Prof. Dr. Önder Kutlu

Prof. Dr. Önder Kutlu

ÜLKE HÜKÜMETSİZ KALMAZ

ÜLKE HÜKÜMETSİZ KALMAZ

Anayasa ve idari sistemimiz ‘her halükarda bir hükümet’ kurulması mantığı üzerine dizayn edilmiştir. Seçim hükümetini kurmakla görevlendirilen Ahmet Davutoğlu bu konuda, önümüzdeki birkaç gün içinde yapacağı çalışmalarla ilgili, kamuoyunu bilgilendirdi. Yöntem olarak nasıl bir tercihte bulunacağını beyan etti.

Basın açıklamasında vurguladığı en önemli husus bu süreci diğer partilerle birlikte götüreceği idi. Partilerle müzakere yapmak suretiyle parti adına düşünülen isimleri seçim hükümetine monte edeceğini ifade etti. Aksi durumda Anayasa Mahkemesinin müdahil olacağını, kararının sorgulanacağını belirtti.

Buraya kadar Davutoğlu açısından bir sorun yok. Her şey yürürlükteki anayasa uyarınca götürülüyor. Partilerin değiştirmemek için çırpındıkları, ipe un serdikleri temel yasa böyle emrediyor.

1982 Anayasası tüm parti gruplarının seçim hükümetinde yer almak durumunda olduklarını söyler.

Görevi kabul etmeme anayasanın öngördüğü sınırları ihlal veya bir hakkı kullanmaktan imtina etme anlamına geliyor.

Bu saatten sonra kimse seçim hükümetinin teşkili noktasında Ak Parti genel başkanının suçlayamaz. Zira MHP ve CHP seçim hükümetinde yer almayacaklarını söylüyor, adeta iktidara ambargo uygulama durumuna geliyorlar. Oysa bu hükümette yer almak bir yetki olduğu kadar bir görev de aslında.

İktidardan kaçanlar, hükümette yer almak istemeyenler öncelikle kamuoyu nezdinde çok zor duruma düşecekler. Başbakanı veya Cumhurbaşkanını yüksek yoğunluklu bir dozda suçlayıcı, karalayıcı, itham edici basın toplantısı beyanatlarıyla köşeye sıkıştırma gayretlerinin toplum katında karşılığı bulunmuyor.

İçlerine sinmese de bu HDP parlamentoya girdi. Hem de laik, beyaz Türklerin gayretiyle. CHP açıkça destek verdi. Gezi Parkçılar alenen destekledi. Kalkıp da yanlış kişilere karşı tutarsız ithamlarda bulunmak mümkün değil. Adres bu zikrettiğimiz kesimler.

İçinden geçmekte olduğumuz dönemde sürdürülen askeri operasyonlar, ekonomik ve siyasi çalkantılar sorumluluk almayı gerektiriyor.

Girersiniz hükümete, yanlış gördüklerinizi tasvip etmez, geçit vermez, doğru olduğunu düşündüklerinizi de desteklersiniz.

Onu yapmıyorsanız eleştiri hakkınız bulunmaz. Fransız Anayasası ‘namevcutlar daima haksızdır’ der. Eğer içeriye girmiyor, sorumluluk üstlenmiyorsanız eleştiri hakkınız bulunmaz.

Bu hükümet bir şekilde kurulacak. Askeri darbe dönemlerinde bile olmazsa, olmaz olan hükümet çok daha rahat ve normal olduğunu bildiğimiz bugünlerde de kurulmak zorunda.

Özellikle anayasa tarafından tanımlanan ve siyasi partilerin ‘aynı çatı altında’ bir araya gelmeleri için düşünülen bu hükümet çok daha anlamlı. Anayasayı yapanlar hassaten herkesi birleştirmek için bu kurgulamayı yapmışlar.

Anayasanın bir hükmü bu: İhlali sorumluluktan kaçınma anlamına gelir.

Ahmet Davutoğlu sorumluluk aldı. HDP kurulacak hükümete katılacaklarını beyan etti.

Ama maalesef diğer iki parti kaçı(nı)yor.

Henüz hükümetin teşkiliyle ilgili elimizde somut veri yok. Düşünülen kişilerle ilgili değerlendirme yapabilecek durumda değiliz. Bekleyip, göreceğiz.

Ama asıl mevzu galiba yaklaşmakta olan seçimler. Bu seçim, geçen seçimden daha yakın. 65 günlük süre var. İki bayram arasından daha kısa. Bu da demokrasinin bayramı; katlanacaksınız.

Seçmen çok dikkatli; kamuoyu çok dinamik. Partiler adına yapılan açıklamalar, aktörlerin temsilleri, hassasiyetle takip ediliyor.

Önümüzdeki tablo içinde farklı bir çözümü bulunan varsa açıklamalıdır, özellikle de siyasi aktörler.

Çekinecek hiçbir şey yok. Seçime gitmemek yanlış olurdu. Ekonomik kaygılı, iş dünyası düşünceli. Yapılacak seçim en azından siyasi ve ekonomik kilidi açabilir, durgunluğu bertaraf edebilir.

Kaygıya gerek yok.

Siyaset mecrasında ilerliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi