Muzaffer Dereli
Muzaffer Dereli İslâm’da kadın ve aile

İslâm’da kadın ve aile

Karanlık ve zulmetleri güneşler misâli aydınlatan İslâm, kadını bir mal ve şehvet aracı olmaktan alarak, evindeki tahtına oturtmuştur. Mihirle kocasına varmış, Allah'a kullukla dolu bir yuva kurmuş ve annelik sarayına girmiştir. O saray ki, akılların donduğu ve durduğu güzellikte, eşsiz bir nimettir. İşte bunun ispatı:

Câhime (ra) Hz. Peygamber’e (sav) gelir ve:

“Ey Allah’ın Rasûlü! Ben cihada katılmak istiyorum. Bu konuda sizinle istişare etmeye geldim, der. Rasûlullah (sav):

-Annen var mı, diye sorar.

-Evet, deyince:

-Öyleyse annenden ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır.” (Nesâî, cihad 6.)

Acaba kâinatta, kadına, bundan daha büyük bir hak ve saltanat verilmiş miydi?

EN ÇOK HİZMETE LAYIK OLAN

Bu hakikati anlayan evlât, onları horlayıp itebilir mi?

Bunun sözü bile çok korkunç. Eğer Batı bu değerlere sahip olsaydı, güya yalnız kadın evleri yaptırmazdı. Kimsesiz insanların harici bile, evlatları olduğu halde son zamanlarında dört duvarlı beton yığınlarına atılıyor. Şimdilerde bizde de bu yaygınlaşıyor. Kısmen belki gereklidir. Bunun dışında eğer insanlar bu manâyı uygulayabilseler, pek tabiidir ki huzur evlerine ihtiyaç bile duyulmaz. Zira oralar bu insanlara aslında birer ıstırap evleridir.

Peygamber (sav) Efendimiz’in şu hadîs-i şerifleri de, kadına yani anaya verilen değerin büyük bir numunesidir:

-Rasûlullah’a (sav) bir adam geldi de:

-Ey Allah’ın Rasûlü, iyi himayeme insanların en fazla lâyık olanı kimdir, dedi.

Rasûl-i Ekrem:

"-Anandır" buyurdu. O:

-(Ondan) sonra kimdir, dedi Rasûlullah:

-"Yine anandır" dedi, O, (tekrar):

-(Daha) sonra kimdir, dedi. Peygamberimiz:

-"Anandır," buyurdu. O:

-Sonra kimdir deyince de;

-"Babandır," buyurdu. (Buharî edeb 2.)

İşte kadını öne almak budur. Görüldüğü gibi eşit değil, ondan üstündür.

Ya şimdi ne yapmak istiyorlar? Bir şehvet aracı değil mi?

Yurtsuz, yuvasız, sahipsiz, eşsiz ve çocuksuz.

Evet, maalesef zina ve eşcinsellik meşrulaştırılmak isteniyor. Bazı kadın ve LGBT dernekleri bunun için çalışıyor.

Çok dikkatli olmak ve gerekli tedbirleri almak zorundayız. Yoksa aile yok oluyor.

Zorunlu eğitimden en azından liseler çıkarılmalı ve okuma kabiliyeti olmayanlar sanata yönlendirilmelidir. Sanayiler de canlanmalıdır. Bu durum aynı zamanda yuvaların da erken kurulmasına ve çocukların artmasına vesile olacaktır. Değilse herkes üniversite okuyarak hem maddi hem manevî kayıplara gitmektedir.

Bu durumu Milli Eğitim Bakanlığının ivedilikle ele alması gerekiyor. Allah c.c sonumuzu hayreylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muzaffer Dereli Arşivi