı olarak serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşma ile gerçekleştirilir. Esir takası, savaşın sonunda ya da çatışmalar sırasında taraflar arasında müzakere edilen bir konu olabilir. Amaç, her iki tarafın da kendi esirlerini kurtarmak ve insan hakları çerçevesinde hareket etmektir.
İsrail ile Filistinliler arasında esir takası, uzun yıllardır devam eden çatışmanın bir parçası olarak zaman zaman gündeme gelir. Bu tür takaslar, genellikle İsrail ve Filistin arasındaki müzakerelerde önemli bir konu olmuştur. Taraflar, esirleri serbest bırakmak için bazen anlaşmalar yaparlar, ancak bu süreç genellikle karmaşıktır ve çeşitli siyasi, insani ve askeri etkenlere dayanır. Birkaç önemli örnek vermek gerekirse, 2003'te İsrail, Filistinli grupların elinde bulunan İsrailli bir asker olan Nachshon Wachsman'ın serbest bırakılmasının ardından, bazı Filistinli esirleri serbest bırakmak için bir takas anlaşması yapmıştı. 2006 yılında Hamas tarafından kaçırılan İsrailli asker Gilad Shalit'in serbest bırakılması için 2011'de büyük bir esir takası anlaşması yapıldı. Bu anlaşma kapsamında, yaklaşık 1,000 Filistinli esir, Shalit'in serbest bırakılması karşılığında İsrail'e geri verildi. Bu, oldukça dikkat çekici bir takas oldu. Çünkü büyük bir sayıda Filistinli esir karşılığında bir kişi serbest bırakıldı. Bu tür anlaşmalar her zaman kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşmez ve sıklıkla karmaşık bir diplomatik süreç içerir. Ayrıca, esir takası anlaşmalarının başarılı olup olmaması, taraflar arasındaki güven ve çıkar ilişkilerine de bağlıdır.
Siyonist İsrail, yıllardır işgal edilmiş Filistin topraklarından çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden her yaştan insanı haksız yere tutuklayarak zindanlara atmaktadır. Şu anda Siyonizm’in zindanlarında yaklaşık on beş binin üzerinde Filistinli mahkum vardır. Bunlar suçsuz insanlardır. Yıllarca açlık, susuzluk, dayak, tecavüz ve her türlü işkence altında zulüm görmektedirler. Bu mazlum Filistinliler hiçbir kanun, yasa ve değer ilkesi olmadan haksız yere tutulmakta ve çoğu da şehit olmaktadır. Maalesef uluslararası insan hakları örgütleri söz konusu Siyonistler olunca Filistinlilerle ilgilenmemektedir. Her zaman olduğu gibi bugün de Siyonist İsrail, hem esir takası yapmakta ve hem de Filistinlileri tutuklayıp yerlerinden etmeye devam etmektedir.
Bu sene Katar, Mısır ve ABD’nin önayak olduğu Hamas-İsrail arasındaki ateşkes anlaşmalarında karşılıklı esir değişimi yapılması kararlaştırıldı. Ateşkes anlaşması şartlarına bağlı olarak esir takası devam etmektedir. Her ne kadar İsrail basını açlık, zulüm ve yalnızlık gibi başlıklar atarak İsrailli kurtulan rehinelerin ağzından propaganda içerikli yayınlar yapsa da gerçekler hiç de öyle değildir. Hamas’ın elinde bulunan İsrailli özgür bırakılan rehineler gayet iyi beslenmiş, şen ve şakrak bir vaziyette tatil ya da festivalden döner gibi dönüyorlar. Bütün dünya bunu görüyor. Kassam tugayları bunlara, İslam’ın esir hukukuna göre muamele yapıyor. Hepsi de Hamas üyelerine karşı içten teşekkürlerini bildiriyorlar.
Öte yandan Siyonist İsrail ise, yapılan takas anlaşması gereği Filistinli esirleri serbest bırakıyor. Başta Siyonist İsrail’in esir ailelerine karşı sert tutum sergilemesi, Filistinli esirlerin son ana kadar kötü muameleye maruz bırakılmaları, onların nasıl bir değerler sistemine sahip olduğunu gösteriyor. Bu takas bütün bir dünyanın gözü önünde gerçekleştiriliyor. Hamas’ın İsrailli esirlere müşfik tutumu ile Siyonist İsrail’in insanlık dışı tutumu halkların vicdanında tartılmakta bundan da bir kere daha Siyonist İsrail psikolojik savaşı kaybetmektedir.
Mazlum Filistin halkı yetmiş beş senedir her türlü acıyı yaşıyor. Zindanlarda insanlık dışı kötü şartlarda yaşayan Filistinli mahkûmlarla, dışarıda olan Filistinliler de abluka altında açık hava hapishanelerinde yaşıyor. Sadece aralarında nitelik farkı var. Filistinlilerin evleri sudan bahanelerle hem Siyonist askerler ve hem de yerleşimci denilen hırsızlar eliyle yıkılıyor, şehirlerin alt yapısı çökertiliyor, tarım arazileri tarumar ediliyor. Yaşama imkânı veren her şey ortadan kaldırılıyor.
Artık İslam dünyası inisiyatifi ele almalıdır. Mazlum Filistin halkını soykırımcı Siyonistlere yem etmemelidir. Eğer bu topraklardan gitmesi gereken birisi varsa, onun da işgalci ve soykırımcı yönetim olduğu yüzlerine vurulmalıdır. Bu topraklar Filistinlilerindir, Siyonistler buralara dışarıdan gelmiş işgalcilerdir. Bu konuda kararlı tutum sergilemek ve Filistinlilerin yanında dimdik durmak, İslamlık ve hem de insanlık borcudur. Eğer bunlar yapılmazsa, tarih bizi affetmeyecektir.