Suriyelilere vatandaşlık verilmesi meselesi ve Beyşehir’de yaşanılan olaylarla milletçe kendimizi yeni bir tartışmanın ortasında bulduk. Maalesef yine sağduyulu, mantıklı düşünmeyi bir kenara bırakıp ifrat-tefrit sınırlarında dolaşmaya başladık.

Hükümet Suriyelilere hangi şartlarda vatandaşlık verileceği, ülkemizde bulunan yaklaşık 3 milyon sığınmacıdan kaç tanesinin vatandaş olabilecek şartları taşıdığı konusunda insanlara net bir açıklama yapmadığından söylentiler alıp başını gidiyor. Özellikle sosyal medyanında etkisiyle dezenformasyondan geçilmiyor. Son dönemde aşağı yukarı her konuda şöyle bir mantık işliyor. Eğer tartışılan konuyu hükümet teklif etmişse ya da hükümetin çıkarına gibi görünüyorsa bir kısım medya ve insanımız sorgulamak yerine doğrudan karşı çıkıyor. Bunun yanında karşı tarafta yer alan medya ve insanlarda sırf hükümeti yalnız bırakmamak için doğrudan destek oluyor. Fakat Suriyeli sığınmacılar meselesi bu kadar düz, sığ mantıkla ele alınıp olumlu ya da olumsuz cephe alınacak bir durum değil. Ortada toplumsal, insani bir durum var. Bu yüzden bir kanaate varmadan etraflıca düşünmek gerekiyor.

Ülke olarak belli bir tartışma kültürümüz olmadığından ilkokul mezunundan profesörüne kadar vatandaşlık meselesinde de ırkçılığın sınırlarında dolaşıyoruz. Öncelikle şunu kabul etmeliyiz. Suriyeli diye toptancı bir mantıkla değerlendirdiğimiz grup bireylerden oluşuyor. Muhammed, Ali, Mustafa ya da Ayşe, Fatma, Zehra gibi isimlerden oluşan insanlardan bahsediyoruz. Bir suç işlendiğinde doğrudan bütün halka fatura kesiyoruz. Düşüncemiz doğru bile olsa aşağılayıcı bir tonla ırkçılık yapıyoruz. Suriyelileri eleştirmek işin kolay tarafı “Vatandaşlık verilmesin, ülkemizi terk etsinler, onlar yüzünden kira fiyatları artıyor, işsiz kalıyoruz” gibi ezbere sloganlarla içimizi rahatlatamayız. Birazda kendimizi sorgulayalım. Örneğin Konya’da 400-500 lira kira değeri olan evleri Suriyelilere 6 ay peşin ayda bin liraya kiraya veren ev sahiplerinin, komisyon peşinde koşan emlakçıların şikâyet etmeye hakları yok. Aynı şekilde Suriyeliler evi tuttuğunda ev sahiplerine tepki göstermek yerine susup, iş işten geçtikten sonra hıncını Suriyelilerden almaya çalışan komşularında… Millet asgari ücretle bile zor geçinirken 400-500 liraya Suriyelileri çalıştıran patronların ve bu vicdansız patronları şikâyet etmeyen çalışanlarında vatandaşlık meselesinde söz söylemeye hakları yok.

Bende Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşıyım. Fakat mesele kuru kuruya karşı olmak olmamalı ortaya bir alternatif sunmalıyız. Yoksa karşı olan cepheye baktığımız zaman Sözcü, Cumhuriyet gibi varakpareler, benzer düşüncedeki internet siteleri ve Halk TV gibi militan yayın organları var. Açıkçası ben bu cepheye de karşıyım. Derdimi şöyle anlatayım. Suriyeli sığınmacılara normal vatandaşlık vermeyelim. Adına ister gölge isterseniz farklı bir isim verilebilecek alternatif vatandaşlık verelim. Bu sayede Suriyeliler ortalama Türk vatandaşının sahip olduğu bütün haklara sahip olsun. Aynı şekilde vergi vb. bütün sorumluluklara da tabi olsunlar. Güvenlik sicili temiz olan Suriyeliler bu geçici vatandaşlık sayesinde hem üretime katılıp kendi ayaklarının üzerinde dururlar hem de ülke ekonomisine katkı sağlarlar. İnşallah Suriye günün birinde eski günlerine döndüğünde bir kısmı ülkelerine geri gider, kalanlara vatandaşlık meselesini de biz o zaman tartışırız.

Bu konuda hükümetin halka gerçek niyetini iyi anlatması gerekiyor. Meselenin boşlukta kaldığı her gün sosyal meydanında etkisiyle vicdan sahibi sağduyu insanlarımız bile dedikodular yüzünden nefret söylemine ortak oluyor. Suriyelilere vatandaşlık verilerek hükümetin seçimde daha fazla oy toplayacağı düşüncesinin bile ne kadar mantıksız olduğu izah edilemedi. Böyle bir durumda vatandaşlığa karşı olan seçmenin gelecek oydan daha fazla bir kayba neden olacağının herkes farkında ama maksat ortalığı karıştırmak olsun.

Soru işaretlerini dağıtacak net açıklamaların yapılmadığı her gün Suriyeli sığınmacıların üzerindeki baskı artacak, meseleye farklı bakan insanlar arasında da bir ayrışma olacak. Mantıklı gerekçeler öne sürmeden sırf hükümete şirin görünmek için vatandaşlık verilmesini destekleyen şaşkınlarda kendini boşlukta hissedecek… Bu arada ben de Suriyelileri ne yapmalı diye sorarken ister istemez ırkçılığa bulaşmış oluyorum(!)