Gazze’nin Zaferi, İşgalci İsrail’in Hezimeti
Siyonist İsrail’e karşı 7 Ekim 2023 tarihinde başlatılan Aksa Tufanı değerlendirilirken meselenin köklerine inmek gerekir. Filistin davası, 1917’den itibaren ele alınmalıdır. Osmanlı’nın olağanüstü şartların zorlaması ile çekilmek zorunda kaldığı Filistin, İngiliz mandasının altına giriyor. Sonra da ABD ile birlikte Siyonistler bütün bir dünyadan hakları olmayan topraklara göçe zorlanıyor. O tarihlerden itibaren Siyonistlerin kurduğu terör örgütleri eliyle Filistin Müslümanlarının köyleri, kentleri yakılıyor, yıkılıyor, kendileri öldürülüyor ya da tehcir ediliyor. 1948’e gelindiğinde işgal toprakları üzerinde kurulan korsan devlet İsrail’le birlikte işgal, sürgün, katliam, her türlü vahşet ve Filistinlileri yok etme siyaseti bütün hızı ile devam ediyor. Gün geçtikçe Filistin toprakları adım adım işgal ediliyor, Filistinliler dar bir şeride sıkıştırılıyor. Eğer 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı olmasaydı, Filistin’de olup bitenler dünyada bugün olduğu kadar anlaşılamayacak, Siyonistlerin gerçek yüzü ortaya çıkmayacak ve Batı’nın değerler alanında iflas ettiği anlaşılmayacaktı.
Bugün Filistin, devlet olma yolunda dünden daha güçlü hale gelmiştir. Batı Şeria’da Abbas yönetiminin ılıman politikalar sürdürmesine ve kendi vatandaşlarına zulüm yapmasına rağmen Siyonistler orada olup bitenleri de yeterli görmemişler; öldürme, sürme, yakma, yıkma politikalarını Gazze’deki soykırım politikaları ile birlikte sürdürmüşlerdir. 7 Ekim 2023’de Netanyahu yaptığı konuşmada, Gazze halkını Sina yarımadasına süreceğini, Hamas’ı tamamen yok edeceğini, işgal ettiği Gazze topraklarını asla terk etmeyeceğini, buraları yerleşimcilere açacağını vaat ediyordu. Hatta savaş esnasında yerleşimciler için projelerin başlatıldığını söylüyordu. Filistinliler açısından bu bir direnişti. Vatanlarını savunmaktı. Kurtuluş mücadelesiydi. Bu savaş binlerce masumun canına mal oldu. Unutulmasın, bütün kurtuluş mücadelelerinde bunlar olmuştur. Bizim inancımıza göre onlar şehittirler. Şehitler ölmez. Şehit kanlarıyla sulanan topraklar vatandır.
Bugün gelinen noktada Siyonistler de ağır bedeller ödedi. Tarihlerinde Gazze savaşında ödedikleri kadar can kaybı ödemediler. Yaklaşık bir milyon kişi İsrail’den kaçtı. Hırsız yerleşimciler geri adım attı. Binlerce Siyonist İsrail aklını yitirdi. Katil Netanyahu savaşın başında vadettiği hiçbir hedefine ulaşamadı. Savaşın sonunda İsrail terör örgütü olarak nitelendirdiği Hamas’la ateşkes masasına oturmak zorunda kaldı. Meşru görmediği Hamas’ı meşru olarak gördü. Hamas bitmemiştir, tüm şehitleri kadar yeniden taraftarlarını toplamış, Gazze ve Batı Şeria’da hatta işgal edilmiş Kudüs de dâhil tüm Filistin topraklarında varlığını daha da güçlendirmiştir. Elbette savaşan Hamas, ölen Hamas olunca, kurulacak Filistin yönetiminin idaresinde de Hamas olacaktır. Korkaklar tarih yazamaz. Hamas bugün bir daha Filistin’de tarih yazmıştır. Bu savaş Gazze’nin, Filistin Müslümanlarının zaferi, Siyonist İsrail’in hezimeti ile sonuçlanmıştır.
Siyonist İsrail bundan derin dersler çıkaracaktır. Mücahitler topluluğu Hamas sadece Siyonist İsrail’le savaşmadı. Başta ABD, Hollanda, İngiltere, Almanya gibi pek çok ülke ile savaştı. Küçücük bir Filistin toprağına 15 aydır zalimane tonlarca bomba yağdırıldı. Taş taş üzerinde bırakılmadı. İslam’ın bütün kutsalları çiğnendi. Yaşama alanları yok edildi. Hamas ve diğer Filistinli mücahit örgütler tarih yazdı. Ümmetin onurunu korudu. İslam’ın izzetini temsil etti. Dünyaya İslam’ın mesajını verdi. İslam bir kere daha yeniden bütün bir dünyada tazelendi. İhtida hareketlerinde artışlar kaydedildi. Maalesef, dünyanın tüm barış ve insan hakları tandanslı örgütleri söz konusu Filistin ve Müslümanlar olunca sınıfta kaldı. İki milyara merdiven dayamış İslam dünyası yöneticileri de sınıfta kaldı. Türkiye’nin ve onun kudretli liderinin bütün çabalarına ve gayretlerine ortak ses verilmedi. Ben inanıyorum ki bunun da bir bedeli olacaktır.
Sonuç olarak, Başkenti Kudüs olan ve birleşik coğrafi bütünlüğe sahip Filistin İslam devleti kurulmadıkça orta doğuda sular durulmayacaktır. Eğer huzur isteniyorsa, er ya da geç bağımsız ve güçlü Filistin devleti kurulacaktır, bu olacaktır, bu olacaktır. Şimdi Gazze’yi inşa etme, yeniden ayağa kaldırma zamanı. Şimdi, Netanyahu ve şürekâsının Uluslar Arası Ceza Mahkemesinde hesap verme zamanı. Şimdi, İslam dünyasının yeniden kendi içinde bir muhasebe ve hesap yapma zamanı. Şimdi, Siyonist İsrail’e bu yıkımın bedellerinin ödetilme zamanı. Şimdi, yeniden Gazze’nin yetimlerine, yoksullarına, kimsesizlerine sahip çıkma zamanı. Dünya Müslümanları olarak, bir defa daha az bir topluluğun çok bir topluluğa galip geldiği Allah’ın günlerini yaşıyoruz. Bizlere sayısız nimetleriyle bu zaferi ve apaçık fethi nasip eden Rabbimize hamd olsun. Selam olsun şanlı Gazze’nin tüm yiğitlerine, mücahitlerine!..