Macit Uluçamlıbel

Macit Uluçamlıbel

Sizin çocuklar yalan oldu

Sizin çocuklar yalan oldu

Binlerce yıllık şanlı mazin olsun…

Çin’i duvarlar arkasına hapset.

Batıya ilerle tarihi değiştir, kavimleri yerlerinden yurtlarından et.

Her kıtada izin olsun.

Bizans İmparatorluğunu yık yeni bir çağ aç.

Kutsal emanetlere, kutsal beldelere emanetçi ol.

Haçlı seferlerini bir bir bertaraf et.

Viyana kapılarına dayan batının korkulu rüyası ol.

Denizleri gölün yap.          

Bitti denildiğinde Kut’ül Amare’de, Çanakkale’de ben bitti demeden bitmez de.

Vatanını bölüşeceğiz dediklerinde, Kurtuluş Savaşıyla yedi düveli bir bir vatanından def et.

Öyle şanlı bir ordu ol...

Dünyada savaş bahsi açıldığında adın savaşçı millet olarak anılsın.

Sonra öyle bir zaman gelsin ki birilerinin zihninde görevin, sadece kendi milletine karşı, milletinin iradesine karşı silah doğrultmak olarak görülsün. Hem de o birilerinin bazıları senin şerefli üniformanı giymiş en üst rütbelerde bulunmuş olsunlar. Vah ki vah.

Cumhuriyetin ilelebet bekçisi olacağız diye bas bas bağıranlarla iktidarın gitmesi için darbe şart diyenler, darbeden başka çare yok diyenler, geçmiş darbeleri savunanlar hep aynı güruh.

Demokrasi istedikleri doğru ama istedikleri; seçme ve seçilme hakkının yalnızca onlarda olması. Onlarla aynı şeyleri düşünmeyen herkesin karşısındalar. Öylesine karşısındalar ki milletin, düşmanlar; tarihe, dine, örfe, adete… Hala başörtüsüne tahammülleri yok, ezan sesine tahammülleri yok, namaz kılana tahammülleri yok, besmeleye tahammülleri yok, yer sofrasına tahammülleri yok, yemek duasına tahammülleri yok.

Kurtuluşu, kuruluşu kutlarlar da o kurtuluşun kahramanlarından Sütçü İmam’ın, kadınların başörtüsüne uzadı diye Fransızların ellerini kırdığını, başörtüsüne uzanan elin namusa uzandığı için gözünü kırpmadan Fransızları vurduğunu anlamazlar. Kurtuluşu kutlarlar da Fransızların izinden ellerini başörtüsüne uzatırlar.

Bu milletin duası bellidir. Bayrak inmesin, ezan dinmesin…

15 Temmuz gecesi okunan selaları susturmaya çalışanları unuttuk, unuturuz sanıyorlar. Bu millet hangi düşmanını unutmuş ki?

Sokaklar karışsın da darbeye zemin olsun düşüncesi mi var birilerinde?

Üniversite bahçelerinde örgüt marşlarıyla halay çekenler üniversite öğrencisi olabilir mi? Sokakları yangın yerine çevirmek isteyen zihniyete nasıl destek verilir? İktidarın karşısında olduğunuzu göstermek için bugün teröristle halaya durursanız yarın hendek kazar öbür gün dağa çıkarsınız.

Birde kendi (!) üniversitenizin elinizden uçup gitmesinin hırsıyla konuşursanız işin ayarı kaçar. Düşmanımın düşmanı dostumdur şiarıyla hareket etmeyin. Düşmanınızın düşmanları milletin, devletin düşmanları. Yahu halay çekenlerin dinlediği, söylediği marşı da mı dinlemediniz?

Bu millet dostu düşmanı bilir. Darbeye zemin hazırlamaya çalışanlar varsa onlar da bilsinler ki bu millet, devletine dokundurtmaz. Ha birde darbe bekledikleri Ordu milletin öz evladıdır. Bir zamanlar okyanus ötesindekilerin ‘bizim çocuklar’ diye zikrettikleri çocuklar toprak oldular. Milletin ordusu millete namlu doğrultmaz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Macit Uluçamlıbel Arşivi
SON YAZILAR