Prof. Dr. Önder Kutlu

Prof. Dr. Önder Kutlu

Yönetim nedir, ne değildir?

Yönetim nedir, ne değildir?

Kamusal sorumluluk üstlenen aktörlerin keyfilikten uzak ve hakkaniyete uygun biçimde davranmaları gerektiği herkesçe kabul edilir. Ancak bunun nasıl sağlanacağı konusunda çoğu zaman tartışmaya açık, sübjektif unsurlar içeren değerlendirmeler yapılır.

Mesele sadece siyasetçileri değil, özellikle bürokrasiyi de ilgilendirir. Hatta ikinci grup aktörlerin birincilerden daha fazla sorumluluk sahibi olmaları gerektiği kabul edilir.

Günümüzde kamu yönetimi ve siyaset ister-istemez şeffaflaşmak durumundadır. Herhangi bir medya teşkilatına mensup olması gerekmeyen sıradan insanlar pekâlâ çok önemli haberlere kaynaklık oluşturup, bilinmesi gereken bir mevzuyu tüm topluma ifşa edebiliyorlar. İnternet, sosyal medya vs. gibi kanalları kolayca kullanılabiliyorlar.

Kamuoyuna üst perdeden başarı hikâyeleri pompalayanların mumlarının yatsıyı bulmadan söneceği de bilinir; marifetleri çabucak teşhir edilebilir. Kendilerine sorulur; ‘hangi başarıyı sağladın’, ‘hangi önemli katkıyı yaptın’, ‘ne ürettin’ denilir.

Belli Büyükşehir belediye başkanları mesela bu kapsamda tartışılıyor. Pek çok bürokrat da aynı durumdadır. Kerametleri kendilerinden menkul, başarısız ve ezik tiplere toplum hemencecik notunu verir, vermesi beklenir.

Peki, iyi yönetici nasıldır, kötü yöneticinin nitelikleri nelerdir?

İyi yönetici hukuka uyar, hakkaniyete değer verir, sorumluluk hissiyle hareket eder, paylaşır, başarılıdır, performansı yüksektir, meşruiyeti tartışılmaz, yeterlidir, hesap verir, tevazu sahibidir. Bu özellikleri çoğaltmak mümkündür.

Bahsi geçen temel nitelikleri iki grupta toplamak mümkündür: Yöneticinin kendinde bulunması gereken hususiyetler ve yaptığı işinde aranması lazım gelen nitelikler.

Yani, iyi yönetici hem kendisi iyi olmalıdır; hem de işi.

Öte yandan kötü yönetici ise başına buyruk, keyfi kararlar veren, kibir sahibi, savurgan, saldırgan, tahammülsüz, sorumsuz, gizli-saklı iş tutan, kifayetsizdir. Görüldüğü gibi kötü yönetici daha çok kendisinde bulunan eksiklik, yetersizlik ve keyfilik nedeniyle başarısız olarak kabul edilir.

Hukukun arkasından dolaşan, yaptığını abartan, hatta rutin görevlerini üstün bir maharetmiş gibi göstermeye çabalayan yaygaracı ve algıcı tipler toplum tarafından kolayca tespit edilirler.

Yanlış yapanlar içinde söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmayan münafıklar en tehlikelileridir. Ürettikleri algı sayesinde işlerine dair bir illüzyon meydana getirirler. Çevresindekileri belli bir süre aldatabilir, gözlerini boyayabilir, hatta inandırabilirler.

Bu yanılsama ve sahtekârlıkların üstesinden gelmek için vicdan sahibi, her daim hakkı ve hakikati haykıracak insanlara ve kesimlere ihtiyaç duyulur. Medya bunun bir aracıdır. Ancak, tüm yükü ve sorumluluğu belli insanlara yüklemek de doğru değildir. Herkes sahtekârlara karşı dikkatli olmak, gerektiğinde dur diyebilmek zorundadır.

Ülkemizde maalesef göz boyayıcı tipler çokça mevcut. İnsanların gözlerinin içine baka baka hikâyeler üretebilen, olmadık şeyleri normalmiş gibi yutturabilenler az değil.

Toplumun ve siyasetin bunlara karşı güçlü bir sigorta mekanizması geliştirebildiğini söylemek oldukça zor görünüyor. Sivil toplum, kamuoyu, baskı grupları, kısacası tüm örgütlü yapılar ile gerçek kişiler bununla mücadele etmelidir. Demokrasi eğer adil bir oyun olarak oynanacaksa ve bürokrasi sorumluluk duygusuyla topluma hizmet edecekse herkes üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmelidir.

Tüm yükü sadece Cumhurbaşkanına yahut dar bir kadroya yüklemek doğru değildir. Süreci adaletli biçimde işleterek, hesap vermeleri gerekirken bundan imtina edenleri afişe etmek en doğru yoldur.

Bu, en yakınımızdan başlatılmalı, genişleyen halkalar halinde tüm insanlığı kuşatan bir bakış açısına doğru yönlendirilmelidir.

Ziya Paşa bütün bunlara dair ne de güzel söylemiş:

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.

Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi
SON YAZILAR