Burası ülkenin ortası, devletin en güvenli yeri, yani devletin başkenti  Ankara ,  önce on ekim 2015’te  tren garında sonra  on yedi şubatta Merasim Sokakta askeri servis araçlarına yapılan ve en son on üç martta Kızılay güven park da  otobüs bekleyen sivilleri hedef alan kanlı Ankara  saldırılarının neyi amaçladığı üzerinde durup düşünmek gerekiyor. Burada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor  ve  yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Vaktiyle iki kutuplu olan dünya dengeleri hızlı bir şekilde değişerek dört , beş belki de altı kutuplu bir dünyaya doğru  giderken Orta Doğu ve Avrupa’ya köprü görevi gören tüm İslam dünyasını birleştirecek tek güç Türkiye’nin  olacağını bilen büyük devletler  Türkiye’nin önünü keserek  güç kaybetmesini sağlamak istiyorlar. Son yıllarda güçlü Türkiye’nin ayak seslerini duyan dış güçlerin  maşası olan terör örgütlerinin ve içeride ki işbirlikçilerinin   artık günden güne daha kapsamlı  olarak eylemlerini artırarak devam etmeleri bu yapılan saldırıların tek merkezden koordine edildiğini göstermektedir. Terör bombalı ve silahlı saldırılar düzenlerken dış güçlerin içerideki işbirlikçileri de halk üzerinde algı operasyonları ile görevlerini yerine getirmektedir.   Peki bu saldırılar neyi amaçlıyor?

             Eskiden savaşlar ordular arasında gerçekleşirken artık bu savaşlar toplumlar üzerinde sürdürülen terör ve  algı operasyonları ile bir nevi Psikolojik savaş şeklinde uygulanmaya başlanmıştır. Psikolojik savaşın en çok başvurduğu yöntemlerin en başında terör eylemleri ile kendini göstermiştir. Terör eylemlerinin ortak amacı hedef  halk  kitlesi arasında korkuyu hakim kılıp devlet mekanizmalarının işlemesini engellemektir. Yapılan eylemlerle devlet ile halk arasında güvensizlik oluşturulup halkı hükümete karşı ayaklanmalara teşvik ederek hükümetin ve devletin kurumsal mekanizmalarının işlevini yapamaz hale getirmeyi amaçlamaktadır. Ankara Güven Park’ta ki bomba saldırısından sonra ulusal medyada ve sosyal medyada malum yayın organlarına bağlı  bazı yazarlar  ‘’Hükümet istifa etsin; Paranız batsın , Başkanlık sisteminiz batsın’’ gibi yapılan  yorumların hepsi algı operasyonlarının  medya ayağını oluşturmaktadır. Peki amaç ne ? Halk nezdinde Hükümeti görev yapamaz gibi göstererek  terörle mücadelede  gelen şehit haberleri ve bombalı saldırılar da hayatını kaybeden siviller üzerinden Gezi benzeri halk ayaklanmalarına ortam hazırlamaktır. Bunu da nerden çıkardın demeyin hala yaptıkları yayınlarda , analiz programlarında gezi ruhundan bahsederek kendilerine taraftar toplamaya çalışmaktadırlar.  Ankara’da ki son patlamadan sonra bir yazar attığı tweet ile ‘’Erdoğan’la istikrar da olmaz ,barış da’’ diyerek  Sayın Cumhurbaşkanımıza olan nefretinden daha çok vermek istediği çok sinsice  halka verilen mesajlar  içermektedir. Halka algı yoluyla ileriki dönemlerde kendisini haklı çıkaracak mesajlar vererek  amacına ulaşmaya çalışmaktadırlar. Terör eylemlerini kınarken dahi hükümeti suçlayıcı yazıların başka ne gibi bir amacı olabilir ki. Toparlarsak.

             Daha bir hafta önce Dış basında  yapılan yorum yazıların da Sayın Cumhurbaşkanımızı istifa çağırarak  dışarıda ve içeride yapılan eylem ve yorumların  bu işin tek merkezden koordine edildiğini göstermeye yeter sanırım. Önümüzde ki dönemler de bu yorum ve terör eylemlerinin artarak devam edeceğinin sinyalini vermektedir.

Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın söylediği ‘’ Terörü maşa olarak kullananlar, masumların kanları üzerinden  hesap görmek isteyenler Türkiye’ye asla diz çöktüremeyecekler , tam aksine kendileri diz çökeceklerdir.’’ diyerek dış güçleri işaret etmiştir.

SAYGILARIMLA