Ramazan Köroğlu

Ramazan Köroğlu

Ümmet yazıları; içimizdeki hainler

Ümmet yazıları; içimizdeki hainler

Bu ümmet dışarıdakilerden fazla içerideki hainlerle uğraşmıştır. En büyük darbeyi de içerdeki hainlerden almıştır. En yakın zamanda yaşadığımız 15 Temmuz darbesi bunun en büyük örneklerindendir. Rabbim, bir daha bu millete öyle bir gün yaşatmasın. Bize de en büyük dersleri almayı nasip eylesin.

Tarihimiz kahramanlarla dolu olduğu gibi hainlerle de doludur. Hainler genel olarak ikiye ayrılır; dışarıdan beslenen ve yaptığı işi hainlik olarak yapanlar ve içeriden beslenip, biz gibi görünen ama dışardan aldığı emirleri yerine getiren, aklını kiraya verenlerdir. İkinci kısımdaki hainler en tehlikelilerdir. Ayrıyeten ikinci kesimin etkisi altında kalan, yıllarca dışarıya çalıştığı halde bunu bilmeyen şuursuzlar da vardır. Bu konuya girmeyeceğim ama merhum Erbakan hocanın sözünü anmadan geçemeyeceğim;

Siyonizm öyle ustadır ki, ‘Kim? Ben mi? Ben hiç siyonizme hizmet eder miyim? Şarkısını söylettirerek, kendi ordusuna işbirlikçilere askeri talim yaptırır.

***

Ümmetin son yıkılmayan kalesi Türkiye’dir. Türkiye, Yusuf Kaplan hocamızın değimiyle; Dünyanın ruhu, mazlumların umudu, zorbaların kabusudur.

Bunu ne yazık ki çoğumuzdan daha fazla, bu ümmeti köle etmeye, yok etmeye çalışanlar biliyorlar. Bunun içinde gece gündüz asırlardır, bu ümmeti tarihten silmeye çalışıyorlar. Mevzu bahsimize bir misal verelim;

Haim Nahum

23 Aralık 1872 yılında Manisa da dünyaya gelmiştir. Osmanlı İdadi Mektebini iyi bir derecede bitirmiş. Kalan eğitim hayatını Paris’te Yahudi burslarıyla devam etmiştir. Eğitim hayatı bitikten sonra İstanbul da öğretmenlik yapmıştır. Ayrıyeten Mustafa İsmet (İnönü) Bey’in Fransızca öğretmenidir. Diplomasi alanını iyi bildiği için birçok resmi toplantılara katılmıştır. Katıldığı resmi toplantılardan en büyüklerinden biri de Lozan Anlaşmasıdır. Haim Nahum Lozan da Osmanlı’nın heyet listesinde olan bir müşavirdir. Haim Nahum hayatına Hahambaşı olarak devam etmiş. 1960 da vefat etmiştir.

Şimdi gelelim Haim Nahum’un asıl yüzüne;

Haim Nahum Anadolu’yu ustalıkla analiz etmiş ve nasıl yıkılması gerektiğini 1923’te Lozan da Avrupalı dostlarına ve mason loca şeflerine şöyle demiştir;

Yanlış yapıyorsunuz; Anadolu’yu işgal etmekle Müslüman Türkleri sindireceğinizi mi sanıyorsunuz? Hayır, birkaç yıl içinde bu milletin yeniden dirileceğini, toparlanıp derleneceğini hesaba katmıyorsunuz! Öyleyse yapılacak şey; Lozan anlaşmasıyla bunlara bir fırsat tanıyıp, bu zaman içinde İslamiyet’ten uzaklaştıracak, din ve tarih şuurunu unutturacaksınız. Müslüman Türkler, bir İman ve ahlak tahribatı süreci geçirmelidirler. Onlar, ülkelerini parsel parsel satacak hale getirmelidirler. Yumuşak ve kolay lokma yapıldıktan sonra ise, Türkiye parçalanıp büyük İsrail’e katılmalıdır. Bu şartları yerine getirmeden Türk milletini tarih sahnesinden silmek mümkün değildir. Bu şartlar tekâmül etmeden savaşırsanız, kazanamaz yenilirsiniz.

Haim Nahum bu ülkeyi nasıl yıkılacağını planlamıştır. Amerika’da hazırladığı plan Haim Nahum doktrini olarak tarihe geçmiştir.

Doktrin ana maddeleri şöyledir; Türkleri savaşla yıkamazsınız. Türkleri yıkmak için;

  1. Anadolu insanını aç bırakın.
  2. Anadolu insanını işsiz bırakın.
  3. Anadolu insanını borca esir edin.
  4. Anadolu insanını dininden uzaklaştırın.
  5. Anadolu insanını bölün.
  6. Anadolu insanını ve tüm Müslümanları birbirleri ile çarpıştırın.
  7. Anadolu insanını yumuşak lokma haline getirip yutun. Demiştir.

Haim Nahum böylece Avrupalı emperyalist devletlere, Türk halkını yok edebilmek için bir strateji geliştirmiştir.

Yaptığı planın ne kadarı gerçekleştiği, düşünülmesi gereken bir konudur. Bu topraklarda büyüyen birisinin, bu toprakların nasıl yıkılacağını anlatması çok büyük bir hainliktir.

Haim Nahum hayatına baktığımızda Ümmete verdiği en büyük zararlardan biri de;

Türkiye’ye Arap düşmanlığı, Arap ülkelerine ise Türk düşmanlığı empoze ederek Müslümanların birleşmesine engel olmuştur.

Haim Nahum’un oğlu Bernar Nahum da Türkiye de etkili bir isim olmuştur. 1961 yılında gerçekleştirilen birinci Otomativ Kongresinde Bernar Nahum yaptığı konuşmada;

Bursa da şeftali üretmek, otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır. Araba yerine şeftali üretmeliyiz demiştir. Yaptığı konuşmaya dayanamayan ve ülkesinin üretimine engel olan bu şahsa, genç bir mühendis ayakkabısını fırlatmış ‘Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz, sizler batıya mahkum ve mecbur ediyorsunuz’ diye bağırmıştır.

***

Nahum ailesi bu ümmeti bölmeye çalışan ailelerden sadece bir tanesidir. Bunun gibi birçok içimizde bizi bitirmeye çalışan hainler vardır.

Rabbim bize bu hainleri görmeyi sağlayacak basiret versin.

Bizi geçmişten ders alarak önümüzü görenlerden olmayı,

 nasip eylesin.

Bu ümmete yapılan bütün planları boşa çıkarsın.

Amin

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Köroğlu Arşivi
SON YAZILAR