Nazarın Rahmeti, Usulün Felaketi
Toplumların, kurumların ve düşünce ekollerinin en büyük zenginlik kaynağı; farklı bakış açılarını konuşabilmek, çeşitliliği ortak akılla yönetebilmek ve aynı hedefe farklı yollarla helal çerçevede yürüyebilmektir. Bu nedenle, “Nazarda ihtilaf rahmettir” sözü, fikir üretiminin özünü temsil eder. Zenginlik ve güzelliktir. Çünkü bakış açısındaki farklılık; düşünceyi çoğaltır, perspektifi genişletir, kör noktaları aydınlatır ve yeni çözüm yolları doğurur. Eleştirinin, sorgulamanın ve özgür düşüncenin olmadığı bir yapıda canlılık yoktur; gelişme yoktur; yenilik yoktur.
Kur’an’ı Kerim’de “Düşünmeye davetin”anlamındaki mânâda bu açıdan değerlendirilmelidir.
Ancak aynı sözün devamındaki uyarı çok daha önemlidir:
“Usulde ihtilaf felakettir.”
Yani yöntem, sistem, ilke ve hedeflerde ortaya çıkan ayrılık; dağınıklık, kaos, güç kaybı ve stratejik kırılmalar üretir. İşte bu büyük felaketin haberidir.
Bir kurumun stratejisi, bir devletin yönetim mekanizması veya bir toplumun ahlaki kodları; yöntem birliği üzerine kurulur. Usuldeki ihtilaf, fikirlerin zenginliğini üretmez; aksine enerjiyi içeride tüketir, ortak hedefi parçalar ve liderliği etkisizleştirir. Yöntemdeki birlik; disiplinin, sürekliliğin ve başarıya giden yolun esasıdır.
Nazar’daki Rahmet: Farklı Düşünceler Bir Güçtür
Nazar—yani bakış açısı—her insanda farklıdır.
Fikir ayrılığı;
• yeni ihtimalleri doğurur,
• kör noktaları ortaya çıkarır,
• düşünceyi genişletir,
• sistemlerin gelişmesine katkı sağlar.
İşte bu nedenle nazardaki ihtilaf bir rahmettir. Fikir zenginliği, bir toplumun inovasyon, düşünce kabiliyetini artırır, şahısları olgunlaştırır ve kurumlara dinamizm kazandırır.
Usuldeki Felaket: Dağınıklık, Kaos ve Kayıp
Usul; yöntem, disiplin, sistem, ilke ve kurallar bütünüdür.
Bu alandaki ihtilaf ise bir rahmet değil, bilakis bir fesadın, bir çöküşün eşiğidir. Çünkü usulde yaşanan ayrışma:
• kurumun yönünü kaybettirir,
• ortak hedefi belirsizleştirir,
• ekipleri birbirine düşürür,
• kaynakları boşa harcar,
• liderliği etkisizleştirir.
Bir orduda komutanların farklı yöntemlerle savaşa çıkması nasıl yenilgiyi getirirse; bir kurumda yöneticilerin farklı usuller benimsemesi de aynı felaketi doğurur.
Akıl Çeşitliliği Özgürlük, Usul Birliği Güçtür
Birlik; fikrin tek olması değil, usulün aynı olmasıdır.
Gelişmek için farklı düşüncelere ihtiyaç vardır; yıkılmamak için ise ortak bir yönteme.
Bu nedenle anlamak isteyen toplumlar, kurumlar ve liderler için en esaslı ilke şudur:
“Nazar farklı olabilir; ama usul tek olmalıdır. Bakış açılarının rahmet olması için yöntem birliğinin korunması şarttır.”
Usül esastır.
Usülde noksanlık, insaniyetten beriliktir.
Usulsüzlük, hayvanat mahlukatının yansımasıdır. Cismi olmasada, ruhi (hayvan) öyledir.
