Öncelikle üniversitelerimize, belediyelerimize bir ricamız var, lütfen bilim ya da ilim toplantılarımıza sempozyum demeyin.

Bizden daha iyi bilirsiniz ama sempozyum Fransızcadan (symposium) dilimize geçmiş. Kökeni ise eski Yunan’a dayanıyor. Antik Yunan’da oturulup şarap içtikleri toplantılara sempozyum diyorlarmış.

Bunun yerine Bilgi Toplantısı desek, bilimsel toplantısı desek olmaz mı?

Mesela 1. Ulusal Sille Bilim Toplantısı desek, ya da bilgi toplantısı desek olmaz mı?

Bizim tarihimizde de bilimsel toplantılar yapılıyordu, Osmanlı, Selçuklu ya da İslam Medeniyetinin diğer büyük devletlerinde yapılan bilim toplantılarına ne ad veriliyor muş? Bir yiğit akademisyen bunu çıkarsa ve artık bu toplantılar o isimle yapılsa daha güzel olmaz mı?

Aslında mesele bilime, tarihe, ilime, sosyal hayata, dünyaya, uzaya, atoma, nötrona, felsefeye kendi zaviyemizden bakma meselesidir. Batının belirlediği evrensel değerleri de alalım fakat kendimize özgü bir ilim, irfan medeniyetimizi de oluşturalım.

Bunu ben yazmakla mükellefim, üniversitelerimiz hayata geçirmekle, devletimizde desteklemekle ve yönlendirmekle mükellef…

İnanınız dünyada barış, zulmün önlenmesi, haksız kazançların yok edilmesi, adaletsiz gelir rejimlerinin ortadan kaldırılması ancak bizim kendi standartlarımızla evrensel ve sürdürülebilir medeniyet kurduğumuzda mümkün olacak.

Ya da Batı yaşayacak, oluşturacak, biz de taklit edeceğiz, aynen montajcı sanayimiz gibi montajcı üniversitelerimiz, liselerimiz, ilkokullarımız olacak, tarihi, İslam İlmini, edebiyatı batıdan öğrenmekle kıvanç duyan üniversite hocalarımız olacak.

Ve bir de kaybedilmiş yıllarımız, çocuklarımız…

Neyse biz asıl konumuza geçelim, dün Selçuklu Belediyesi’nin öncülüğünde Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Sille’yi Kalkındırma ve Tanıştırma Derneği’nin katkıları ile düzenlenen “I.Ulusal Sille Bilim Toplantısı” başladı.

Bugün ise “2. Ulusal Ilgın Bilim Toplantısı” başlıyor.

Sille ile ilgili bilim toplantısı bir otelde yapıyor. Çok sayıda bilim insanı katılıyor. Sille’nin 5 bin yıllık tarihine ışık tutulacak ve Sille ile ilgili bilinmeyen birçok konu gün yüzüne çıkmış olacak.

Ilgın Bilim Toplantısı ise tarihi bir mekânda yapılıyor, Ilgın Belediye Başkanı Halil İbrahim Oral Hocamızı kutluyorum, gerçekten iyi bir mekân seçimi yapmış.

Lala Mustafa Paşa Külliyesi Mimar Salon Salonunda yapılacak bütün sunumlar. Konya toprakları üzerinde Mimar Sinan’ın bir eseri var, o da Ilgın’da.

Böylece Başkan Ilgın’ının tanıtımını da fevkalade bir şekilde yapmış oluyor.

Ilgın ve Sille Konya için çok önemlidir. Ilgın ve Sille ile ilgili gerekli adımları atabilsek inanınız Konya’ya gelen turist sayısını en az ikiye katlanır.

Ilgın kaplıcaları Türkiye’nin en eski kaplıcalarındandır. Ilgın Kaplıcaları Konya’nın markalarından birisidir. Sille’de öyledir.

Konya’da, Selçuklu, Meram, Beyşehir Gölü, Tuz Gölü gibi markaları birleştirerek yeni bir tarih, kaplıca, inanç ve doğa turizmi destinasyonu oluşturulmalıdır.  

Belki bu bilimsel toplantılar bunlara da vesile olur. Öyle temenni ediyoruz.

Dedeman Oteli yapılırken, “bir yıl da sadece 15 gün burası dolu olur onun dışında zarar eder” diyen sınırlandırılmış beyinler yenildi, Konya şimdi 5 üniversitesi olan, yazın başka, baharın başka, kışın başka yoğunluğu olan devasa bir şehir oldu.

Gidin bakın bütün oteller dolu, daha fazla otel ihtiyacımız var.

Keşke Ilgın’a da bir 5 yıldızlı otel kazandırabilsek. Kaplıca ile birlikte bilimsel toplantılar için salonların olduğu, dev bir otelin Konya ekonomisine katkısını düşünebiliyor musunuz?

Düşünün, gelecek düşünenlerin olacak, düşünemeyenlerde takoz olarak kalacak.

Üniversitelerimizden daha fazla bilimsel toplantı bekliyoruz, daha fazla etkinlik, daha fazla yönlendirme…

Mevsim bilim mevsimi, durmak yok yola devam…