Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Sağlıklı zehirlenmek herkesin hakkı

Sağlıklı zehirlenmek herkesin hakkı

Başlığı okuyup hemen ne diyor bu adam demeyin. Aklım başımda, herhangi bir şey kullanmadım. Derdimi anlatınca eminim hak vereceksiniz.

Malum geçtiğimiz hafta ülkemizde elliyi aşkın vatandaşımız sahte içkiden dolayı vefat etti. İçmese ölmezlerdi demek işin kolay kısmı. Öncelikle şunda bir anlaşalım. İçki ve sigara sağlığa zararlıdır. İçki dinimize göre de haramdır. Kimsenin içmesini istemeyiz ama içene de karışamayız, en fazla uyarıp belki biraz da nasihat edebiliriz o kadar. Devletimiz şunu derse tamam “An itibarıyla ülkede içki ve sigara tüketimi yasaklanmıştır.” Fakat eğer bunu demiyor, 18 yaş ve üzerindeki isteyen herkes içki ve sigara tüketebilir diyorsak bu konuda sorumluluk yine devletimizdedir. Devletimiz kendini dolaylı yoldan zehirlemek isteyen her vatandaşına bunu uygun ve sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için imkân sağlamalıdır.

Bir haftadır sahte içki ile ilgili operasyonlar yapılıyor. Tonlarca metil alkol ele geçirildi, onlarca kişi tutuklandı falan ama bunlar beyhude bir çaba. Talep olduğu sürece arz da bir şekilde sağlanmaya devam edecektir. Kimse daha lezzetli olduğundan ya da fantezi yapmak için sahte içki içmiyor. Mesele tamamen ekonomik. İçki fiyatları yüksek olduğundan bütün risklerine rağmen merdiven altı tercih ediliyor. İçki fiyatlarını yükseltip insanların içkiyi bırakmalarını sağlamak iyi niyetli ama çok da karşılığı olmayan bir gayrettir. Kimse sadece pahalı diye içkiyi bırakmaz. Sağlığını, çoluk çocuğunu düşünür ayrı konu ama sırf pahalılıktan içki bırakılmaz. Sadece sahte içkiler değil zincir marketlerde satılan ürünler sayesinde evde kendi içkisini yapan da çok. İnternette isteğinize uygun yüzlerce içki tarifi var.

Devlet kâğıt üzerinde satışların azalmasından dolayı ülkemizde içki tüketimi azalmıştır diyebilir. Lakin kayıt dışı üretim ve tüketim yüzünden hem insanlar daha fazla zehirlenip hayatlarını kaybederken hem de devletimizde ciddi bir vergi kaybına uğramaktadır. İşin bir de şöyle bir kötü yanı var. Ergenlik dönemindeki gençlerin büyük bir kısmı sigara ve çevresinin durumuna göre içkiye ilgi duyar. Fakat günümüzde içki ve sigara fiyatları o kadar yüksek olduğundan gençlerin aklı başka yöne çekiliyor. Belki biraz içki tüketip hevesini alınca vazgeçecek gençler sırf fiyatı daha ucuz diye sentetik uyuşturuculara yöneliyorlar. Bir ara haberlerde çakmak gazı koklayıp zehirlenen, at narkozu kullanan gençlerden de bahsediliyordu, eminim hâlâ devam edenler vardır. Sırf bu yüzden bile içki fiyatları makul seviyelere çekilmelidir.

Sigarada da benzer bir tablo var. Devlet yine satış rakamları üzerinden konuşup ülkemizde sigara kullanımın azaldığını söylüyor ama kayıt dışından bahseden yok. Bir ara kaçak sigaralar moda olmuştu. Semt pazarlarına bile tezgâh açıyorlardı(!) Şimdi ise kaçak sigarayla uğraşan yok. Millet doğrudan tütün sarıyor. Bundan bir tık sonrası evde saksıya tütün ekmek olacak. Devlet yine sigara fiyatlarını ucuzlatıp kayıt dışı tüketimi azaltarak hem vatandaşların sağlıklı bir şekilde zehirlenmelerini sağlarken hem de ciddi bir vergi geliri elde edebilir. Lakin yetkililerimizin çok umurunda değil. Anlaşılan yüksek vergiyle nasıl olsa istenilen gelir elde ediliyor hem de dünyaya içki ve sigara tüketimimiz az diyebiliyoruz diye düşünüyorlar. Ne diyelim kendimizi kandırmaya devam ettiğimizle kalırız…

İnsanlar ailelerinin rızıklarından ciddi bir payı her ay içki ve sigaraya ayırıyorlar. İçmesinler kardeşimle bu maalesef olmaz.  Bir an önce içki ve sigaranın fiyatı düşürülmeli. İnsanların bunları bırakması noktasında çok iyi niyetli çalışmalar var ama bırakmakta kolay değil. Bir yandan bırakmaya teşvik ederken diğer yandan da bunlara ulaşımın yasal, sağlıklı ve uygun fiyata olması sağlanmalı. Yoksa daha çok kaçak içkiden ölenlerin haberini duyarız. Özellikle üniversite öğrencisi gençlerin en büyük hobisi akşamları evde toplu olarak tütün sarmak oldu. Kendi içkisini yaparken gözünü, hayatını kaybedenleri saymıyoruz bile. Kendimizi kandırmadan, beylik iyi niyet kalıplarını bir kenara bırakıp bir an önce adım atmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR