Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Zafer inananların oldu

Zafer inananların oldu

Gazze’de nihayet ateşkes sağlandı. Siyonist İsrail, katliamlarla uzatmaları oynadığı Gazze’yi yok etmek projesinde geri adım atmak zorunda kaldı. Zafer bir kez daha inanların oldu. Zaferin gelmesinde başrol elbette Filistinlilerin şanlı direnişindeydi. Her ne pahasına olursa olsun topraklarını terk etmediler. Kaybedecekleri bir şeyleri yoktu ve kazandılar. Şu anda sıcağı sıcağına olayların içinde bulunduğumuzdan tam anlamıyla idrak edemiyoruz. Beş, 10 yıl sonra elde edilen bu zaferin ne anlama geldiğinin farkına varacağız.

ABD’nin yeni başkanı Trump, uzatmaları oynayan Netanyahu’ya dur dedi. Çünkü İsrail’in başarılı olma şansı yoktu. ABD’nin desteğiyle katliamlara devam etse de bugün olmazsa yarın günün sonunda kaybeden olacağı belliydi. Trump akıllı adam, olmayacak bir şeye daha fazla para harcamak istemedi. Trump, “Savaşlara son veren, dünyaya huzur getiren güçlü ABD başkanı” imajını oluşturup Amerikan rüyasını tekrar başlatmak istiyor. Önümüzdeki günlerde Rusya, Ukrayna savaşında da benzer bir karar alınacağı kesin. Bundan sonrasında önemli olan elde edilen bu zaferin altını doldurmak olmalı. Bu noktada en önemli görev elbette ülkemize düşüyor. Filistinlilerin yanında durup gerçek bir Filistin devletinin kurulmasını sağlamalıyız. Bunun içinde rehavete kapılmadan, işin zamana yayılıp sulandırılmasına izin vermeden bir an önce gereken adımlar atılmalı.

Filistin devletinin kurulması için devletlerin kendi aralarındaki diplomatik ilişkilerinin yanında biz sivil, sıradan insanlara da çok iş düşüyor. Bağımsız Filistin devleti kurulasıya kadar teyakkuz hâlinde olmaya devam etmeliyiz. Boykot meselesini ilk günkü kararlılığıyla sürdürmeliyiz. Çünkü gerek İsrail, gerekse de ABD için en önemli şey para. Öldürülen Filistinliler zerre umurlarında değil. Onlar harcadıkları parayı hesap etmekle meşguller. Hâl böyle olunca biz boykota devam ettikçe onların zararı artacak, bağımsız Filistin’in kurulması için gereken adımları hızlandıracaklar.

Filistin’de benzer katliamların tekrar etmemesi için öfkemizi diri tutmalıyız. Alınan ateşkes kararı yaraya en fazla geçici bir pansuman anlamına gelir. Bizim rahatlayıp, nihai zafere ulaştık dememiz için İsrail’in yıkılması gerekiyor. Bu elbette bir günde olacak bir şey değil. Lakin bu durum olmayacak anlamına da gelmiyor. Adım adım gidip, kararlılığımızdan taviz vermezsek o günleri de elbette göreceğiz. ABD ateşkes kararını Filistinlileri çok sevdiği için almadı. Zarar eden bir şirketi yeniden yapılandıracaklar. Bunun içinde şirketin görünen yüzünü değiştirip bir tadilata sokup yenilenmiş imajını oluşturacaklar. Büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde Netanyahu görevi bırakacak. Filistin’de yaşanan soykırım da onun üzerine yıkılacak. İsrail devleti ve siyonist Yahudiler aklanmaya çalışılacak.

Öfkemizi diri tutmak bu noktada çok önemli. Çünkü diplomasi denilen şey insanları önemsemez, devletlerin çıkarları doğrultusunda şekillenir. İsrail’in başına yeni bir isim getirildiğinde birkaç sene sonra İsrail ile ülkemizin yeniden iyi ilişkiler kurmayacağını kimse garanti edemez(!) Biz sıradan insanlar olarak devlet gibi düşünmek zorunda değiliz. İsrail’i ve siyonist Yahudileri çok iyi tanıyoruz. Onların nihai amaçlarını çok iyi biliyoruz. İsrail’de diktatörlük yok. Gerek Netanyahu gerekse de ondan önceki kasapların hepsi seçimle göreve geldiler. İsrail vatandaşları doğrudan bu katliamları destekliyor. Durum böyle olunca da bizim kararlı duruşumuz önem kazanacak. Boykota kararlı bir şekilde devam ederken ülkemizde İsrail lehine bir atmosfer oluşturulmaması için de sürekli çaba sarf etmeliyiz. Hükümet, İsrail ile yeni dönem, iyi ilişkiler vb. kelimeleri ağzına almaya bile cesaret edememeli. Bu ancak bizim baskımızla olur. Yeni dönem demek İsrail’in bir sonraki katliama kadar dinlenmesi demek. Filistinlilerin ve bizim aynı acıları bir kez daha yaşamamız demektir.

Elde edilen zaferin taçlanması için bağımsız Filistin devletinin kurulması gerekiyor. Şu anda bunun için çok umutluyuz. 7 Ekim sonrasında güçlü İsrail imajı, Yahudilerin mağdur edebiyatı yerle bir oldu. Bunun yeniden inşa edilmemesi bizim elimizde. Bağımsız Filistin kurulasıya kadar durmak yok, yola devam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi