Tarık Ziyad

Tarık Ziyad

Kaybedilen manevi dinamiklerimiz "Bayramlar"

Kaybedilen manevi dinamiklerimiz "Bayramlar"

Yine bir bayram arefesinde, Bayrama kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ama bu mutluluklar her geçen yıl daha ayrı bir burukluğa sevk ediyor; heyecanımız, mutluluğumuz azalıyor.

Her bayramın gelişinde büyüklerimizin ifade ettiği "Nerde O eski Bayramlar" her yıl katlanarak artıyor, geçmişe duyulan özlem, hasret, derin bir iç çekişle son buluyor. O dönemin, eski ama unutulması zor olan Bayramlarımızın da unutulmaya yüz tutulması da ayrı bir trajedi.

Nereden bakarsanız bakın, dertliyiz dostlar.

Bayram öncesinde başlanan telaşın bile verdiği huzuru bugün maalesef bulamıyoruz. Korona virüs salgınıyla birlikte yaşanan ve eklenen teknolojik gelişmeler manevi dinamiklerimizi sarsıyor, a sosyal bir çerçeveye sokarak iletişim ve etkileşimimizi kırıyor.

Diyoruz ya, bayram öncesindeki o tatlı telaş bile mutlu olmamıza yetiyordu. Günler öncesinden bayram ikramlıkları için alışverişe çıkılır, tüm hazırlıklar yapılırdı. Hele bizim çocukluk dönemlerimizde alınan bayramlıklarımızı giymek için sabırsızlanır, bayramlıklarımızla yatardık.

Bayram sabahı camiye giderek Bayram namazı kılınır, akabinde cemaatle bayramlaşırdık.

Bayram günü tatile değil, büyüklerimizi ziyarete giderdik. Bugün Bayramlarımızı maalesef tatil aracı olarak görüyoruz.

Unutup görmezden geldiğimiz büyüklerimizi sadece telefon aramalarımıza veya mesajlarımıza sıkıştırdığımız "İyi bayramlar" cümlesiyle teselli ettiğimizi zannediyoruz.

Artık bayram tatillerimizi hayatımızın bir parçası olarak görüyor, bayramı ise hayatımızın merkezinden yavaş yavaş çıkartıyoruz.

Güncel hayatta akrabalarızdan uzak bir hayatı tercih eden bizler, bayramda da aynı duruşu göstermekten çekinmiyoruz.

Peki ya çocuklarımız?

Bizler bayram günü komşu komşu dolaşır bayram tebriğinde bulunurduk. Akabinde arkadaşlarımızla, sanki oyun orucunu bozarcasına mahallede tüm oyunlarımızı oynar, eve dönmek bilmezdik.

Bugün çocuklarımızı bilgisayar oyunlarına, oyun konsollarına tutsak ettiğimizi üzülerek ifade ediyorum. O sevinçten, heyecandan, o samimi duygulardan mahrum ettik.

Kaybeden kim? Mahrum olan kim?

Nerde O eski bayramlar sözünün özünü şöyle ifade edebiliriz:

Bayramlar aynı bayram. Maalesef insanlar aynı değil… Hepsine rahmet olsun.

*****

Kurban Bayramı'nın ehemmiyetini anlatacak hadsizliği yapmayacağım dostlar. Ancak bir ilahiyatçı olarak, bazı hatırlatmalarda bulunmama müsaade edin dostlar.

Kurban Bayramı Allaha yakınlaşmak. Gelin Bu Bayram Allah'a yakınlaşalım. Kestiğimiz kurbanın etlerini buzdolaplarına, derin donduruculara değil, ihtiyaç sahiplerine bırakalım.

Et yemekten çoğu zaman mahrum kalan çocuklarımızın sıcak yüreklerini şenlendirelim. En azından kaybetmeye yüz tuttuğumuz sevinçleri bu şekilde yaşayalım.

Kısa, öz bir çerçeveyle meseleyi özetlemiş olduk dostlar. Manevi dinamiklerimizi, bizi ayakta, diri tutan unsurlar. Bu unsurları kaybetmeme temennisi ile.

Kurban Bayramımız yar olsun.

Satır Arası bizden olsun dostlar.

https://twitter.com/tarikziyad_53

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tarık Ziyad Arşivi
SON YAZILAR