Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Sırrı Süreyya’yı kim öldürdü?

Sırrı Süreyya’yı kim öldürdü?

Kalp krizi geçirmesinin ardından 18 gün yoğun bakım da tedavi gören Sırrı Süreyya Önder, cumartesi günü çoklu organ yetmezliğinden vefat etti. Bazı şeyleri dile getirince komplocu diye damgalanıyorsunuz ama aklımıza geleni söylemeden de olmaz. Hem bunu tek söyleyen de biz değiliz. Sırrı Süreyya, bir suikaste kurban gitmiş olabilir. Günümüzde yapay kalp krizleri çok kolay oluşturulabiliyor. İşin içinde MOSSAD olma ihtimali de göz önünde bulundurulursa olmaz diye bir şey yoktur. Bu konunun üzeri kapatılmadan inşallah araştırılır…

Sırrı Süreyya Önder, PKK’nın silah bırakıp kendisini feshetme sürecinde İmralı heyetinin en aktif isimlerindendi. Çözüm sürecindeki hataların tekrar edilmemesi için dikkatli konuşuyor, DEM parti ve cephesinden aykırı seslerin çıkarılmasına izin vermiyordu. Sırrı Süreyya, Kürt kökenli olmamasına rağmen barışın sağlanmasına çok çalıştı. Son dönemde geçmişin aksine daha orta yolcu, makul bir kimliğe bürünmüştü. Bu bile öldürülmesi için yeterli bir sebep(!) Bundan sonra yapılması gereken şey PKK’nın bir an önce silah bırakıp, kendini feshetmesinin sağlanması. Bu süreç uzadıkça işler daha da karmaşık hâle gelebilir. Çünkü gerek içeride gerekse de dışarıda PKK’nın bitmesini istemeyen çok. Yapılacak birkaç aykırı açıklama, organize edilecek saldırılarla pamuk ipliğine bağlı süreç yeniden tıkanabilir. Yeni dönemin temeli atılırken önce bunu ilk kez dile getiren MHP lideri Devlet Bahçeli ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Ardından Sırrı Süreyya kalp krizine bağlı çoklu organ yetmezliğinden vefat etti. Bütün bunları tesadüf olarak görmeyecek kadar bu ülkede yaşamışlığımız var…

Sırrı Süreyya’nın yoğun bakımda bulunduğu süreçte PKK’nın feshi konusu beklemeye alınmıştı. İmralı heyeti, yeni görüşmeler falan bu işi daha fazla uzatmaktan başka bir işe yaramaz. Hükümet, kararlı bir adım atıp bir an önce işin nihayete erdirmelidir. Bu iş için bir ay beklemek bile fazladır. Dünya da, bölgemizde sürekli yeni gelişmeler oluyor. İpler bizim elimizdeyken iş bitmeli. Özellikle İsrail sürecin tıkanması için elinden geleni yapıyor. Suriye’ye sürekli operasyon düzenleyerek bizim dikkatimizi dağıtıyor. Suriye’de PYD, YPG meselesi de tam anlamıyla çözülemedi. Yarım kalan her sorun yenilerine gebedir. Bu iş bir an önce çözülmeli. Yoksa bir rüzgâr eser 40 yıllık terör belasıyla tekrar uğraşmak zorunda kalırız.

Sırrı Süreyya’yı siyasete girmeden de önce yaklaşık 20 yıldır takip ediyordum. İlk filmi Beynelmilel çok iyiydi. Hem yazıp, yönetmiş, hem de filmde oynamıştı. Daha sonra dönemin kült programı Meksika Sınırı’nda da izlemiştim. Çok samimi bir şekilde kendi hikâyesini anlatmıştı. Eski bir solcu olan Sırrı Süreyya, hapisle genç yaşta tanışmış. Sonrasında epey dizi, film senaryosu yazdı, küçük rollerde oyunculuk yaptı. Siyasete girmesi bence saçmaydı. Çünkü derdini anlatabilecek güçlü bir kalemi vardı. Gezi olaylarının ardından çözüm sürecinin baltalandığı günlerde bulunduğu çevreye uydu. Sıradan bir partiliye dönüştü. Selahattin Demirtaş’ın yanında PKK güzellemesi yapan, güvenlik güçlerimiz hakkında ağır açıklamalarda bulunan biri olmuştu. Benim için o günlerde Sırrı Süreyya bitmişti. Daha sonra hendek olaylarının olduğu dönemde birkaç defa hapse girip çıkmıştı.

Zaman ilerledi, köprünün altından çok sular aktı. Bazı şeylerin farkına geçte olsa varıldı. Sırrı Süreyya, yaşının da verdiği olgunlukla ülkeye barışın gelmesi için yeniden gayret etmeye başlamıştı. Üstelik bu sefer üst perdeden konuşmuyor, sürekli yeni şartlar ortaya koyup, işin yokuşa sürülmesine izin vermiyordu. İşte böyle bir zamanda vefat etti. Bence ölümü şüphelidir, mutlaka araştırılmalı. Mecliste grup başkanvekili olarak oturum yönettiği zaman nüktedanlığıyla sert atmosferi bir anda yumuşatabiliyordu. Bir kızı vardı. Bunun az olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, hapse girip çıkmaktan çocuk yapmaya fırsat bulamadığını söyleyecek kadar nüktedan ve açık sözlüydü. Günümüzde bilim adamlığından daha çok magazin figürü olarak gündeme gelen İlber Ortaylı için yıllar önce, ilmi çok, irfanı yok hoca demişti.

Sırrı Süreyya Önder öyle veya böyle dünya defterini kapattı. Hatasının çok olduğu, savrulduğu günler de oldu. Diğer taraftan siyasete girmeden önce samimi, lafını esirgemeyen dolu bir insandı. Şimdi ölen birisini sosyal medyada ya göğe çıkarıyorlar ya da yerin dibine sokuyorlar. Hâşâ Allah’ın işine karışanlar bile var… Sırrı Süreyya ikisini de hak etmiyor. Bizim inancımızda ölen kişi Müslüman ise arkasından kötü konuşmak hoş karşılanmaz. Sırrı Süreyya’da elbette her fani gibi hesabını verecektir. Allah rahmetiyle muamele etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi